Bozuldukça bozuluyoruz. Artık çağ ilerledikçe mi? Yoksa insanlar umutsuzlaştıkça mı?

Anlayamadım.

Anlayan belki anlamıştır.

.

Şu TikTok vari videolar çıktığından beri bir haller oldu bize.

.

Kendisini videolar ile göstermek isteyenler mi?

Yoksa yaptıkları saçmalıklarla kanıtlamak isteyenler mi?

Hangisini isterseniz var.

.

Bir nevi ezikler ordusu hücum ürettik videolarla.

.

Bu devir fırsat devri.

Kimisi yerlerde sürünürken, kimisi de olmadık akla hayale gelmeyecek davranışlar sergiliyor.

.

Hani kafasına dolar ile bigudi saranlardan bahsediyorum.

Bunların daha da alt versiyonları dolu videolarda.

.

Meşhur “Laz Kızı” ndan bahsetmeden geçilmez.

Yanında kocası varken hem de.

.

Bunların bir de binlerce, milyonlarca alıcısı var.

İşin en kötü yanı bu.

.

Bu tipler “Fenomenlik” adı altında ilgi çekmeye devam ediyor.

Meraklıları arasında dedikodu şeklinde başlayan övmeler yayıldıkça yayılıyor ve sonunda ulaşılmaz oluyorlar.

Video altındaki beğeni rakam kalabalıklarını okumakta zorlanıyor insan.

.

“Rezillik

Görgüsüzlük

Tuhaflık” bunlarda…

.

“Helikopterler

Lüx arabalar

Yatlar,

Katlar” bunlarda.

.

Dedim ya alıcısı çok bu görgüsüzlüklerin.

.

Anlatılıyor;

“Avustralya’da banyo yaptıkları suyu kavanozlara koyup satan ve bundan 150 bin dolar para kazanan iki kız kardeş” varmış.

.

Hangi akla hizmet bu suyun satılacağını düşündünüz?

Kime güvendiniz?

.

Satın alanları şöyle bir düşündüm.

(Siz de düşünebilirsiniz bu arada.)

.

O suyu alıp ne yapacaksın?

İçecek misin?

Yıkanacak mısın?

Saklayacak mısın?

.

Bırakın satın almayı, satın almaya teşebbüs etsem kendime 3 gün küserim.

Sokağa bile çıkamam “Böyle düşündüm” diye.

.

Bu uyanıklar haklı kardeşim.

Dünyada sürüyle salak oldukça yaşamak kolay.

Yat da alırsın, Kat da…

 

CESARET!

Akşam 18.00 suları.

Çarşı Caddesi.

İş Bankası ile Akbank arası…

.

Burası bildiğiniz üzere yaya yolu.

.

Ama bazıları için özel park yeri!

.

Simsiyah bir araba…

Markası BMW.

SUV model.

Kocaman yani.

.

Bu tarif ettiğim alana park etmiş.

Dörtlüleri bile yakmamış.

Gerek görmemiş.

.

Oradan geçen (bu zata göre) zavallı insanların yolu kesilmiş, geçmekte zorlanmışlar umurunda değil elbet.

Çünkü onun BMW arabası var.

“Eziklere göre değil” demiştir park ederken içinden.

.

Plakasına bakarken “Yabancı her halde” demek geldi içimden.

Zira bir Çanakkalelinin bunu yapacağına inanmamıştım.

.

İlk rakamları “17” idi.

“Tüh” dedim, “Yanılmışım.”

“Bizdenmiş…”

.

Harf kısmına baktım;

İki tane aynı harf yan yanaydı.

“Vay be!” dedim, ne tesadüf.

.

Son rakamlarına baktığımda iyice şaşırdım, zira üç rakam da aynıydı.

“Bu kadar da tesadüf olamaz” dedim.

.

Böylesi bir harf ve rakam silsilesinin yanyana tesadüfen gelme ihtimali, benim o BMW’yi alma ihtimalimden daha kolaydı aslında.

.

Neyse…

.

Bir de şu var;

O plaka bende olsa ben de oraya park ederdim, hatta her yere ederdim…

Korkmazdım.

.

Zaten yetkilisi bile bırakın ceza yazmayı, ikaz etmek için o plakayı okusa, görmezlikten gelirdi.

