Dünya genelinde hava hareketlerinin gücü ve buna bağlı oluşan hortumlar çoğalmaya başladı. Ülkemizde çatı uçmalarına ve ağaç devrilmelerine şahit oluyoruz.
Uzak diyarlarda, okyanus ötelerinde meydana gelen felaketlerin farkına varmıyorduk. Benzer felaketler kapımızı çalmaya başladı. Lodos fırtınaları öteden beri soba zehirlenmelerine neden oluyor, çatıları uçuruyor, seraları dağıtıyordu. Güney ve iç bölgelerimizde meydana gelen hortum felaketleri, nasıl büyük bir felaket yaşatabileceğini gösteriyor. Tedbirin dahi bir yere kadar işe yaradığını, otobüsleri, uçakları kâğıt parçası gibi savurabileceğini görülebiliyor.
Hortum, kümülüs bulutları ile bağlantılı olarak silindir şeklinde dönerek gezen bir rüzgâr türü olarak tanımlanmaktadır.
Döner hava hareketi, hortum, bulutlardan yere kadar uzanabilmekte ve büyük yıkıcı güce sahip olabilmektedir. Eskiden ilkbahardan yaz mevsimine geçişte, yukarıdan başlayan sıcak hava ile soğuk havanın yer değiştirme hareketi konik bir şekilde yere uzanır, tarlalarda ot ve saman yığınlarını dağıtırdı. Çok güçlü olanlara pek rastlanmazdı.
Hortumlar hakkında ilk bilimsel teori 1917 yılında Alfred Wegener tarafından üretilmiştir ve hala geçerliliğini korumaktadır. Farklı bir bilimsel izahat geliştirilmemiştir.
Hava olaylarının oluşumları ne kadar karışık gözükse de, aslında hepsinin oluşumu birbirleri ile benzer şekildedir. Hortum gibi olağandışı hava olayının meydana gelmesindeki tek fark; yukarı seviyelere taşınan suyun çok daha fazla olması ve sürekli hızlı bir şekilde yükselmesidir. Isındıkça yükselen hava, yukarı seviyedeki soğuk havadan dolayı içindeki su yoğunlaşarak milyarlarca su parçacıklarını açığa çıkarmaktadır. Bu milyarlarca mikro su parçacığı havanın yukarı kısımlarında birleşerek bulutları oluşturmaktadır. Bulutların büyüklükleri ısınmaya bağlı olarak yukarıya taşınan su miktarına göre değişmektedir.
Çok hızlı bir şekilde yükselen sıcak ve nemli hava, yüksekteki daha soğuk hava tarafından emilmeye başlar. Bu emilme sırasında hava tabakası spiral hareket oluşturur. Su yüzeylerinden hızlıca yükselen hava, basıncı ve sıcaklığı düşürür. Bu esnada sıcak hava ile soğuk havanın yer değiştirme hızı, diğer bir deyişle rüzgârın şiddetini artmaya başlar. Hızla yükselen sıcak hava kütlesindeki nem hızla yoğunlaşır. Bulutların altındaki spiral hareket hızını artırır ve yeryüzüne doğru uzamaya başlar. Süreç hızlandıkça hortum daha da güçlenir.
Havanın kararsızlığına bağlık olarak, yönü sürekli değişen güçlü hortumlar meydana gelir.
Güçlü spiral hareket, aynı zamanda karşılaştığı hava tabakalarına sürtünür, çok güçlü şimşek ve yıldırım olayları ortaya çıkar. Bu kadar yüksek düzeyde nem taşıyan hava kütleleri hortumlarla birlikte aşırı yağışlara neden olur. Suca doygun bir havanın 1 metreküpünde 20 derecede 20 gram su bulunmaktadır. Aynı havanın 10 derece soğumasıyla 10 gram su açığa çıkar ve bu su yoğunlaşarak önce bulutları, ardından yağışları oluşturur.
Hortumlar tropikal bir siklona oranla çok daha küçük, ancak bir o kadar da yıkıcıdır. Bir yönden esen rüzgârlar, 110 km hızın üzerinde ciddi hasarlar yaratırken, döner hareketli spiral hava hareketleri aynı hızda çok daha büyük felaketler oluşturabilir. Bu nedenle, hortum felaketlerine karşı insanımızın alacağı tedbirleri bilmesi, en azından can kayıplarını azaltmak açısından önem arz eder.