Havalar soğumaya başlayınca hemen herkes bir hastalık geçiriyor. Geç de olsa geçirenler, ah keşke aşı olsaydım diye hayıflanıyor.
Ancak çocuklara belirli dönemlerde yapılan aşıların etkinliği, çok daha öncelikli görünmektedir. Gribal enfeksiyorlarda, geliştirilmiş mevcut aşıların etkinliği, etken ırkı kontrol altına almasına bağlı bulunuyor. Farklı bir ırkla bulaşıklık karşısında aşı, etkisiz kalabiliyor.
Aşılar, ilaçlara dirençli bakterilerle mücadele etmede önemli bir silah olabilir. Bu önemli buluş, İngiltere’de hükümetin desteklediği bir araştırmada ortaya çıkmıştır. Çok sayıda bilim insanının katıldığı çalışmada ilginç sonuçlara ulaşılmış. Bildiklerimizin biraz ötesine geçiyor.
Anılan araştırma sonucu raporunda, dünya genelinde bir kriz haline gelen antibiyotik direncine karşı; insanlar ve hayvanlarda, halihazırda var olan aşıların kullanımının yaygınlaştırılması ve yeni aşıların bulunmasına yönelik araştırmaların desteklenmesi için bir çağrı yapılıyor. Bu alanda sentetik etken madde üretimini adeta destekliyor. Bakteriyel enfeksiyonlara karşı aşı yaptırarak, enfeksiyonun oluşması engelleniyor. Mevcut bilgilere göre hastalık etmenleri aşı etken maddesine karşı dayanıklı ırk oluşturabiliyorlardı. İngiltere’de yapılan bu araştırmada antibiyotik tedavisine gerek kalmıyor. Araştırmaya göre eğer bütün çocuklara bu aşı yaptırılsaydı, 5 yaş altı çocuklarda antibiyotik kullanılan gün sayısı yüzde 47 oranında düşerdi. Antibiyotik kullanımında böyle keskin bir azalma, teorik olarak ilaçlara karşı direnç oluşması ihtimalini de bir hayli azaltırdı. Burada izah edilmek istenen, hastalık etmenlerinin, konukçu olarak kullandığı insan ve hayvanlarda genel populasyonları azalmakta, bulaşma ve çoğalma olasılıkları önemli ölçüde düşmektedir. Dolayısıyla, hastalanan insan ve hayvan sayısında önemli derecede azalma meydana gelmekte, hastalık etmeni mücadele eşiğinin altına inmektedir. Demek ki geçmişte okullarda yapılan genel aşı etkinliklerinde, anılan araştırmaya göre önemli başarılar sağlanmıştır.
UNICEF ve Gavi gibi organizasyonlar dünya genelinde var olan aşıları geliştirmeye çalışmaktadır. Ancak geliştirilen aşılara karşı dirençli ırk geliştiren hastalık etmenleri, üretilen aşıların etkinliğini kısa sürede ortadan kaldırmaktadır.
Anılan rapora göre, deneme aşamasında olan aşıların daha düşük başarı oranlarına sahip olması ve piyasaya sürülmesinin çoğu zaman 10 yıldan fazla sürmesi, hastalık etmenlerinin çok hızlı bir şekilde genetik farklılıklar oluşturması ve mevcut aşılara dayanıklı ırklarla neslini sürdürmesidir.
Genel olarak belirli dönemlerde yapılan toplu aşıların isabetli olduğu konusunda net sonuçlar veren bu araştırma, aslında sağlıkla ilgili kurumlara, hastalıkların kontrol altına alınmasında önemli ipuçları vermektedir.
Hastalık etmenlerinin yeni nesillerle sürekli çoğalması yapılan aşıların etkinliğini azaltmakla birlikte, hastalığın yayılmasını zayıflattığı önemlidir. Bu nedenle hassas bireylerin aşı olması antibiyotik kullanımını azaltmaktadır.