YEMİŞİM İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere Başbakanı Churchill radyoda konuşma yapmaya gidiyormuş.
Radyoevinin kapısına gelince, bindiği taksinin şoförüne sormuş:
-“Beni yarım saat bekleyebilir misin?”
Karanlıkta müşterisinin yüzünü seçemeyen şoför:
-“Özür dilerim sör bekleyemem, çünkü başbakanın konuşmasını dinleyeceğim.”
Churchill yurttaşının bu ilgisinden pek hoşnut kalarak iki sterlin bahşiş uzatmış. Şoför parayı aldıktan sonra yerlere eğilerek selam vermiş:
-“Yemişim ulan başbakanı, sizi sabah kadar beklerim efendim.”
YALANCILAR
Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Rize’de dolaşıyorlarmış. Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken şoförünün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçmuş.
Çiftliktekiler koşarak gelmiş ve “Gece kurda kuşa yem olmasınlar” diye cesetleri gömmeye başladılar.
Ertesi sabah, polis soruşturma için çiftliğe gelmiş ve kâhyaya sormuşlar;
-“Otobüsteki bütün politikacıları gömmüşsün, hepsi ölüydü, değil mi?”
Kâhya cevap vermiş:
-“Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz... Nasıl yalan söylerler.”
BAŞKASI!
Kadın doktora gittikten sonra eve gelmiş ve kocasına müjdeyi vermiş.
-“Hamileyim!”
Adam şaşkınlık içerisinde içinden; “İmkansız!... Ben hep dikkat ederim” demiş ve almış doktorun yanında soluğu.
-“Anlayamıyorum doktor, o kadar dikkat etmiştim halbuki…”
Doktor sakin bir tavırla:
-“Bakın bayım… Bu araba kullanırken dikkat etmeye benzer. Siz dikkat edersiniz ama başkası gelip çarpar!...”
ARTIK SÖYLE
Küçük kaplumbağa birkaç saatlik bir uğraşı sonucu ağacın en tepesine ulaştıktan sonra kendini boşluğa bırakmış ve kabuğunun tam üzerine “Küütt!..” diye sertçe yere düşmüş.
Kendini kontrol edip bir şeyi olmadığını anlayınca tekrar ağaca tırmanmış, oradan tekrar aşağı atlamış ve yine “Gümm!..” diye vurup sekmiş yerden…
Debelenip düzeldikten sonra yine tırmanmaya başlayınca, dalın ucunda tüneyen iki kuştan biri;
-“Hanım… Olmuyor ama... Bunu evlat edindiğimizi söyle artık şuna yahu!..”
NEREDEN BİLMİŞ?
Temel trende, kompartımanda tek başına seyahat eder.
Temel'in yanına bir zenci gelir ve Temel'e;
-“Merhaba, oturabilir miyim?” diye sorar.
Temel de; “Tabii” der.
Uzun bir sessizlikten sonra Temel adama dönüp;
-“Hemşerum sen zenci misun?”
Adam; -“Evet nerden anladın?”
Temel; -“Aksanundan...”
FEDAKARLIK?
Becky ve Sam 50’nci evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı.
Sam birden soruverdi:
-“Sevgilim, bu elli yıl içinde beni hiç aldattın mı?”
-“O da nereden çıktı?” diye sinirlenip;
“Cevabı da öğrenmek istemezsin herhalde?” diye cevaplamış Becky.
-“İsterim... Lütfen anlat, ne olur?”
-“Madem öyle, üç kez aldattım seni”
-“Üç kez öyle mi?... Kimlerdi onlar?”
-“İlki, hani sen 30 yaşındaydın ve kendi diş kliniğini kurmak istiyordun ama hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka yöneticisi eve geldi, hiçbir şey sormadan tüm kâğıtları imzaladı ve sen en modern araçları getirebildin”
-“Ooo Becky... Benim için kendini feda ettin ha... Benim sevgili karım!.. Peki ikincisi?”
-“Hani 50 yaşında felaket bir kalp krizi geçirmiştin... Çok kritik bir by-pass ameliyatı geçirmen gerekiyordu da, hiç bir doktor sana el süremiyordu... Her an ölebilirdin. O sırada Dr. Bakey onca yoldan kalktı geldi. Ameliyatını yaptı, seni hayata döndürdü…”
-“Ah benim sevgili karım... Hayatımı “kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin öyle mi?... Hiç kimsenin böyle harika bir eşi olamaz. Böyle bir şey yapman beni ne kadar sevdiğini gösterir. Üçüncü peki?”
-“Hatırlıyor musun, yıllar önce Diş Hekimleri Odası Başkanı olmayı fena halde istiyordun ve 47 oyun eksikti?”
