Ortalık ayağa kalktı. Sebep? “Vay efendim DEM Parti tüm illerde kendi adayı ile seçime girecekmiş…”

Durum böyle olunca “Sol” kesime daha yakın olan “Kürt” oyları ayrılacak, birleşmiş oylar askıya düşecek ve CHP eski gücünde olmayacak.

AKP elini, kolunu sallaya sallaya şehirleri ele geçirecek.

Beklenen bu…

.

Doğru mu?

.

31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde, İstanbul seçimi iptal edilmişti.

Yapılan sayımda Ekrem İmamoğlu, rakibi Binali Yıldırım’a 13 bine yakın fark atarak başkanlığı kazandı.

.

Fakat yapılan itiraz sonucu YSK aynı zarfta bulunan 4 oydan 1 tanesini geçersiz sayınca (!) seçim yenilendi.

.

23 Haziran’da yenilenen seçimde Ekrem İmamoğlu, rakibi Binali Yıldırıma 800 bine yakın oy fark atarak seçimi kazandı.

.

Bu zafer sonrası tartışmalar başladı ve seçimin “Kürt oyları” ile alındığı yönünde yorumlar yapıldı.

O tarihte CHP, İYİ Parti ile AKP ise MHP ile ittifak yapmıştı.

.

İşte bu yaşananlar neticesinde Mart ayında yapılacak yerel seçimde DEM Partinin oylarını çekeceği ve bu suretle seçimi AKP’nin kazanacağı yorumları yapılıyor.

.

Bir başka etken olarak da İYİ Parti kendi adayını çıkaracağı için oylar bölünecek ve “İmamoğlu kesin kaybedecek” gözüyle bakılmaya başlandı.

.

Yaşananlar neticesinde 2019 yerel seçimlerinde muhalefetin (ama açıkça ama kapalı bir şekilde) yaptığı ittifaklar bozulmuş ve bu durum AKP’nin işine yaramıştır.

Bu kesinlikle doğrudur.

.

İstanbul seçimi, ittifakların dağılması, YSK’nın (aynı zarftaki 4 oydan sadece bir oyu geçersiz sayması gibi) kararlar vermesi karşısında İmamoğlu’nun işi oldukça zordur.

.

CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun devrilmesi sırasında yapılanlar seçmeni ve partilileri oldukça germiştir.

Her ne kadar Genel Başkan olarak Özgür Özel gözükse de gizli başkanın İmamoğlu olduğu yorumları havada uçuşuyor.

.

31 Marttaki yerel seçimleri için CHP’nin gösterdiği belediye başkan adaylarının çoğunun, İmamoğlu tarafından belirlendiği de kulislerde yer aldı.

Ön seçim yapılmamasının sebebini buna bağlayanlar çoğunluktaydı.

Ön seçim sözünün verilmesinin ardından atama yapılması CHP içinde küskünler ordusu da yarattı.

İşte tüm bu olaylar sonucunda CHP, bu yerel seçimlerde büyük bir güç kaybına uğradı.

.

22 yıldan beri “AKP nasıl kazanıyor?” şeklindeki soruların yanıtı aslında burada;

“Uyguladığı anlamsız ve istikrarsız politikaları ile CHP kazandırıyor…”

 

DEPREM GELİRSE

Geçenlerde bir tanıdığımız annemin ziyaretine geldi.

Konu döndü dolaştı depreme dayandı.

.

Kadıncağız evlerinin eski olduğunu, ilk depremde yıkılabileceğini anlattı üzülerek.

Ama yıkıp, yeniden yaptırma gibi bir güçleri olmadığını da ekledi.

Evin babasından kaldığını ve bir birikimlerinin olmadığını, emekli maaşı ile zor geçindiklerini söyledi.

Bu sebeple yaşanacak bir depremden dolayı çok korktuklarını anlattı…

.

Kadının yaşadıkları Türkiye gerçeği.

Kuvvetli bir depremde yıkılması yüksek ihtimali olan bu durumda milyonlarca ev var.

.

Ne olacak?

.

Bunun çözümü elbette ki sosyal devlette.

Nerede?

Yok!

.

Yaşanan her deprem sonrası ortaya çıkıp; “Mağdur etmeyeceğiz” edebiyatı yapan politikacıların yıllardan beri hiçbir şey yapmadıkları aşikârdır.

.

Bunun kanıtı ise şudur;

Yıl 2024.

İnşaat Mühendisleri Odası bir bildiri yayınlıyor.

.

Bildiride şunu diyor;

“6 Şubat Depremleri coğrafyamızın tanık olduğu ilk büyük deprem olmadığı gibi son da olmayacaktır. Ne zaman nerede büyük bir depremin meydana geleceği bilinmemekle birlikte felakete dönüşmesini önlemek için ivedilikle hayata geçirilmesi gerekenler bellidir…”

.

Neredeyse dünyanın sonu geldi, millet Mars’a gitmeye hazırlanıyor, biz hala önlem almaktan bahsediyoruz.

.

İnşaat Mühendisleri Odası’nın açıklaması sonunda birçok tespite yer verilmiş ve yapılacaklar madde madde belirtilmiş.

.

Ama iktidara gelenler kulaklarının üzerine yatmayı çok sevdiğinden icraat yapmak yerine nutuk atmayı daha çok seviyorlar…

.

