Vay Erzincan vay! Neresi? Benim doğduğum yer. Evet yanlış okumadınız, “Doğum yerim.”

Yıl 1958.

Babamın Sümerbank İplik Fabrikası’ndaki görevi sebebi ile ailece Erzincan’da…

.

Ben o arada üçüncü çocuk olarak doğmuşum.

Koskocaman fabrikada.

Memur ve işçi lojmanlarının olduğu zamanın modern bir fabrikasında.

.

Şimdi?

Yok…

.

Nerede?

“Satılmış.”

Özelleştirme kapsamında buharlaşmış.

.

Aynı “Siyanür”ün buharlaştırıldığı gibi.

.

Yıl 2024.

Yer Erzincan.

İlçe İliç…

.

Maden kazası olmasa adını bile kimse bilmezdi bu ilçenin.

.

Önce baştan başlayalım.

1923 yılından bu iktidar başa gelinceye kadar (2002) geçen 80 yılda Türkiye genelinde toplam 1186 maden ruhsatı verilmiş.

.

Peki sonra ne olmuş?

.

AKP iktidarı başa gelince kolları sıvamış olsa gerek zira verilere göre (Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün verileri) 2008-2023 arasında 15 yılda verilen ruhsat sayısında patlama meydana gelmiş ve bu sayı 386 bin olmuş…

.

Buraya kadar tamam.

İşin detayına bakalım o halde.

.

Yılmaz Özdil bu durumu şöyle anlatıyor;

“Konya’yı kazan Amerikalı şirket var…”

“Balıkesir’i kazan İngiliz şirket var.”

“Erzincan’ı kazan sadece Kanadalı değil, Avusturalyalı şirket de var.”

“Karayipler’de Ceyman Adaları, oradan gelip Karadeniz’i kazan şirket var.”

“İzmir’i kazan Kanadalı var.”

“Mardin’i kazan İngiliz var.”

“Uşak’ı kazan Amerikalı var.”

“Altın, gümüş, nikel, bor ne buluyorlarsa götürüyorlar.”

“İtalyan, Hintli, Singapurlu, Güney Koreli şirket var.”

“120’den fazla yabancı şirket var.”

“Barbados’un yerini Türkiye’de kaç kişi bilir? Buradan gelip Türkiye’yi kazan şirket var.”

“Iraklı var, Lübnanlı var, Suudi var… Yunan şirketi var.”

“Sırf yabancı şirketlerin Türkiye’de sahip oldukları maden alanı 200 bin metrekareye ulaştı. Türkiye topraklarının dörtte biri…”

.

Nihat Genç anlatıyor;

“Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir şey olarak 200 futbol sahası büyüklüğünde Sülfirik asit havuzu (Siyanür) var…”

“Burası zaten kendiliğinden buharlaşıyor, ne oluyor? Her tarafa karışıyor.”

“Ayrıca bu sülfirik asit havuzu yetmemiş gibi 600 futbol sahasına çıkaracaklarmış.”

“Sonra bu da yetmemiş, buraya havuzlar da yetmiyor koskoca Erzincan’ı havuz yapsak yetmeyecek, Amerika’dan apartman büyüklüğünde buharize makineleri getirilip (siyanür) havaya fışkırtılıyor (buharlaşsın diye).”

“Bunu Afrika’da yapamazsın, en yoksul, en sahipsiz insanların olduğu Afrika’da, Hindistan’da yapamazlar bunu…”

“Amerika Türkiye’yi işgal etse, Amerikan mahkemeleri bunu yaptırmaz. Ama biz bunu burada yapabiliyoruz…”

.

“Dünya tarihi üç büyük nehirden bahseder.

Missisipi, Nil ve Fırat…

Fırat doğduğu yerden Basra’ya (Körfezine) kadar gidiyor.

İşte bu havuz (Siyanür havuzu) Fırat’a 300 metre ve hepimizin ilkokul bilgisiyle bildiği gibi Erzincan depremde Japonya ile yarışıyor. Kazayla bu havuz bir patlasa!...”

.

TEMA Vakfı, Erzincan’da yaşanan çevre felaketi sonrasında;

2021’de Giresun’daki “Maden Atık Barajının Çökmesiyle Oluşan Kirlilik” hakkındaki çalışmanın sonuçların paylaştı…

.

Giresun’da ne olmuştu?

“18 Kasım 2021 tarihinde, Giresun’un Şebinkarahisar ilçesi, Yedikardeş köyü yakınlarında faaliyet gösteren “Kurşun, Çinko, Bakır Ocağına ait” tesisin maden atıklarının depolandığı atık barajı duvarında çökme yaşanmış, “Binlerce ton ağır metal içerikli kimyasal atık” önce Darabul Deresi’ne ardından da Kelkit Vadisi’ne yayılarak Kılıçkaya Barajı’na ulaşmıştı.”

