YILLAR ÖNCE 100 yaşına merdiven dayamış çift aynı günlerde ölmüş ve Cennete gitmişler...

Onları kapıda bir Melek karşılamış.

Onları nefis göl manzarasına sahip villalarına götürmüş.

Harika bir mutfak ve termal su fışkıran jakuzileri varmış.

Yaşlı adam, “Bu bize kaça mal olacak?” diye sormuş.

Melek, “Burası Cennet, ev sizin” diye cevaplamış.

Çift dolaşmaya çıkmış...

Göl kenarında harika bir tekne onları bekliyormuş.

Melek, “Ne zaman isterseniz dolaşabilirsiniz” demiş.

Adam gene sormuş;

“Kaça bu tekne?”

“Bedava” demiş, Melek, “Burası Cennet!”

Oradan kulüp binasına gitmişler.

Kuş sütü dahil her şeyi olan bir açık büfe onları karşılamış.

En güzel içecekler, içecekler mevcutmuş.

Adam gene dayanamamış;

“Yiyip içmek kaç para peki?”

“Dedim ya” demiş, Melek, “Burası Cennet… Her şey ama her şey sizin ve bedava.”

Adam bir defa daha sormuş;

“Peki düşük kolesterol büfesi nerde?” diye sormuş bu defa adam..

“İşte burası Cennet’in en iyi kısmı. Burada istediğiniz her şeyi istediğiniz kadar yiyebilirsiniz, ne şişmanlarsınız, ne de size dokunur!”

O an yaşlı adam çıldırmış.

Şapkasını masaya öfkeyle vurmaya başlamış.

Karısı ve Melek onu sakinleştirmeye çalışırken adam karısına bağırmış;

“Eğer senin pırasa, kereviz, lahana, karnabahar, ıspanak gibi sağlıklı yemeklerin olmasa buraya yıllar önce gelecektik...”

 

JAPON MİSUN?

Temel parkta yanında oturan adama sormuş;

“Ula hemşerim sen Japon misun?”

Adam; “Hayır değilim” demiş.

5 dakika sonra yine sormuş;

“Ula hemşerim sen Japon misun?”

Adam biraz sinirli cevaplamış:

“Yok kardeşim! Ne Japon’u?”

Temel dayanamamış biraz sonra yine sormuş; “Hemşerim sen Japon misun?”

Adam bu kez Temel’den kurtulmak için;

“He lan!... Japon’um... Ne olacak?” deyince Temel şaşkınlıkla;

“Vallahi hiç benzemeysun...”

 

KARIŞTIRIRSIN

Adamın birisi arabasıyla Trabzon’da bir arkadaşının lokantasını arıyormuş.

“En iyisi bir adres sorayım” diye düşünüp yol kenarındaki bakkala girmiş.

-“Pardon, Karadeniz Lokantası nerededir?”

-“Uşağum, buradan dümdüz 50 km gideceksun. Sağdaki Shell benzinliğunu görünce bir U dönüşü yapıp, 15 km ceri geleceksun, sağ taraftadur.”

Adam şaşırmış.

-“Peki buradan 35 km gidip sola dönsem daha iyi olmaz mı?”

Bakkal gülmüş:

-“Kariştirursun...”

 

PİSLİK

Temel her gün evine trenle gidip gelmektedir.

Yine bir gün trende giderken karşısında oturan adamın biri, Temel’in gözünün içine bakar bakar “Pislikkk!” der.

Temel şaşırır “Bana mı dedi?” diye sağına soluna bakınır.

Adam yine “Pislikkk!” der.

Temel yine şaşkınlık içinde sağa sola bakınır; “Sanırım bana diyor…” diye düşünerek olay çıkmaması için ilk durakta iner ve olayı evde karısına; “Fadime bugün trende adamın biri bağa ‘Pislik!’ dedi.” diyerek anlatır.

Fadime; -“Hadi ya bak terbiyesize!” diyerek geçiştirir.

Temel ertesi gün aynı adamla tekrar trende karşılaşır.

Adam bu sefer Temel’e bakarak şöyle der:

-“Dedikoducu pislikkk!”

 

ECZANE

Temel ile Dursun gece bekçisiymiş.

Tam konservatuarın önünden geçerlerken orada bir adamın cesedini görmüşler.

Temel hemen telsizi açmış durumu merkeze bildirecekken birden durmuş ve Dursun’a sormuş:

-“Ula konservatuar nasıl hecelenir?”

Dursun düşünmüş, taşınmış ve:

-“Bilmiyorum…” deyince Temel;

-“O zaman bu cesedi şuradaki eczanenin önüne çekelim...”

 

FARE ZEHİRİ

Eczacı Temel akşam saatlerinde Dursun’un kapısını çalmış:

-“Ne oldu Temel, nedir telaşın?”

-“Sorma be Dursun, ben bugün sana ‘mide ilacı’ veriyorum diye yanlışlıkla ‘fare zehiri’ vermişim.”

-“Eyvaaaah! Ne yapacağım şimdi?”

-“Ne mi yapacaksın? Beş milyon daha vereceksin!”

 

UYMADI AMA

İdris ile Dursun, kahvede ayrı masalarda hafif sıkkın oturuyorlar.

İdris sesleniyor:

-“Ula Dursun bana ‘Ayran’ desena...”

-“Ayran!”

