Her yerinize mıknatıslar takılı olsaydı, bazı şeylerin size yapışmasını, bazılarını sizden kaçmasını, bazılarının etkilenmemesini beklerdiniz.
Hayatta bir şekilde olan budur.
Bilinçsizce enerjinizi aktarırsınız. Bazı özellikleri manyetik, bazıları ise iticidir.
Hayatına her şeyi ve herkesi çekersin.
Verdiğiniz titreşim bilinçli ve bilinçsiz enerjinizden, itici parçanız, manyetik parçanız ve nötr kısmınızdan oluşur.
Arkasındaki kanun şudur, biz bizim gibileri çekeriz.
Bizimki gibi titreşimleri olan insanları ve durumları hayatımıza çekiyoruz.
Zorluk, çaresizlik, depresyon, kabalık veya ihmal gibi olumsuz nitelikler düşük frekanslara yol açar.
Eğer doğamızda bu elementlerden herhangi birine sahipsek, benzer enerjiyi hayatımızda olan birini manyetize ederiz. Sevgi, nezaket, neşe, zevk veya cömertlik gibi…
Nitelikler yüksek frekanslı enerji iletir ve aynı zamanda benzer enerjiye sahip insanları manyetize eder.
Evren bize aynalar sunuyor, böylece onları yansıyabiliriz, etrafımıza bakabiliriz ve çevremizdeki karakterleri gözlemleyebiliriz.
Hayatınızın oyununda bir parçası olmalarının bir sebebi var.
Belirli bir insana veya duruma mıknatıs olduğumuzu ne kadar şiddetli reddedersek, Yüce Benliğimiz gölgemize daha yakından bakmamızı o kadar istiyor. Çaresizlik itici bir şeydir.
Birileri eş için çaresiz kaldığında, diğerleri de çaresizliği ince bir seviyede algılar ve uzaklaşır. Bu enerjiyi sevgi dolu, açık ve anlayışlı biri ile değiştirdiğinde doğru kişiyi çekersin.
Cazibe yasası farklı alanlarda çalışır.
Hayatla uyum içinde değilsen, kendini kötü hissettiren yiyecekleri kendine çekebilirsin.
Kendini eleştiriyorsan kendine saldırıyorsun demektir. Verdiğiniz enerjinin aynası olarak sizi ısıran sivrisinekleri çekebilirsiniz.
Verdiğiniz enerjinin aynası olarak hizmet ediyorlar. Öfkeni gömersen saldırı ekebilirsin.
Olumsuz düşünceleriniz varsa, olumsuz insanlar ve durumları kendinize çekersiniz.
Peki sen hayatında neleri çekiyorsun?
Sevgi ve minnetle
Sizi seviyorum...
Sizi seviyorum…
Sizi seviyorum…
