Arılar, yaşam alanlarının bozulması, tarım ilaçları ve iklim değişikliği gibi olumsuzlukların yanında ozon kirliliği ile de başları derde giriyor.
Hava kirliliğinin çiçek kokularını bozması nedeniyle arıların ve diğer polen kullanıcıların çiçek bulmakta zorlandıkları dikkati çekiyor.
Yapılan bir araştırmada ozonun çiçek kokusu üzerinde önemli etkilere sahip olduğu belirtiliyor. Ozon çiçeklerden gelen koku bulutlarının boyutunu azaltıyor ve kokuları önemli ölçüde değiştiriyor.
En endişe verici gelişme, ozon kirliliğinin bal arılarının kokuları tanımlama yeteneğini %90'a kadar azaltabiliyor.
Taşıtlardan ve endüstriyel kaynaklardan ortaya çıkan azot oksit emisyonları, güneş ışığı tarafından katalize edilen, bitkilerin yaydığı uçucu organik bileşiklerle etkileşime giriyor ve yer seviyesinde ozon oluşuyor.
Ozon aslında bitki büyümesini ve dolayısıyla gıda üretimini olumsuz etkiliyor. Gıda üretiminde kullanılan bitkilerin %75'i doğal floradaki bitkilerin ise %90'ı böcek faaliyetine, arıların çiçekleri ziyaret etmesine ihtiyaç duyuyor.
Arılar ve tozlayıcı böcekler için çiçekleri bulmada koku önemli rol oynamaktadır. Hatta bazı çalışmalarda çiçeklerin daha fazla böcek çekebilmek için daha fazla nektar salgılamaya çalıştığı iddia ediliyor. Bal arıları, bir çiçeğin kokusundaki kimyasal bileşiklerin eşsiz karışımını, onun sağladığı nektarla ilişkilendirir ve çiçek tercihini buna göre düzenler. Bu ilişkilendirme, daha sonraki aramalarda aynı çiçek türünü bulmalarına yardımcı olur. Ancak ozonla değiştirilmiş kokularla ilgili araştırma endişe verici bir modeli ortaya çıkarıyor. Kokuların ozon nedeniyle değişmesi arıların işini zorlaştırıyor.
Koku tüylerinin merkezinde, bal arılarının yalnızca %52'si 6 metre uzaktan kokuyu tanıyabiliyorken, bu oran 12 metrede %38'e düşüyor. Daha da endişe verici olanı, ozon kirliliğinin yoğun olduğu çevrelerde ise arıların yalnızca %32'si kokuyu 6 metreden algılayabiliyorken, yalnızca %10'u 12 metreden kokuyu algılayabiliyor.
Ozon kirliliği arttıkça arıların çiçekleri tanıması ve bulması güçleşecek gibi görünüyor. Bu nedenle ozon kirliliğinin önüne geçmek için ciddi tedbirlere ihtiyaç bulunuyor.
Ozon kirliliğini önlemek için hem trafik hem de sanayi kaynaklı kirleticilerin önlenmesine yönelik tedbirler almakta yarar var. İnsanların toplu taşımayı tercih etmesi gerekir. Egsoz gazları yeryüzünde ozon kirliliğini artıran en önemli kaynaklar olarak kabul ediliyor. Yine egsoz emisyonlarının kontrol altında tutulması için araçların periyodik kontrollerinin yapılması gerekiyor. Elbette temiz yakıt kullanmakta da yarar var.
Enerji santrallerinde emisyon salınımını azaltabilmek için düşük azot dioksit emisyonuna neden olan yakma kazanları tercih edilmelidir.
Boya ve çözücüler ozon kirliliğini artıran diğer unsurlar. Bu emisyonların azaltılması için su bazlı boyalar tercih edilmelidir. Boyama işlerinin püskürtme yerine fırça ile yapmakta yarar var.