Tarımsal üretimde kullanılan zirai ilaçlar, dünyayı zehirli bir çorba haline getirmeye devam ediyor.
Kullanılan ilaçların bir şekilde doğal yaşam ortamlarındaki çok sayıda arı ve böceğe zarar verdiği gibi bir şekilde sofralara da geliyor. Kullanılan ilaçlardan en fazla polen ve nektarla beslenen böcekler zarar görüyor.
Yapılan bir çalışma, iki zirai ilaç kategorisinden (fungisitler ve neonikotinoid insektisitler) birden fazla kimyasala potansiyel olarak geniş çapta maruz kalma konusundaki endişeleri gündeme getiriyor ve farklı arı türlerinin pestisitlere farklı şekilde maruz kalabileceğini gösteriyor. Aslında bu çalışma bal arılarına yönelik pestisit riskinin değerlendirilmesinin kolay olmayabileceği anlamını da ortaya koyuyor.
Trinity College Dublin ve Dublin City Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi İrlanda'daki 12 bölgede ürün polenlerinde ve aynı bölgelerden bal arıları ve bombus arılarından toplanan polenlerde pestisit kalıntılarını incelemişler ve ilginç sonuçlara ulaşmışlar.
Tespit edilen pestisitlerin çoğu, örnek alınan alanlara yakın zamanda uygulanmamış. Bu demektir ki çok önceden uygulanmış ilaç etken maddeleri bitkilerin polenlerine taşınmaya devam ediyor. Diğer bir deyişle, bazı kimyasallar uzun süre doğada kalabiliyor. Bitkiler tarafından alınmış olan ilaç etken maddeleri bitki kalıntılarıyla yeniden toprağa dönüyor ve topraktan diğer bitkiler tarafından alınarak polenlere taşınabiliyor.
Araştırmada polenlerde daha fazla mantari hastalıklara karşı kullanılan ilaçların bulunması araştırmanın diğer ilginç sonuçlarından birisi. Diğer yandan bal arılarının topladığı polenlerde mantari ilaçların, bambus arılarının topladığı polenlerde ise böcek ilaçlarına ait etken maddelerin bulunması çalışmayı daha ilginç hale getiriyor. Aynı zamanda bambus arılarının topladığı polenlerde çok sayıda farklı ilaç etken maddelerine ve aynı yıl uygulanmış olanlara rastlanması bal arılarının bambuslardan farklı tercihe sahip olduğunu gösteriyor.
Bir arada ele alındığında bu sonuçlar, birden fazla pestisitlere geniş çapta maruz kalma potansiyeline ilişkin endişeleri artırıyor. Böcek öldürücüler ve mantar öldürücüler birleştirildiğinde sonuçların, her bir kategorinin tek başına elde edilenden daha toksik olabileceğini de gösteriyor.
Bu çalışmanın sonuçları bazı alanlarda da endişeleri güçlendiriyor. Özellikle bal arılarının taşıdığı polenlerde bulunan ilaç kalıntılarının kovana taşınması ve oradan da arı ürünleriyle sofraya taşınması olasılığını artırıyor.
Elbette bambus arılarının taşıdığı polenlerde böcek ilaçlarına daha fazla rastlanması tarım alanlarının yakınında bulunan doğal alanların da kirlendiğini gösteriyor. Aynı zamanda üç yıl öncesinden uygulanmış ilaçlara ait etken maddelerin hala polenlerde bulunuyor olması, gelecekte ilaç kalıntılarının birikeceğine de işaret ediyor. Nitekim benzer çalışmalarda eskiden kullanılan ve yeni kullanılmış ilaçların etken maddelerine aynı bitki üzerinde rastlanması da bu gelişmeyi adeta ispatlıyor.