-“Uyy, ben da senun karuna hayran!”

Fena halde bozulan Dursun, biraz sonra İdris’e seslenmiş;

-“Bana ‘Gazoz’ desena...”

-“Gazoz...”

-“Uyy, ben da senun karini öptum...”

İdris, dudak bükmüş:

-“Bu söylediğunun kafiyesi yoktur...”

Dursun sözü bağlamış:

-“Kafiyesi yoktur ama asli vardur!”

 

İLLA YATAK

Bir kadın ve bir adam, New York'ta bir gökdelenin tepesindeki restoranda romantik bir yemek yiyorlarmış.

Kadın sormuş:

-“N’apıcaz yemekten sonra?”

Adam,

-“Alışveriş yaparız, gezeriz sonrada yatağa gireriz” demiş.

Kadının zoruna gitmiş.

-“Bütün erkekler böylesiniz işte. İlla yatak, illa yatak!” demiş…

Üzgün bir şekilde kalkmış, pencereye yanaşmış ve kendini gökdelenin 80. katından aşağı bırakmış, aşağıya düşmeye başlamış…

Gökdelenin 74. katında camdan dışarıyı seyretmekte olan bir Fransız düşen kadını görünce hemen elini uzatmış ve kadını yakalamış.

İçeri almış.

-“Neden atlıyorsun? Hayat ne güzel, gel beraber Fransa’ya gidelim gezelim, alışveriş yapalım sonrada yatağa gideriz…” demiş.

Kadın bunları duyunca yine zoruna gitmiş.

Gözyaşları içinde cama koşmuş ve aşağıya atlamış.

50. kata geldiğinde balkondan bakan bir İtalyan kadını düşerken görünce hemen ellerini uzatıp yakalamış kadını.

-“Neden atlıyorsun? Hayat ne güzel” demiş. “Gel beraber İtalya’ya gideriz. Pizza yeriz, dolaşırız sonra da yatağa gireriz…” demiş.

Bu böyle bir kaç defa sürmüş.

En sonunda kadın yine aşağı doğru düşerken 18. katta Bizim Temel yakalamış kadını havada…

Tutmuş içeri almış.

-“Neden atlıyorsun hayat ne güzel” demiş. “Ben seni Karadeniz’e götürürüm. Balık tutarız, hamsi yeriz, çay toplarız, hamsili pilav yeriz, hamsili ekmek yeriz, hamsi tatlısı yeriz” demiş.

Kadın şaşkın bir tavırla;

-“E! Peki sonunda yatağa gitmeyeceğiz mi?” diye sorunca,

Temel sinirlenmiş;

-“Vay seni gidi pis o.ospu” dedikten sonra kadını aşağıya atmış!

 

TRAVESTİ

Amerika’da adamın biri işe gitmek üzere yeni aldığı arabasıyla yola çıkmış.

Gölün kenarından geçerken kırmızı elbiseli bir adam elini kaldırmış, durmasını işaret etmiş.

Adam arabasını durdurmuş.

Kırmızı elbiseli adam:

-“Merhaba, ben ormanın kırmızılı travestisiyim. Karnım çok aç. Bana yiyecek bir şeyler verir misin?” demiş.

Adam bir parça hamburger vermiş ve teşekkürleri kabul edip yola çıkmış.

Dağlık bir bölgeden geçerken karşısına sarılar içinde bir adam çıkmış ve elini kaldırıp adama durmasını işaret etmiş:

-“Ben bu dağın sarılı travestisiyim, çok susadım. Suyun var mı?” demiş.

Adam bir şişe su vermiş, yola devam etmiş.

Yolun sonunda asfalta çıkmış.

Bir zaman geçtikten sonra mavi elbiseler içinde bir adam el kaldırmış, durmasını işaret etmiş.

Adam sinirlenmiş:

-“Söyle bakalım asfaltın mavili travestisi… Sen ne istiyorsun?”

-“Ehliyet ve ruhsat lütfen…”

 

BAŞARI!

Bir şirkette pazarlama bölümü ile üretim bölümü her sene bir kereye mahsus futbol maçı yaparlarmış.

Son yapılan maçı üretim bölümü farklı kazanmış.

Ertesi gün şirkete gittiklerinde ilan panosunda gördükleri şuymuş;

“Sevgili arkadaşlar bu sene çalışanlarımız arasında düzenlediğimiz futbol maçlarında üretim bölümü çalışanları ‘yalnızca bir maçı galibiyetle’ bitirmiş olup, pazarlama bölümümüz maçlardan ‘yalnız bir maçı kaybetmiş’ ve sezonu büyük bir başarıyla bitirmişlerdir…”

 

KIZ MI? ERKEK Mİ?

2 bebek battaniyelerin altında oturuyormuş biri diğerine sormuş;

-“Sen erkek bebek misin kız bebek mi?”

Öteki;

-“Bilmiyorum, nasıl anlarız ki?”

Diğeri;

-“Ben biliyorum akıllım” demiş ve

Ötekinin battaniyesinin altına kafasını sokuvermiş.

2-3 saniye sonra kafasını dışarı çıkarmış ve gülümsemiş;

-“Sen kız bebeksin bende erkek”

Öteki;

-“Ama nereden anladın?”

-“Çok kolay akıllım… Senin patiklerin pembe benimkiler mavi…”