Misal;

1939 yılında meydana gelen Erzincan depremi sonrası da alınması gereken bu önlemler kesin konuşulmuştur.

.

Aradan 85 yıl geçmiş…

2023 yılında 6 ilimizi kapsayan Kahramanmaraş merkezli bir deprem yaşandı.

Resmi rakamlara göre 50 binin üzerinde kayıp verdik.

100 binin üzerinde yaralımız vardı.

.

Bu deprem sonrası tüm illerde hemen toplantılar yapıldı, bir dolu önlemler paketi sunuldu.

Sonra?

.

İnşaat Müh. Odasının bildirisinde şöyle deniyor;

“… Ayrıca siyasi iktidarın deprem sonrası kentlerin yeniden ayağa kaldırılması, hayatın normale döndürülmesi doğrultusunda 319 binini 1 yıl içerisinde teslim etmek kaydıyla 650 bin konutun yapılacağı yönündeki beyanlarının oldukça gerisinde kaldıkları görülmektedir…”

.

Peki hiç mi yapılmadı?

Hiç mi girişim olmadı?

Şeklindeki sorulara Oda bildirisinde şöyle cevap vermiş;

“… orta ve hafif hasarlı yapılar hariç olmak üzere, deprem bölgesindeki 11 il kapsamında yıkılan veya yıkılacak olan (konut, işyeri vb. dahil olmak üzere) toplam 674.416 bağımsız bölüm bulunmaktadır. Siyasi yetkililerin 650 bin konut yapılacağına dair ifadeleri bu ihtiyaca yöneliktir.

.

Son 1 yılda TOKİ tarafından ihalesi yapılmış konut miktarı ise toplamda 108.936 adettir. Bu ihalelerin toplam bedeli 203.973.988.559,00 Türk Lirasıdır. Bunlardan bir kısmının inşasına henüz hiç başlanmamış olmakla birlikte, tamamlanma oranı %70’in üzerinde olan konut sayısı 25.119 adettir.

.

Yani kısa vadede bitirilip teslim edilebilecek konut miktarı TOKİ verilerine göre 25 bin civarındadır. Bu durum siyasilerin geçen yıl verdikleri sözlerin veya ortaya koydukları hedefin ancak %8’ine tekabül etmektedir…”

.

Yorum yapmaya gerek var mı?

Durum ortada.

.

Annemi ziyarete gelen yaşlı kadın yaşanacak bir depremden dolayı;

Korkmalı mı?

Korkmamalı mı?

 

BOZCAADA

İllerin nüfusları güncellenmiş.

Buna göre Çanakkale merkez nüfusu 200 bin sınırını geçerek 203 bin olmuş.

.

Yeni seçilecek olan belediye başkanı planını, programını buna göre yapsın.

Artık nüfusu 200 bini geçmiş bir şehir merkezini yönetecek.

.

Seçmen de 200 bin nüfusu yönetecek, planları olan, programları olan adayı seçsin.

Sonradan kimse ağlamasın.

.

Açıklanan nüfus rakamlarında en çok dikkatimi çeken elbette Bozcaada oldu.

Nüfusu 3 bin 243 kişi…

.

Bu nüfuz yaz aylarında 10 katı şeklinde artıyor ve Bozcaada belediyesi 3 bin kişi üzerinden aldığı devlet yardımını, yaz aylarında 40 bin kişiye hizmet vermek için harcamak zorunda kalıyor.

.

Eh Bozcaada damadı olduğumuzdan neler yaşandığını iyi bilirim.

.

3 bin kişilik ekmeği, 40 bin kişiye dağıtmak için uğraşıp duruyor belediye.

Bunu kimse görmüyor ve “Belediye hizmet vermiyor” şeklinde atıp, tutuyorlar.

.

Türkiye’nin birçok tatil beldesinde yaşanan bir sorun aslında.

Atalarımız ne demiş?

“Ne ka ekmek, o ka köfte…”

.

Tüm bu sebepler kapsamında kimse Bozcaada’ya gidip “Hizmet verilmiyor” demesin, ayıp olur…

 

ELALEMİN OYU

DEM Parti neden tek başına girme kararı aldı?

Alabilir kardeşim.

Adamlar “Kendimizi görmek istiyoruz” demiş olabilirler.

.

Ama AKP’ye yarayacak?

Yarayabilir.

Onun derdi değil.

.

Partiler sırf “AKP gelecek” diyerek kendilerini başka partilere feda etmeyebilirler.

.

İYİ Parti de aynı şeyi yaptı.

Yapabilir.

Ömür boyu “AKP kazanmasın” diye CHP ortağı olacak değil ya?

Nihayetinde kendi siyasi fikirleri, kendi amaçları ve kendi seçmeni var.

.

Buradaki asıl konu şu;

DEM Parti kendi özgür iradesi ile mi bu kararı aldı?

Yoksa;

Bir takım pazarlıklar söz konusu mu?

.

Diyelim oldu…

Ne olacak?

Muhalefet olarak siz daha çok çalışıp, daha çok oy alın.

.

“Hele bu pahalılıkların, yolsuzlukların, politik beceriksizliklerin 22 senedir yaşandığı ülkede hala oy alamıyorsanız, dönüp kendinize bakın” derim.

“Biz nerede yanlış yaptık?” diyerek kendinize sorun.

.

El âlemin oyuyla seçimlere girmekten de vazgeçin…