Bir memlekette paranın değeri düşerse, pratik olarak ithalat düşer, ihracat artar. Netice itibariyle cari açık azalır ve para tekrar değerlenmeye başlar.
Bu denklem iki kere ikinin dört yaptığı kadar nettir. Hemen herkes anlayabilir.
İhracatın artması parayı daha değerli yaparken memlekette üretilen mal ve hizmetlerin değerini de arttırır. Üretilen mal ve hizmetlerin hem miktarı hem de kalitesi artar.
Türkiye yanlış politikalarla öyle bir girdaba sokuldu ki, para değersizleştikçe, ithalat artmaya devam ediyor. Çünkü bir çok mal ve hizmette Türkiye dışa bağımlı hale geldi. Özellikle gıdada dışa bağımlı hale gelen memleketin cari açığı büyümeye, TL de dip yapmaya devam ediyor.
2002 yılında dolar bugünkü parayla 1,5 lira ortalama değer yapıyordu.
2002 yılında avro bugünkü parayla 1,4 lira ortalama değer yapıyordu.
2002 yılında 1 TL ile 10 Bulgar Levası satın alınıyordu.
2018 yılında Üsküp’e proje toplantısına gittiğimizde 1 TL ile 11 Makedonya Dinarı almıştık.
Beş yıl önce Polonya’ya toplantıya gittiğimizde 1,2 TL ile 1 Polonya Zlotisi alıyorduk.
2002 yılında 14 Türk Lirası ile aldığımız 10 avro bugün 290 Türk Lirası alıyor. Avro 20 kattan daha fazla değer kazanmış.
Doları, avroyu çok dikkate almaya gerek yok. Zengin ülkelerin paraları. Onlar karşısında değer kazanmak oldukça zor görünüyor. Ancak Bulgaristan, Polonya, Makedonya gibi ana sektörleri tarım olan ülkelerin paralarıyla karşılaştırma yapmakta yarar var. Memleketi yönetenlerin ne kadar sakat ve ülkeyi batıran politikalar uyguladıklarını daha kolay görmek mümkün oluyor.
2002 senesi ile şimdiki Bulgar Levasının durumunu matematik hesapla görmekte yarar var. 2002 yılında 10 TL ile 100 Bulgar Levası aldık ve bugün 100 Bulgar Levası tamı tamına 1500 Türk Lirası yapıyor. Diğer bir deyişle bugün Bulgar Levası Türk Lirası karşısında 20 yılda tam 150 kat değer kazanmış. Batı bölgelerinde komşularımız cirit atıyor. Sağ olsunlar AVM’leri zengin ettiler. Otellerimizin doluluk oranlarını artırdılar.
Beş sene önce 10 Türk Lirası ile 110 Makedonya dinarı alıyorduk. Bugün ise aynı parayla 20 Dinar ancak alabiliyoruz. Kendi yağıyla kavrulmaya çalışan kardeş ülke Makedonya’nın parası Türk Lirası karşısında beş senede 5 kattan daha fazla değer kazanmış.
Polonya’nın para birimi de Türk Lirası karşısında beş senede beş kat değer kazanmış.
Bu ülkelerin Gayri Safi Milli Hasılaları Türkiye’den çok farklı değil. Ülkelerinde Türkiye’den farklı olarak gelir dağılımı daha adaletli, cari açıkları yok, eğitim daha güçlü, iş ahlakı yüz kat daha yüksek, daha huzurlular. Adalet ve diğer unsurları saymaya gerek yok. Bizden daha zengin değiller. Ancak daha kıymetliler.