SIKINTI NE?
Yetmişlerinde bir çift doktora giderek;
-“Doktor, sevişirken bizi izler misiniz?” Doktor şaşkın bakmış...
Demek bir sorunları var. Tıp adamı olarak yardım etmek zorunda...
“Olur” demiş...
Çift yatağa uzanmış...
Doktor izlemiş ve teşhisini bildirmiş:
-“İkiniz de gayet sağlıklısınız. Sevişmeniz fevkalade... Merak edecek bir şey yok... Viziteniz 32 dolar. Bu da faturanız”
Ertesi hafta çift yine gelmiş doktora; “Sevişirken bizi izleyin” diye..
Yine izlemiş doktor...
Yine sorun yok.
“Vizite 32 dolar”
Yaşlı çift her hafta randevu alıyor, geliyor, sevişiyor, parayı ödüyor ve çıkıp gidiyor.
Bir gün doktor dayanamamış sormuş:
-“Bana biraz yardımcı olun ve sıkıntınız ne, söyleyin lütfen…”
Yaşlı adam cevap vermiş:
-“Herhangi bir sıkıntımız yok. Bir şey bulmanızı da istemiyoruz. Bu kadın evli... Onun evine gidemiyoruz. Ben de evliyim... Benim evime de gidemiyoruz. Hilton Oteli geceye 78 dolar istiyor, Sheraton Oteli 82 dolar... Buraya ise 32 dolar ödüyoruz. Onun 28 dolarını da sigortamızdan fatura karşılığı ‘Doktor muayenesi’ olarak geri alıyoruz!..”
TANIYORMUŞ
Yaşlı Alman çift tatil yaptıkları otelden çıkarak bir taksiye binmişler ve tutmuşlar havaalanı yolunu.
Meraklı taksi şoförü sormuş:
-“Hangi ülkeye gidiyorsunuz?”
İhtiyar adam “Almanya’ya” demiş.
İhtiyar kadının da kulakları pek duymadığından kocasına sormuş:
-“Ne diyoor?”
-“Nereye gittiğimizi soruyor!”
Taksi şoförü tekrar sormuş:
-“Almanya’nın hangi şehrine?”
İhtiyar adam: “Hamburg.” demiş.
İhtiyar kadın yine sormuş:
-“Ne diyooor?”
İhtiyar adam:
-“Hangi şehirde kaldığımızı soruyor.” demiş hafiften sinirlenerek...
Taksi şoförü:
-“Ben hayatımın en kötü seksini Hamburg’ta yaptım” demiş
Yaşlı kadın yine “Ne diyooorrr?” diye kocasına sorunca, ihtiyar adam patlamış:
-“Seni bir yerden tanıdığını söylüyooorrr...”
ADALET!
Amerikalı bir turist tatil için Güney Afrika’ya gider.
O zamanlarda ırkçılık had safhadadır.
Amerikalı gece bir yerlere gidip eğlenmek ister bakar ki ülkede sadece sinemalar da kalabalık var.
Hayat orada, herkes orada.
Girer kuyruğa bilet almak için.
Sinemadaki güvenlik görevlisi bir kadın şaşkınlıkla sorar:
-“İlk gelişiniz değil mi Güney Afrika’ya?”
“Evet” der adam.
Kadın: -“Burada sadece zenciler girer kuyruğa, siz hemen alın gişeden biletinizi.”
Adam zencilerin önüne geçerek gişeye yaklaşır ve ‘ucuz olsun’ diye
-“Salondan” der.
Görevli şaşkınlıkla sorar:
-“İlk gelişiniz değil mi Güney Afrika’ya?”
“Evet” der adam.
Gişeci: -“Burada sadece zenciler salondan alır, siz balkondan almalısınız” der.
Adam biletini alır ve balkona çıkar.
Film başlar ama adam felaket sıkışmıştır, hemen dışarı çıkıp görevliye tuvaleti sorar.
Görevli şaşırır ve sorar:
-“İlk gelişiniz değil mi Güney Afrika’ya?”
“Evet” der adam.
Görevli: -“Burada sadece zenciler tuvalete gider. Siz balkondan aşağı yapın” der.
Adam tekrar içeri girip sıkıla sıkıla aşağıya işemeye başlar.
Yanındaki zenci sorar:
-“İlk gelişiniz değil mi Güney Afrika’ya?”
“Evet” der adam.
Zenci biraz kızgın:
-“Öyle hep aynı yöne doğru yapmayın canım. Sağa sola da sallayın ki herkese eşit gelsin ve sosyal adalet sağlansın…”