Komutan sorar: -'Söyle bakalım Temel, cephanelik önünde nöbet tutuyorsun, birden cephanelik infilak etti, ne yaparsın?'

-"Herkesin duyması için havaya bi el ateş ederum komitanum!"

 

MESLEK SIRRI

Komiser sorar:

-"Temel, köpekleri atlatıp, kümesten tavuğu nasıl çaldın?"

-"Komiserüm, onu söylemem, meslek sırrıdır!"

-"Ama ben söyletmesini bilirim!"

-"O da sizin meslek sırrunuzdur!"

 

NEYİ?

Adam doktorun karşısındaki koltuğa oturdu.

-"Durum çok kötü doktor bey, bir dakika önce olan her şeyi unutuveriyorum."

-"Peki niçin hatırlamaya çalışmıyorsun."

-"Neyi?"

 

FATURA

Temel, karısı Fadime'yi bademcik ameliyatı yaptırmıştı.

Hastaneden taburcu edilirken, doktor Temel'e bazı tavsiyelerde bulunur ve son olarak der ki;

-"Aslında bu ameliyat gecikmiş, daha çocukken yapılmalıydı."

Temel hemen söze girer:

-"O zaman faturayı kayınbabamı gönder de, hesabını o ödesun!"

 

BAĞIRMADIM

Dil bilgisi dersinde öğretmen öğrencilere sordu:

-"Bağırmadım, bağırmadın, bağırmadı deyince ne anlarsınız?” diye sordu.

Kimseden çıt çıkmıyordu.

Öğretmen bütün öğrencilerin birden parmak kaldırmasını beklediği için, hayal kırıklığına uğradı.

Neden sonra ön sıralardan Temel ayağa kalkarak söz hakkı istedi.

Öğretmen söz verince de cevapladı:

-"Önemli bir durum yok hocam, hiç kimse bağırmamıştır."

 

TANIRIM

-"Şuna bak", dedi, "güneşin doğuşunu ne güzel canlandırmış."

Öbürü düzeltti:

-"İmkânı yok, mutlaka güneşin batışıdır."

-"Belki öyledir. Ama nasıl oluyor da bu kadar kesin konuşabiliyorsun?"

-"Ressamı tanırım, sabahları onbirden önce kalkmaz."

 

BAKLA

Lüks bir lokantada müşterilerden biri önüne konan yemeği görünce bağırmaya başladı:

-"Ben bu baklayı yiyemem, çok kılçıklı... Çabuk bana şef garsonu çağırın!"

Yan masada oturan adam dudak bükerek cevap verdi:

-"Fayda etmez efendim, o da yiyemez!.."

 

SAAT

Akşam eve dönen adamı karısı kapıda karşıladı.

Sonra da heyecanlı heyecanlı anlatmaya başladı:

-"Bugün neredeyse, duvardaki saat annemin başına düşecekti..."

Adam umursamaz bir tavırla başını salladı:

-"Sahi mi? O saat hep geç kalıyor zaten..."

 

VAZİFE

İki adam aralarında konuşuyorlardı:

-"Küçükken gözlerim görmediği için bana voleybol oynatmazlardı. Bu yüzden başka bir vazife verdiler"

-"Ne vazifesi?"

-"Hakemlik!"

 

HELP

Yüzme bilmeyen bir turist denize düşmüştü. Suda çırpınırken can havliyle bağırıyordu.

-"Help! Help!"

Yoldan geçen Temel onu gördü.

Kızgın bir şekilde bağırdı:

-"Ula İngilizce öğreneceğine, yüzme öğrenseydin ya!.."

 

MANTAR

Temel idama mahkûm olmuş.

Son arzusu doya doya mantar yemekmiş.

-"Ne biçim son arzudur bu?"

-"Zehirlitur tiye tiye pağa yedurmetiler. Şimdi ağuz taduyla rahat rahat bir mantar ziyafeti çekeceğum."

 

ANNESİ

Kızın biri okulda çok geveze idi.

Herkes bu durumdan şikâyetçiydi.

Müdür bir gün kızın babasına telgraf çekti:

-"Kızınız çok geveze, diliyle ortalığı karıştırıyor. Lütfen çaresine bakınız."

Telgrafın cevabı gelir:

-"Siz gelin bir de annesini görün. Geveze nasıl olurmuş!"

 

SIR

Yargıç, hırsıza şöyle sorar:

-"Söyle bakalım, soyduğun dükkâna nasıl girdin?"

