Memleket bir garip sürece girdi. Millet olarak memleket ruhunu unutmaya başladık. Memleketin öncelikleriyle ilgili ruh sanki yavaş yavaş ölüyor.
Günü kurtarmak veya gemiyi kurtarmak gibi felsefeler yaygınlaşmaya, helal kazanç ruhu kokuşmaya başladı.
Her gün haberlerde esrar, eroin, gasp ve kaçak gıdalarla ilgili haberleri izliyoruz. Kim yapıyor bunları diye sorgulamaya gerek yok. Bizim milletimizin içinden gelenler yapıyor. İnsan yetiştirmeleri. Eksik yetiştirilmişler belki ama bir iki parti iş yapıp eşeği gölgeye bağlama zihniyeti ne yazık ki yaygınlaşmaya başladı. Ya emniyet güçlerinin çalışmaları arttı, ya da illegal iş yapanların sayısı arttı. Neticede vaka sayısı geçen yıllara göre ayyuka çıktı. Gün geçmiyor ki kırk elli kilogram esrar ve benzeri maddeler bulunmasın. İşin kötüsü uyuşturucu ile yakalananların bazılarının eski içişleri bakanıyla fotoğrafı çıkıyor.
Hadi bu zehir tacirleri bütünüyle ahlakı bozuk insanlar. Gıda sektöründe yaşananlara gün geçmiyor ki yenileri eklenmesin. Geçen sene zeytin boldu. Allah bereketini artırsın. O kadar çok zeytinyağı çıktı ki, milletimiz koyacak yer bulamadı. Hal böyle iken Suriye’den binlerce ton zeytinyağı el altından Türkiye’ye sokuldu. Hem de bu işin ticaretini yapanlar tarafından. Neticede zeytin ve zeytinyağı üreticisi elindeki yağı 70-80 TL’nin altında satmak zorunda kaldı. Bu sene de zeytin yok neredeyse. Geçen yılın yarısı kadar ya çıkar ya çıkmaz. Zeytinyağı fiyatları neredeyse uçuyor ama üreticimizin elinde ürün yok. Oda ve birlik başkanları artan zeytinyağı fiyatları nedeniyle sahte zeytinyağının piyasada daha fazla bulunacağına dikkat çekiyorlar.
Zeytin ve zeytinyağına kalsa üreticimiz bu seneyi çıkarması neredeyse imkânsız. Yine de bu sene yapılacak bakım çalışmaları gelecek senenin ürününü belirleyecek. Dolayısıyla üreticimizin masrafları devam edecek. Geçen sene kaçak yağ sokulmasaydı üreticimizin ekonomisi daha iyi olacaktı bugünküne göre.
Çalışarak, alın teriyle kazanma idealleri yavaştan ölüyor. İyi örnekler hızla azalıyor. Hatta kerizlik gibi tanımlanıyor. Üstelik işini ahlakıyla yapan esnaf ve üreticiler sahtekârlar ve köşe dönmeciler yüzünden zarar ediyor.
Market raflarında 850 gramlık kavanozda 50-60 liraya, internette ünlü alışveriş sitelerinde 24-26 kilogramlık tenekelerde kargo dahil 1000-1300 lira arasında satılan ballar var. İşini layıkıyla yapan arıcılar balın kilogramını 150 liradan sattığında emeğinin karşılığını alamıyor. Peki bu sahtekârlar kilosu 40-50 liraya denk gelen balı kaç liraya mal ediyorlar acaba? Yarı yarıya mal ediyorlar olmalılar ki kargoyu da ceplerinden ödüyorlar. İşini layıkıyla yapan kazanamazken hileye başvuranlar, köşe dönmeciler çuvalla para kazanıyor. İşin kötüsü gelecekte yeni nesiller gerçek balı sahte zannedecekler.