Ülke öyle bir hale geldi ki, şaşırmamak elde değil.
En basitinden şu var;
Cebinizde para var ama sıfır araba alamıyorsunuz.
.
Her gün tonlarca araba reklamı düşüyor sitelere, sosyal medyaya.
Arabayı övmekten helak oluyorlar.
.
“Tamam kardeş ver bir tane oradan!”
Cevap: “Yok!”
.
Daha dün dolaştım araba satıcılarını.
Ellerinde araba yok.
“Buyrun nasıl yardımcı olalım?” diye karşılıyorlar ama.
.
“Araba alacaktık”
“Araba yok”
“Ne zaman gelir?”
“Siz eylülde uğrayın.”
“Siz gelince bizi arasanız?”
“Sizin gibi yüzlerce kişi var araba isteyen.”
.
Durum şu;
“Erken gelen arabayı alır…”
.
Ticaret Bakanlığı ne iş yapar acaba?
.
Mesela bu aralar,
“Sıfır araba satışlarını denetlese?”
“Nereden aldın?
“Nasıl aldın?”
Gibi sorular sorulsa.
.
“Hani yoktu?” şeklinde bayilere sorular sorulsa.
.
Birçok video var.
TIR’larla gelen sıfır arabaların depolara çekildiği yönünde.
Hani?
Yakalanan var mı?
“Stokçuluk” suç mu, değil mi?
Yoksa fazla para veren olan alıyor mu?
Karaborsa var mı?
.
Diyeceğim şu ki;
Bu ülkede nasıl istediğin üniversiteye giremiyorsan,
İstediğin arabayı da alamıyorsun.
Benzerlik bu.
.
Ömür boyu okuduğun, eğitimini aldığın bilgiyi (mazeret kabul etmeden) 2 saate sığdırıp seni imtihan eden sistem, araba bayiine gittiğinde ne bulursan onu alırsın şekliyle aynı.
Ne tutarsa…!
NAS MI?
Suudi Arabistan…
Şeriatla yönetilen bir ülke.
Yani,
Dini kurallarla.
.
Dünyada “Şeriat” denilince korkulur.
“Aman ne iyi şeriat gelecekmiş” diye sevineni gördünüz mü?
Göremezsiniz, zira her ülke kafasına göre bir şeriat uyguladığından “İyi olabileceğine inanmaları” mümkün değil.
.
Yemen, İran, Suudi Arabistan, Afganistan, Pakistan’da şeriat uygulanmaktadır.
Bir yönetim şeklidir.
Hepsi birbirinden farklı uygulamaları olan şeriatın, doğru olanı hangisidir?
.
Sözlük anlamı şu:
“Şeriat, Kur'an ayetleri ile Muhammed'in söz ve fiillerinden oluşan naslardan alimler sınıfının çıkarımları ile oluşturulan dini kanunlar toplamıdır. İslam'da ibadetler, muameleler ve cezalarla ilgili tüm kavram ve kuralları kapsar…”
.
İslamiyet insanlığa müjdelenmiştir.
Böylesi adil, böylesi insancıl bir dinin kurallarından korkmak mümkün mü?
.
Bugün adı geçtiğinde tüyler diken diken oluyor nedense?
.
“Hırsızlık yapanın eli kesilmeli” şeklindeki bir açıklamayı, Vahabi düşüncesi ile “Kılıçla el kesme” şeklinde algılamak ta var,
Ya da “Hırsızlık yapanın eğitilip, bir daha hırsızlık yapmasının engellenmesi, o alışkanlıktan elinin çektirilmesi, (mecazen) elinin kesilmesi” şekli de var.
.
En katı şekliyle uygulanan bu ülkelerin çoğunda futbol oynanıyor.
Bir futbolcuya 100 milyon gibi rakamlar Euro cinsinden veriliyor.
Şimdi soru şu:
İsraf mı?
.
Ülkemizde yayınlanan “Tasarruf genelgesi” dururken, Rize Valisinin 3.7 milyonluk arabası hangi kanuna veya hangi “Nas’a” uyuyor.
.
Kamu kurumlarının kiraladığı arabalara verilen paralar hangi kurala göre yapılıyor?
.
Emekliler 7500 lira maaşla inim inim inlerken bu savurganlıklar nereye sığıyor?
.
Bir gecede tek kişi tarafından yapılan binlerce atamada liyakati sağlamak mümkün mü?
Kul hakkı devreye giriyor mu?
.
Dilinden Allah ve Peygamber’i düşürmeyen, Nas’a göre hareket ettiğini söyleyen ve İslami bir simge olan türbanı sürekli gündeme getirip anayasal güvence altına almak isteyen iktidarın bu uygulamalarına bakınca, hangi kurala göre davrandığı pek anlaşılamıyor.