Hırsız, biraz düşündükten sonra soruyu şöyle yanıtlar:

-"Efendim, biz buraya yargılanmaya mı, yoksa meslek sırrı vermeye mi geldik." der.

 

SEVİYORLAR

Yılsonunda öğrenci, uzaktaki ailesine gönderdiği faksta şunları yazıyordu;

"Babacığım okullar kapandı. Öğretmenler beni çok seviyorlar. İmtihanlara tekrar bekliyorlar."

 

DEDİKODU

Nasreddin Hoca' ya dert yanıyorlar:

-"Yahu Hoca senin karın çok geziyor."

Hoca:

-“Olur mu canım? O kadar gezse arada bir bizim eve de uğrar.”

 

HOŞLANMA

Öğretmen sınıfa geç gelen öğrenciye:

-"Neden geç geldin oğlum" diye sorar.

-"Bizim ineği damızlık boğaya götürdüm hocam" der çocuk

-"O işi baban yapamaz mıydı?" diye sorunca öğretmen, çocuk gülerek,

-"Belki yapabilirdi hocam ama bizim inek boğalardan daha çok hoşlanıyor…"

 

BENİMKİ DE

Temel'in ineği hastalanmış.

Komsusu Cemal'e gitmiş.

-“Ula inegun hastalandugunda ne vermistun?”

-“Tuz ruhi...”

-“Eyi…” demiş gitmiş.

Temel ertesi gün koşa koşa geri dönmüş...

-“Ula uşağum! İneğum oldi ya...”

-“O zaman benimçi de ölmişti...”

 

KAYNANA

Temel bir gün üstü başı yırtık, kan revan içinde kahveye girmiş.

“Ula n’oldi uşağum?” diye sormuşlar.

Temel, “Kaynanamı gömdük.” demiş.

Kahvedekiler, “İyi de bu halin ne?” diye tekrar sorunca cevaplamış;

-“Biraz direndi de.”

 

KÖPEK

Makinist Temel bir gün treni devirmiş ve sonunda 400 kişi ölmüş.

Amiri sormuş: “Oğlum nasıl oldu?”

Temel cevaplamış:

-“Tren rayına bir köpek çıktı, onun yüzünden oldu” diye cevaplamış.

Amiri şaşkınlıkla, “Oğlum ezseydin o köpeği de bari 400 kişi ölmeseydi” deyince Temel:

-“Ben de öyle düşündüm amirim… Ama köpek tarlaya kaçınca onu ezmeye çalışırken tren devrildi” demiş.

 

ÇOK BASİT!

Yakışıklı bir Amerikalı çiftçi kasabaya inmiş. Bir kova, bir çekiç, iki tavuk ve bir de horoz satın almış.

Çiftçinin bütün bunları taşımakta zorlandığını gören dükkân sahibi ona akıl vermiş:

-“Çekici kovanın içine koy, kovayı bir elinde taşı. Tavukları koltuk altlarına sok ve horozu da öbür elinde taşı!”

Çiftçi, adamın dediğini yapmış ve kamyonetine doğru yürümeye başlamış.

Yakışıklı çiftçinin yolunu genç bir kadın keserek;

-“Affedersiniz, acaba Çılgın Boğa Çiftliği'ne nasıl gidebilirim?” diye şuh bir şekilde sormuş. 

Çiftçi: -“Şansınız var, benim çiftliğim Çılgın Boğa'ya çok yakın. Atlayın kamyonete sizi götüreyim...!”

Kadın: -“Peki ama, sizin beni şimdi bir duvara yaslayıp, öpmeyeceğinizi nereden bileyim?”

Çiftçi: -“Hanımefendi insaf, bir elimde içinde çekiç olan kova, koltuklarımın altında birer tavuk, öteki elimde bir horoz varken, ben sizi nasıl duvara yaslayıp öpebilirim?”

Kadın: -“Çok basit! Horozu yere koy, üstüne kovayı geçir, çekici de kovanın üstüne koy ki horoz kaçamasın...! Ben de tavukları tutarım!”

 

ÖLÜYOR!

Cenaze arabasının şoförü araç boşken yoldan geçen kıza laf atmış:

-“Yavrum gel gezdireyim seni arabamla…”

Kız umursamaz bir tavırla omuzunu silkerek:

-“Hıhhh…! Bununla mı gezdireceksin?”  demiş.

Şoför alaylı bir şekilde:

-“Kızım… Millet bu arabaya binmek için ölüyor…”