Yarın 26 Ağustos. Hem Malazgirt Meydan Savaşının hem de Büyük Taarruzun başladığı günün yıldönümü. Kutlu olsun. Anadolu milletimizin ebedi yurdu olarak kalsın.

Yarın aynı zamanda Çardak Yağlı Güreşlerinin 289’uncusu yapılıyor. Organizasyon komitesine, Belediye Başkanımıza ve Güreş Ağamıza Allah kolaylık versin.
Çardak Güreşleri geçmiş yıllarda efsane güreşlere sahne olmuştur. Hem kulaktan kulağa anlatılanlar hem de yakın tarihte kayda alınanlar arasında güzel güreşler vardır. Çardak Beldemizin ve özellikle yağlı güreşlerin tarihçesiyle ilgili olarak çok sıkı araştırmalar yapan, Altın Kemerli Ağamız Ahmet ACAR’ın çalışmalarından güreşlerle ilgili kısa bir iki anı paylaşmakta yarar var.
Selanikli Benli Abdullah, cumhuriyetin ilk yıllarında Kırkpınar’da Başpehlivan olmuş iri ve oldukça yakışıklı bir pehlivandır. Deliormanlı Yenici Mehmet ise aynı dönemin en önemli pehlivanlarındandır ve Benli Abdullah’ın en büyük rakiplerindendir.
1924 yılında her iki pehlivan Çardak çamlığında kozlarını paylaşmak üzere gelirler. Güreş öncesinde Benli Abdullah Yenici Mehmet’e sebebi bilinmeyen bir meseleden dolayı kızgındır. Güreşlerde her ikisi de rakiplerini yenerek sona kalmışlardır. Benli Abdullah rakibi Yeniciye güreşe başlamadan “pehlivan seni çok fana döveceğim bak haberin olsun” der. Güzel bir peşrevden sonra kıran kırana bir güreş başlar bir saat boyunca elense ve tırpanlarla birbirlerini adamakıllı hırpalarlar. Davulcular da iyice neşelenmiş ve hızlı bir güreş havası vurmaya başlamışlardır. Bu arada Yenici Mehmet rakibini sürerek altına almış ve künde oyununu doldurmuştur. Benli Abdullah çok zor durumdadır. Fakat Yenici kündeyi boşaltır ve Benli ayağa kalkar. Neticede Benli Abdullah Yenici Mehmet’i Çardakta yenerek başpehlivan olur.
Çardak güreşleri Cumhuriyet döneminde 1930 yılında tekrar belediyelik olduktan sonra sürekli Belediye tarafından organize edilmiştir. Bazı yıllarda geliri çeşitli hayır kurumlarına bazı yıllarda da Gençlik Kulübü yararına yapılmıştır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında güreşlere ayrı bir önem verilmiştir. Kırkpınar’ın rövanşı niteliği taşıdığından, devirlerinin bütün önemli Başpehlivanları bu meydanda güreş tutmuşlardır.
O yıllarda yine Çardak Güreşleri yapılmaktadır. Kara Ali Acar, Koç Ahmet ve daha başka nice önemli pehlivanlar katılmışlardır. Koç Ahmet ile Kara Ali Acar’ın güreşi hala dillerdedir. Kara Ali Acar, Koç Ahmet’e nazaran daha yapılı ve güçlü bir pehlivandır. O gün ise her iki pehlivan rakiplerini yenerek sona kalmışlardır. Başpehlivanlık güreşinde Koç Ahmet ile Kara Ali Acar baştan konuşurlar. Koç Ahmet Kara Ali’yi yenemeyeceğini düşünerek “biraz oynaşalım sonra ben sana pes ederim” der. Fakat güreş esnasında güreşi ciddiye almayan Kara Ali’yi bir punduna getirip kılçık oyunu ile açık düşürür. Bunun üzerine Kara Ali Acar çok kızar. Koç Ahmet de her yerde Kara Ali’yi Çardak’ta yendiğini söyleyip gezer durur. Bir süre sonra Çanakkale’de bir güreşe Koç Ahmet gider. Kara Ali’de aynı tarihte başka bir güreşe gideceğini söyler ama Çanakkale’ye gelir. Koç Ahmet rahat rahat meydana çıkar. Fakat başka güreşe gittiğini zannettiği Kara Ali Acar’ı da meydanda görür. O zamanlar kura olmadığı için pehlivanlar eşini seçebilmektedir. Kara Ali Koç Ahmet’le güreşmek istediğini söyler ve kabul edilir. Yapılan güreşte Kara Ali Acar Koç Ahmet’i pehlivanı uzun bir müddet ezdikten sonra yener. Koç Ahmet pehlivan bu güreşten sonra bir daha güreşmez ve dükkân açarak esnaflığa başlar.