Bu memlekette “Trafik ışıklarına park eden araca ceza yazan trafik polisinin tayin edildiğini” bildiğimizden, o plakanın dokunulmaz olduğunu iyi biliriz.

.

Onlar her yere park edebilir.

Durabilir…

.

O plakayı almak, o arabaya binmek sorun değil.

Ona o cesareti vermek önemli…

 

AT İLE ÜSKÜDAR

Beklenen toplantı gerçekleşti ve İYİ Parti Genel İdare Toplantısı yapıldı.

.

Önümüzde yapılacak olan yerel seçimlerde CHP ile yapılabilecek işbirliğinin de konuşulacağı GİK toplantısı bitti.

Açıklama şöyle geldi;

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, “Yapılan oylama neticesinde Genel İdare Kurulumuz, 2024 yerel seçimlerine İYİ Partimizin hür ve müstakil olarak girme kararını almıştır” dedi.

.

Burada şu soruyu İYİ Partililere sormak lazım;

“Siz karar aldınız da seçmeni arkanızdan sürükleyebilecek misiniz?”

.

Şöyle bir dış gözle bakalım.

.

Genel seçimde tüm muhalif partiler tüm çıkarlarını bir kenara bırakıp, “Ülkenin geleceği için AKP’den kurtulmak” şeklindeki bir sloganla birleşmişlerdi.

.

Her şey iyi gidiyordu.

Anketler aleyhte olarak tavan yapmıştı.

Sonra ne oldu?

Masadan kalkıldı.

Ortaya konan menü beğenilmemişti.

Bu tavır üzerine kızan seçmen muhalefete iktidarı vermedi.

.

Gelelim günümüze.

.

AKP’nin kasası olarak bilinen büyükşehirleri almak her muhalefetin görevi.

“Bunun için her türlü fedakarlık yapılmalı, işbirliğine gidilmeli” düşüncesi önde olmalı.

.

Yerel seçimlere giden AKP kurmaylarına “Muhalefetin seçime nasıl girmesini istersiniz?” diye sorsanız şunu der;

“Ayrı ayrı girsinler. Çünkü birleşince bize sıkıntı yaratıyorlar…”

.

Açıklamalara bakıyoruz;

İYİ Parti kendi başına seçimlere girme kararı aldı,

HEDEP seçimlere kendi başına girme kararı aldı.

.

Dışarıdan bakan bir göz yaşananlara bakarak ne der?

“Başkanlıkları kendi eliyle iktidara teslim eden bir muhalefet…”

.

Seçim sonunda İstanbul, Ankara gibi büyükşehirler kaybedilirse halk ne der?

Faturayı kime keser?

Hangi parti büyür?

Hangi partiler siyaset sahnesinden silinir?

.

Siz düşünedurun,

“Atı alan Üsküdar’ı geçti bile…”

 

ATA BENİ

SEVEYİM SENİ

CHP Parti Meclisinde bir karar alındı ve toplantı sonrası CHP Sözcüsü ve İzmir milletvekili Deniz Yücel,

“‘Örgüt Denetiminde Ön Seçim’,

‘Örgüt Denetiminde Basit Aday Yoklaması’ ve

‘Örgüt Denetiminde Genişletilmiş Aday Yoklaması’ adıyla eğilim yoklaması yöntemlerinin kullanılmasına karar verilmiştir. Öncelikle ‘ön seçim’ diyoruz” dedi de örgütler bakalım ne diyecek?

.

Ankara oturup ahkâm kesmekle olmaz.

Gel bakalım Çanakkale’ye neler oluyor?

Bir bakın!

Bir dinleyin seçmeninizi...

.

Örgütü elinde tutan hiçbir aday “Ön seçim” filan istemez.

O direkt atama ister.

.

Küskünler ordusu varmış,

İtirazlar oluyormuş,

Tepkiler ayyuka çıkmış,

Umurunda bile olmaz.

.

O kendi adaylığına bakar.

.

Haydi kendisi kuvvetli “öyle ya da böyle aday oldu” diyelim, “Ahretliğini de yakın çevreden aday gösterir”

“Atayıver gitsin” tavrı işler mi?

Seçim sonu sandılar açıldığında göreceğiz.

.

Bu konuyu uzun uzun yarın yazacağım.

Bekleyin ve okuyun,

Siyaset sahnemizde neler oluyor?