.

Halen bu topraklarda tarım yapılamıyor.

.

İliç’teki madende toprak kayması ise başka bir olay.

Tamamen ihmale dayanıyor gibi.

Ama toprak altında işçiler var.

Yazıktır! Günahtır!

.

Şirketin Jeoteknik Mühendisi Ali Rıza Kalender diyor ki:

“Doğu bölgesini radar net görmemektedir. Robotik Total Station cihazı alınmasıyla ilgili bütçe talebinde bulunduk. Bu cihaz olmuş olsaydı bölge daha detaylı incelenebilirdi.

Önceden haberimiz olabilirdi.”

.

Şimdi ne olacak?

.

Bakın ne oldu?

.

Cumhuriyet’in haberi şöyle;

“Erzincan’da kayıp işçileri arama çalışmaları 7’nci gününde durduruldu. CHP’li Deniz Yavuzyılmaz sosyal medya hesabından sahada göçük tehlikesinin devam ettiğini belirterek ‘Bölgede yeni göçük tehlikesi alarmı verildi’ ifadelerine yer verdi…”

.

Gelen son haber ise şöyle;

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Erzincan’ın İliç ilçesinde 13 Şubat’ta toprak kayması olayının meydana geldiği maden ocağının, lisans şartlarının ortadan kalktığı tespit edildiğinden çevre izin ve lisans belgesi iptal edilmiştir.’ ifadeleri kullanıldı.”

.

Ne yapılmalı?

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, atılması gereken adımları şöyle açıklıyor;

“Başta toprak olmak üzere tüm doğal varlıkları, tarım, içme ve kullanma suyu havzalarını, yerleşim alanlarını madencilik faaliyetlerinden koruyacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır.”

.

“Çevre mevzuatı yeniden düzenlenerek özellikle ‘IV. Grup Madencilik faaliyetleri için geçerli olan ÇED Gerekli Değildir’ hükümleri mevzuattan kaldırılmalıdır.”

.

“ÇED mevzuatı yürürlüğe girmeden önce kurulması sebebiyle ÇED süreçlerinden muaf olan maden işletmeleri için bu istisnai hak kaldırılmalıdır.”

.

“Madencilik faaliyetlerine yönelik denetim, izleme-değerlendirme çalışmalarının sıklığı artırılmalı ve kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır.”

.

“Ayrıca mevcut tesislerde iş sağlığı ve güvenliği denetimleri artırılmalı, işçilerin yaşam hakkı korunmalıdır.”

.

“ÇŞİDB denetim ve izin süreçlerinin etkin işletilebilmesi için yeterli sayıda ve uzmanlıkta personel istihdam etmelidir.”

.

“Bakanlığın yönetim kadroları şehirciliği değil öncelikle çevreyi esas alacak uzmanlık alanlarından oluşturulmalıdır…”

.

Özetle;

80 yılda 1186 ruhsat…

15 yılda 386 bin maden ruhsatı verilmiş.

Türkiye’nin dörtte biri kazılıyor.

120 yabancı şirket sürekli kazıyor.

.

Hepsi tamam.

Olabilir,

Kabul edilebilir.

.

Peki, ülke olarak bizim kazancımız ne?

.

Ülkemizin maden ihracatı geçen yıl ilk 7 ayda 3.8 milyar dolar olmuş.

.

Bu para ne kadar?

.

Şu habere bir bakalım ve düşünelim;

“Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’nın (TİKA) 2020 Türkiye Kalkınma Yardımları Raporu’ndaki verilerine göre, Türkiye’nin yaptığı yıllık resmi kalkınma yardımları 8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.”

.

“Rapordaki verilere göre Türkiye, yabancı ülkelere;

2017’de 8.12 milyar dolar,

2018’de 8.61 milyar dolar,

2019’da 8.66 milyar dolar,

2020’de ise 8.12 milyar dolar tutarında yardım yapmış…”

.

Türkiye, geçtiğimiz yıl;

Afrika’da 44, Avrupa’da 43, Asya’da 33, Amerika’da 22, Okyanusya’da 15 ülke olmak üzere toplamda 157 ülke ve 8 uluslararası kuruluşa yardım etmiş…”

.

Rapora göre Türkiye’nin resmi kalkınma yardımlarından en çok yararlanan ilk 10 ülke ise şunlar;

Suriye, Arnavutluk,

Irak, Afganistan,

Filistin, Somali,

Kazakistan, Kırgızistan,

Bosna Hersek ve Tunus.”

.

Türkiye yaptığı bu yardımlarla Amerika’nın ardından dünyada en çok yardım yapan 2. Ülke olmuş.

.

Erzincan’da artık, “Sümerbank İplik Fabrikası” yok.

Çünkü satıldı…