Bugünlerde aday olanlar neredeyse en çok konuşulan konular. Siyasi partilerde belediye başkanı ve meclis üyesi adayları hemen hemen netleşti.
Adaylar mutlaka yakın çevrelerinin teveccühüne dayanarak adaylıklarını ilan ediyorlardır. Kendi egolarının tatmini olarak bu ortamda görünme dürtüsü yoktur içlerinde. Neticede hizmette bir adım daha önde olma isteği mutluluk veren bir duygu olmalıdır.
Aday olmak hizmete talip olmaktır. Olsam bunları yapardım demek yerine aday olarak göreve talip olmak daha anlamlı olmalıdır.
Aday olmadan yapılanları eleştirmek çok anlamlı değildir. Gelecekte de yapılanları eleştirmenin en önemli dayanak noktasıdır aday olmak.
Her ne kadar bazı siyasi partilerde egolar, koltuk sevdası çok öne çıkıyor olsa da, genel olarak çevresinin desteğini alarak aday olanlar siyasette daha güçlü bir duruş sergilemektedir. Yoksa inanmadığı yerlerde olan o kadar çok aday var ki.
Hizmet için yarış yoktur. Yarış daha çok sporda vardır. Yarış kavramının felsefesinde egonun gücü yüksektir.
Aday olurken hizmete talip olmak vardır. Talip olmak mutlaka liyakatle yakından ilgilidir. İnsan kendini çok üst düzeyde görevlere layık görebilir kendi egosunun baskısı altında kalırsa. Egonun gücü alınacak görevin özelliklerini bile unutturur. Dolayısıyla göreve talip olurken nelerle karşılaşılacağı ve buna göre alınacak tedbirler de bilinmelidir.
Yönetimle ilgili mevzuatın neresinde olunduğunun farkında olunmalıdır. Yönetimde hâkimiyet taşınan sıfatındır. Sıfatı taşıyan seviliyorsa işi yapılır. Yoksa işler yürümek bilmez.
Bu meyanda kifayetsiz muhterislere dikkat etmekte yarar vardır.
Yönetim ve yönetici Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında gelmektedir. Yönetsel sorunların artışına bağlı olarak hemen her şeyi şikâyet eden insan sayısı sürekli artmaktadır. İdarede liyakatin azalması bunda doğrudan etkilidir.
Yönetimde liyakat arttıkça, siyasi teşkilatlarda da artacaktır mutlaka.
Aksi halde insanımız demokrasinin özelliklerinden ve güzelliklerinden dahi şikâyet edilebilmektedir. Kötü yönetim insanımızın aidiyet duygularını zayıflatmakta, insanlar arasındaki mesafe artmaktadır.
Aslında bir toplumda ve toplumun küçük birimlerinde herkesin irili ufaklı görevleri vardır ve sistemin devamı için hemen her bireyin varlığına gereksinim vardır.
Üst görevlerde hizmete talip olurken insanın kendini de yoklamasında yarar vardır. Mevcut görevdekilerle arasındaki fonksiyonel yapıları gözden geçirmelidir. Yönetimle ilgili insanın mutlaka eleştirdiği ve farklılık yaratabileceği konular vardır.
Daha iyisini yapmak için göreve talip olurken herhangi bir görevde daha iyi olduğunu da kanıtlamış olmak gerekir.
Sırf kendini göstermek için aday olanlar her geçen gün artmaktadır.
Devlet siyasileştikçe, aday sayısı, özellikle iktidar partilerinde patlama yapmaktadır. İnsanların kendileri için idari anlamda kariyer planlamalarının aracı olarak da kullanılan adaylık, sayıyı artırırken kaliteyi de düşürebilmektedir.
Geçmişte milletvekilliği seçimlerinde piyangodan çıkanlar vardı ama artık öyle bir gelişme beklemek anlamsızdır.