BALDIZ
Eğer gündemi takip etmiyorsanız ben size aktarayım;
Gündemin bir numarası;
“Baldız…”
.
Sebebi şu;
Diyanet'in 2021 yılında “Baldızla zina nikâhı bozar mı?” sorusuna verdiği cevap.
.
Bu konuda önce bu soruyu soranı kaile alıp cevap verenin iş akdini sonlandıracaksın.
.
Nasıl bir sorudur bu?
Adamın baldızıyla ilgili kafasında nasıl bir plan var ki, utanmadan bir de “Nikâhı bozar mı?” diyor.
.
Diyelim adam baldızı ile uygunsuz bir vaziyette eşine yakalandı.
Yüzsüz bir tavırla şunu mu diyecek?
“Korkma karıcığım, ben diyanete sordum nikâh bozulmuyormuş…”
.
“Yaz kızım 3 torba çimento” dese daha mantıklı olurdu sanırım.
.
Eşi de salak ya!
Kocasını kız kardeşi ile yakalayıp kocasından bu cevabı alınca;
“Aaaa! Tamam o zaman, madem nikah bozulmuyor siz devam edin” mi diyecek?
.
Bence bu durumda eşi şunu der;
“Madem nikâh bozulmuyor, o halde iriyarı kayınçon da ormana götürmek için arkadaşlarını toplamış seni almaya geliyor…”
.
Adam bu soruyu sormuş, Diyanet de cevaplamış.
Bakın ne demiş;
“Eşlerden birinin zina etmesi, nikâhlarına zarar vermez. Baldızla yapılan zinanın nikâhı sona erdirmemesi, baldızla olan evlenme yasağının ebedi değil geçici olmasından kaynaklanmaktadır…”
.
Yani adam karısından boşandı veya karısı vefat etti diyelim;
Hooppp!
“Baldız devrede olabilir” diyor.
.
Ancak daha sonra söz konusu fetva, Diyanet tarafından internette de yayımlanan kitabın 4. baskısında yer almayınca ortalık yağa kalktı ve Twitter'da konuya ilişkin binlerce tweet atıldı, “Baldız” kelimesi TT listesinin zirvesine yerleşerek gündem oldu...
.
Siz, “Baldız baldan tatlıdır” lafına pek kanmayın, işinize bakın!
TİYATRO
Festival geldi geçti.
Biz tiyatro tarafındaydık.
Amfi Tiyatro’da sahnesinde hem oyuncu olarak hem de seyirci olarak yer aldık.
.
Açık havanın verdiği zorlukları yaşayarak bir festival geçirdik.
“Yoldan geçen arabaların bağırtılı egzoz sesleri, rüzgârın durumu” gibi faktörlerin yanı sıra, insan faktörünü de eklemek lazım.
.
Afişlerinde özellikle belirtilen +13 yazısına rağmen minnacık çocukları tiyatroya getirmek kadar anlamsız bir şey olamaz.
.
Bizim oyuna gelip, oyunu seyreden bir Ukraynalı sanatçı şu eleştiriyi yollamış:
“Ekibin tüm katılımcılarına iyi şanslar ve yaratıcı büyüme dilemek istiyorum. Emeğinize sağlık!
Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki;
Sahnenin her iki tarafında bulunan kapalı olmayan tuvalet kapıları, bir izleyici olarak dikkatimi dağıttı.
Ve dahası:
Tüm ebeveynler için önerim, çocuklarınızı evde veya lokantada besleyelim, ancak tiyatroda değil.
Açık havada olsa bile burası tiyatrodur. Gösteride cips ya da kraker yemediği sürece çocuk açlıktan ölmeyecek.
Tiyatro, bizi kahramanlarla empati kurmaya, yaşam, ölüm ve kendimize olan sevgiyle ilgili sorular sormaya zorluyor.
Peki çekirdekleri yerken veya krakeri çiğneyerek kendinize hangi duygu veya soruları sorabilirsiniz?”
.
Tiyatro;
Yazarı, yönetmeni, oyuncusu, dekorcusu, sesçisi, ışıkçısı, makyajcısı v.s. ile olduğu kadar seyircisi ile de bir kültürdür.
Bunu belirtmeye gerek var mı?
.
Tiyatroya gelirken yüklendiğiniz görev çerçevesindeki “Kültür” konusunda belki bir takım eksiklikler olabilir ama “Saygı” konusunda daha dikkatli olma zorunluluğu vardır.
.
Seyircilerin özenle giyinip geldiği tiyatro salonlarına, (sırf açık hava tiyatrosu diye) susmayan bir çocukla gelmenin bahanesi olamaz…