YAYGIN YANGIN Bu saate kadar gelen bilgiye göre yangının alev kısmı bitti.
Geriye kalan kısmını da “Söndürme ve Soğutma” çalışmalarıyla halledecekler.
Kısmen kontrol altına alındı…
.
Eğer rüzgâr yeni bir sürpriz yapmazsa tabi.
.
Çıkış noktasından bu kadar çabuk yayılması da enteresan!
Elbette rüzgârın etkisi var.
Ama çıkışını görmekte, ihbar etmekte ve müdahale sırasında bir aksaklık var gibi.
.
Sıcaklığın fazla olması, yerlerin kuru olması, anızların varlığı birçok sebep var.
Ama…
.
Şüphelerime mazhar olacak bir açıklamayı “Türkiye Ormancılar Derneği Genel Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara” yapmış;
“Yangın daha da büyüdü ve 4 bin hektarı buldu. Ortada ciddi bir organizasyon bozukluğu var.”
.
Buyurun, bunu ben demiyorum, işin uzmanı söylüyor.
.
Bir bozukluk olduğu belliydi zaten.
O da organizasyondaymış meğer.
.
Özkara diyor ki:
“Türkiye’nin yüzde 16’sı orman yangınlarına hassas bölge. Biz bu bölgelerde özel olarak çaba göstermeliyiz. Böyle bir ülkede kendi haline bırakılmış düzenle orman yangınlarıyla mücadele edilmez…”
.
Dediklerine katılmayan var mı?
.
Orman Yüksek Mühendisi Melih Olcay da diyor ki:
“Çanakkale bu yangınlara yıllarca maruz kaldı. 1 lira vermediğin önlemeye, 1000 lira vererek söndürme yaparsın…”
.
“Tüp yoktu,
Biz getirdik!
Buzdolabı yoktu!
Biz getirdik!” diyerek hava atanlar şunu da söylesin;
“Yangın yoktu!
Biz getirdik!”
YUNAN’A GİDİYORUZ!
Bilindiği üzere yangın sadece bizde değil.
Yunanistan da yangınla boğuşuyor.
.
Yunanistan’ın kuzeydoğusunda çıkan yangın hala söndürülemedi, kontrol altına alınamadı ve cayır cayır yanıyor…
.
Yunanistan’ın Türkiye sınırı yakınındaki Meriç Bölgesi’nde de orman yangını devam ediyor.
.
Ancak üzücü haber çabuk geldi.
.
Bu bölgede bulunan Dadia Milli Parkı’nda “18 kişinin” cansız bedenine ulaşıldı.
Yapılan incelemeler de hayatını kaybedenlerin, “Düzensiz Göçmenler” olduğu meydana çıktı.
.
Resmen insanlık dramının yaşandığı son yıllarda bir de bu haber, tüm dünyayı oldukça üzdü tabi.
.
Yunanistan devlet kanalı ERT spikeri, orman yangınları ile ilgili haberi verirken büyük bir gaf yaptı.
.
“İnsanın fikri neyse zikri de oymuş” derler ya!
Aynen öyle oldu.
.
Kanalın Haber bültenini sunan spiker “Alexandras Douvara”, Dadia Ormanı’nda hayatını kaybeden “18 Düzensiz Göçmen” için verdiği haberle ilgili yorumunda şu cümleleri söyledi:
“Tek hoş olan şey, alevler içinde kalarak hayatını kaybeden 18 göçmenden başka insan hayatının yasını tutmamış olmamızdır.”
.
“Hoş olan şey!”
.
“Göçmenlerden başka insan hayatı!”
.
Bu cümleler resmen;
İnsanlık suçu,
Irkçılık,
Ayrımcılık,
Aşağılama v.s.
.
Birazcık empati yapsa neler hissedecek belki ama içinden gelmeyince, zorla olmuyor demek ki.
.
Bu dünyada, bu devirde böylesine bir düşüncede olan bir insan…
Milyonların önünde ağzından çıkanı kulağı duymayacak şekilde kendinden büyük bir laf ediyor.
.
“Lafa bakarım laf mı diye, bir de adama bakarım adam mı diye!”
ZIRT-PIRT
Son yıllarda bir Yunanistan merakı başladı nedense?
Eline pasaportunu alan “Zırt-pırt” Yunanistan’da veya adalarında.
.
Ne merakmış be!
.
Yeşil pasaportlular ayrı.
Nasılsa vize yok, soran yok.
Bastır sınır kapısına.
.
Ülke batmış,
Ülke yanıyor,
Kimsenin umurunda değil.
.
O Yunan’a gitsin de, gerisi hikâye.
.
Gelince hava mı atacaksınız?
Sosyal medyada sayfaları mı dolduracaksınız?
“Biz Yunan’daydık.”
“Bir eğlendik, bir eğlendik sorma!”
.
Ülkemizde görmediğiniz yüzlerde dünya mirası yer varken,
Binlerce tarihi eserler varken,
Gitmediğiniz,
Ayak basmadığınız onlarca şehir varken,
siz:
“Yunan’a gidiyoruz” derseniz sıkıntı var.
.
Harcadığınız para sizin değil.
O döviz.
Yurdun parası.
.
Gidin Sivas’a, Erzurum’a…
Oralarda harcayın.
Hem siz tatil yapmış olun, hem onlar para kazansın.
Para bizde kalsın.
.
“Ama Yunan daha ucuz!”
.
Ne yapalım?
.
Bize kendi insanımız lazım, elin oğlu değil.
.
Bak ne diyor spiker:
“Tek hoş olan şey, alevler içinde kalarak hayatını kaybeden 18 göçmenden başka insan hayatının yasını tutmamış olmamızdır.”
.
Elbette dış turizm de olacak.
Ama önce kendimizi toparlayalım.
“Mahalle yanarken saç taramayalım…”
NE VAR ÜLKEDE?
“Ne var ülkede?” diyenler de olabilir.
İki taraflı düşünmek lazım.
.
“20 yıldır güllük-gülistanlık olarak yönetiyoruz, nankörler!” diyen de çıkabilir.
.
Bugün Cuma.
Hayırlı gün.
Bari bugün yalan söylemeyelim.
.
Zira;
Dinimizde yalan söylemek cezası oldukça ağır olan bir davranış.
.
Kendilerine olunca, “Her şey mübah” olup, emeklilere zam vermeye sıra gelince “Sabır” dileyen iktidarımıza ne demek lazım?
.
2002 yılında bir politikacı şunları söylüyor:
“Benim vatandaşım çöpten rızık topluyorsa, pazarlardan atık topluyorsa, meydanlar ‘açız’ diye bağırıyorsa, ev kirasını elektriği suyu ödeyemiyorsa, halkın %50’si yoksulluk sınırının altındaysa ülkeyi bu hale mevcut hükümet getirmiştir.”
.
Bu politikacı kim?
Tahmin edin…
.
R.T. Erdoğan…
.
Peki, bu hale bu hükümet getirmediyse kim getirdi?
Cevap veriyorum:
“Dış güçler…!”
.
Ne dış güçmüş be!
Kökü bitmedi namussuzların.
.
Ama siz hala,
“Ne var ülkede?” derseniz,
biz de size sorarız:
“Hangi ülkede?” diye.