Dünyada üretilen petrolün yaklaşık %5’i plastik malzeme üretiminde kullanılıyor. Doğada çözünmesi uzun zaman alan bu materyallerin kullanımı her geçen gün artıyor.
Ucuz ve kullanışlı oluşu çöp dağlarını da büyütüyor. Atlas Okyanusunda biriken poşet adası Türkiye’den daha büyük bir alan kaplıyor. Ancak esas tehlikeyi mikro plastikler oluşturuyor.
Son yıllarda, mikro plastik olarak bilinen küçük parçacıkların kutup buzlarından toprağa, içme suyuna ve yiyeceklere kadar Dünya'nın her yerinde ortaya çıktığına dair endişeler artıyor. Plastiklerin giderek daha küçük parçalara ayrılmasıyla oluşan bu parçacıklar, sağlık ve ekosisteme bilinmeyen potansiyel etkileriyle insanlar ve diğer canlılar tarafından tüketiliyor. Son araştırmanın şişelenmiş sularda bulunan plastik parçacıklarına odaklanıyor. Plastik şişelerde on binlerce tanımlanmış parçacık tespit edilebiliyor.
Mikro plastik sayımı için çalışma yapan ekip, ilk kez şişelenmiş sudaki küçük parçacıkları sayıp belirlediler ve ortalama olarak bir litrede yaklaşık 240.000 tespit edilebilir plastik parçanın bulunduğunu ortaya koydular.
Son zamanlarda üzerinde en çok durulan nano plastikler, mikro plastiklerden farklı olarak bağırsaklardan ve akciğerlerden geçerek doğrudan kan dolaşımına geçip kalp ve beyin gibi organlara girebiliyorlar. Hücreleri istila edebiliyor ve hamile bayanlarda plasentadan geçerek doğmamış bebeklerin vücutlarına da geçebiliyorlar.
Dünya çapında plastik üretimi yılda 400 milyon metrik tona yaklaşıyor. Her yıl 30 milyon tondan fazla plastik parçacığı, kullanım dışı kalan tekstil ve plastik ürünler vasıtasıyla doğaya, suya veya toprağa karışıyor. Doğal organik maddenin aksine çoğu plastik materyallerin nereye kadar ayrışacağı veya çözüneceğine dair çok fazla bilgi bulunmuyor.
Mikro plastikler, 5 milimetreden 1 mikrometreye kadar değişen parçalar olarak tanımlanıyor. 1 mikrometrenin altındaki parçacıklar olan nano plastikler ise metrenin milyarda biri cinsinden ölçülüyor.
Şişelenmiş sudaki plastikler, 2018'de yapılan bir çalışmada litre başına ortalama 325 parçacık olarak ölçülmüş ve sağlık açısından riskler anlatılmıştı. Yeni çalışmalarda ise sayımı yapılabilen parçacık sayısı 240 bini geçmiş durumda.
Araştırmacılar, ABD’de satılan üç ünlü şişe suyu markasını test ederek, boyutu yalnızca 100 nanometreye kadar olan plastik parçacıkları sayısının litrede 110.000 ila 370.000 arasında değiştiğini tespit ettiler. Araştırma ekibi bu parçacıkların %90'ının nano plastik; geri kalanının ise mikro plastik olduğunu bildiriyor.
Şişelenmiş gazlı içecekler, enerji içecekleri ve ketçap, mayonez gibi ürünlerin paketlenmesinde de plastik malzeme kullanılıyor. Bu tür gıda ürünlerine de mikro veya nano plastik karışma olasılığı yüksek görünüyor. Hatta şişelerin kapağını açıp kapattıkça da parçacıklar gıda ürününe karışıyor.
Sağlıkla ilgili olarak plastik parçacıkların yakın gelecekte daha büyük sorun olacağına dair kanaatler artıyor. Su arıtma sistemlerinde dahi kullanılan plastik malzemelerin suyun arıtılması esnasında parçacık saldığına dair endişeler bulunuyor. Dolayısıyla mikro ve nano plastiklerin daha dikkatli kullanılması ve tasarrufa gidilmesi gerekiyor.