Belediye seçimleri “İtibarda Tasarruf Olmaz” hikayesinin sonunu getirdi.
Devir teslim törenlerinden sonra bazı belediyelerin Lale Devri’nin yüz katı daha lüks ve ihtişam içerisinde yaşadıklarını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını har vurup harman savurduklarını millet görüverdi. Aslında daha önce gördüğü için mevcutları sandığa gömmüştü. Artık böyle bir suça ortak olmak istemiyordu.
İlk vaka jakuzi ile ortaya çıktı. Aslında daha önceki seçimlerden sonra Ankara belediyesinde devletin ve milletin parasının nasıl har vurup harman savrulduğu görülmüştü. Kimsenin uğramadığı bir parka naylondan dinozorlar yaptırılıp milyar dolara yakın para harcanmıştı. Adeta vatana ve millete ihanet edilmişti. Bunun başka türlü izahı olamaz. Aç yatan insanın varken parayı toprağa gömmek bu vatana ve millete ihanet etmekten başka bir şey değildir.
Büyük borçlarla devredilen belediyelerde adeta yağma hasanın böreği misali paralar harcanmış. Küçük büyük fark etmiyor. Borçla bırakılan belediyelerin hepsinde israfın dibine vurulmuş. Özel tasarrufların fazla oluşu resmen can sıkıyor. Makam odaları, makam arabaları ve konfora harcanan paralar, vatan millet temelinde mangalda kül bırakmayanların vatana ve millete ihanet ettiğini ispatlıyor.
Lüzumsuz harcanan paralar, israf edilen kaynaklar hep itibarda tasarruf olmaz diye savunuldu. Bu aziz millet de oy verip seçtiği bu zatların yediği haltları ne yazık ki çok geç gördüler. İktidar sahipleri iki seçim öncesinde başladılar kamu harcamalarında tasarrufa gidilecek diye ama nafile. Çok fazla faydası olmadı.
Aslında israfın yaygınlığı sadece belediyelere mahsus değil. Kamu kurumlarının hemen her yerinde gereksiz harcamalar son yıllarda çok arttı. Makam arabalarının modelini yükseltmeler, makam odalarının mefruşatlarını değiştirmeler, makam odalarına banyo tuvalet yaptırmalar artık rutin inşaat işlerinden oldu.
Vatana aidiyet, vatanın önceliklerini ve çıkarlarını korumakla başlıyor. Daha lüks yaşam ve çalışma şartları içinde çok fazla hizmet edilmiş olmuyor. Devlete ait topluiğneye kadar her türlü kaynağın amacına uygun bir şekilde kullanılmasıyla başlıyor işler. Yoksa cebinden çıkmayan paranın kıymetini bilmeyen idareciler vatansever olamazlar. Ancak vatana ve millete ait kaynakları fütursuzca harcamayı bilirler. Gerçi millet onları da çok gördü. Benim neyim eksik diyenler oldu. Markasını bile bilmediği ama daha kocaman diye alınan makam araçlarında keyif süren idareciler, yöneticiler vardı.
Devletin cari açığı her geçen yıl artıyor. Yüz milyar dolarları buldu. Oysa sadece kamu tasarrufuyla bu cari açığın üçte birini karşılamak mümkün. Sadece yatırımları uzun ömürlü yapsalar, yolları kaldırımları bir defa yapsalar, iki senede bir yenileyip durmasalar, bütçe açığı azalır. Yüz binlerce bilgisayar amacına uygun kullanılsa milyarlarca dolar tasarruf edilir. Öncelikle vatan sevgisinin ve vatana aidiyet duygusunun güçlenmesi yetiyor. Malum gerisi teferruat. Ama lafta kalmamalı.