Hayvan sevgisi son yıllarda bizim vatandaşlar arasında depreşti.
Ne sevgi, ne sevgi!
.
Kediler, köpekler, kuşlar, balıklar, hemstırlar, papağanlar evlerimizin eksilmez bir parçası oldu.
.
Benim yakınımdaki herkesin evinde beslediği illa bir hayvanı var.
.
Ben de hayvan severim.
Ama evimde bakacak kadar değil.
Onların doğal hayatlarında yaşamaları daha önemli benim için.
.
Ayrıca büyük bir sorumluluk isteyen bir iş.
Maması var, temizliği var, tuvaleti var, gezdirmesi var, psikolojisi var, çiftleşmesi var, belki kısırlaştırılması var.
Var oğlu var.
.
Hayvanı ile özdeşleşenlere bakıyorum, ben şahsen yapamam.
Ama onlar bir çocuk gibi vakit geçirip yaşıyorlar.
Hatta kedi veya köpek şeklinde hitap edilmesine bile karşılar.
“Bebeğim, tatlım, hayatım, çocuğum” gibi hitaplarla seviyorlar.
.
Bazen işin dozu kaçıyor tabi.
Hayvan severlerin işi bazen abarttıklarına da şahit oluyoruz.
.
Mesala şu haberi okuyunca insan bir hayvan kadar değeri olmadığını anlayıp, neler düşünüyor neler?
.
İstanbul Esenyurt’ta başıboş dolaşan 2 köpek, bir siteden içeri girerek çocuklara saldırıyor.
Site görevlisi olan temizlik işçisi ise bu köpekleri site dışına çıkartıyor.
.
Sonra olaylar başlıyor.
.
“Vay sen misin?” diyerek hayvan severin biri, sitenin temizlik görevlisini şikâyet ediyor.
.
Bunun üzerine harekete geçen İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü, Esenyurt Kaymakamlığı’na gönderdiği yazıyla; Site görevlisine “Hayvan başına 7 bin 216 lira” ceza kesilmesi talimatını veriyor.
.
Böylece yetkililer işçiye; “Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek” suçlamasıyla toplam 14 bin 432 lira ceza kesiyor.
.
Çocukları korumak isterken böyle bir cezayla karşı karşıya kalan site görevlileri büyük şok yaşıyor haliyle.
.
Bu olay sonucu kesilen ceza sosyal medyada büyük tepki çekiyor.
.
Bu tepkiler üzerine İstanbul Valisi Davut Gül cezayı iptal ettiriyor.
.
Hani bir işi yapıyoruz, hayvanları seviyoruz ama biraz abartıyoruz gibime geliyor…
.
Bu konu ile ilgili bir fıkra yazmışlığım vardı.
Belki hatırlarsınız.
Ama hatırlamayanlar için tekrar yeri gelmişken yazayım dedim.
.
Temel’le Cemal, bir gün ormanda hem dolaşmaya, hem de avlanmaya çıkmışlar.
Derken, karşılarına bir ayı dikilmiş.
Ayı Cemal’in üzerine yürüyünce, Temel de çekmiş tüfeğini ayıyı vurmuş.
Çevredekiler, “Temel av yasağına uymadı, ayıyı vurdu!” diye şikâyet etmiş.
.
Hemen yetkililer devreye girmiş.
Zabıtlar tutulmuş, adli muameleler başlamış.
Sonunda Temel’i mahkemeye çıkarmışlar.
.
Hâkim karşısındaki Temel’e sormuş:
“Ayıyı vurmuşsun, o sebeple sana ceza vereceğiz...”
Temel hayretle: “Niye ki?” diyebilmiş ancak.
Hakim: “Oğlum evladım sen ormandaki ayıyı vurmuşsun…”
Temel: “He vurdum. Ama o ayı da benim arkadaşım Cemal’i öldürecekti. Ben de onu vurdum. Bıraksaydım Cemal’i öldürseydi daha mı iyiydi?”
Hâkim: “Oğlum, evladım, yapacak bir şey yok. Ayıyı av yasaklarında vurduğun için sana ceza vermemiz gerekiyor.”
Temel’in kafası hala basmamıştır, sorar:
“Neden?”
Hâkim biraz sinirlenir:
“Yasa böyle dediği için!”
Temel merakla sorar:
“O yasayı kim yaptı ki?”
Hâkim iyice kızmıştır:
“Kim yapacak evladım! Yasayı Meclisteki milletvekilleri yaptı...”
Temel derin bir iç çeker ve: “Hâkim bey şimdi neye yanıyorum biliyor musun?”
Hâkim: “Bilmem... Neye?”
Temel: “Bana vereceğin cezaya değil de, o Meclis’te ayının bile arkası olduğuna, benim insan olarak hiç arkam olmayışına yanıyorum...” demiş.
.
Anlayan anlamıştır artık…
ÇIKARSIZ
Mazlum Çimen’i bilenleriniz bilir.
Bilmeyenler için Vikipedi’den aldığım küçük bir tanıtım vereyim:
18 Haziran 1958/Elbistan doğumlu “Besteci, keman sanatçısı, balet ve oyuncu.”
İstanbul Devlet Konservatuvarı’nın Bale bölümünden mezun oldu.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde balet olarak görev yaptı.
Halk müziği sanatçısı Nesimi Çimen’in oğlu olan sanatçı müzik çalışmalarına ise derlemeler yaparak başladı.
.
Mazlum Çimen’in babası Nesimi Çimen ve annesi Dilber Çimen ile ilgili röportajından alıntı.
.
Babama balet olacağımı söylediğim zaman
“Nedir lan o?” diye sordu.
Anlattım, “Dans falan” diye;
“Nerede mutluysan orada yaşa” dedi.
.
Sonra size Paris’ten bale çorabı taşımış…
Babam Paris’te yine Abidin Babalarda kalıyor.
Türkiye’ye dönüş uçağı öğleden sonra ama erkenden kalkıyor.
Abidin Baba ve eşi Güzin Abla “Niye erken kalktın?” diye sorunca; “Benim gidip oğluma çorap almam lazım” diyor.
Abidin Baba, “Altta market var oradan alırız” deyince babam, “Yok, benim bale çorabı almam lazım” diyor.
Şaşırıyorlar, “Kime alıyorsun bale çorabını?” diye soruyorlar.
Babam, “Bizim oğlan bale yapıyor da” diyor.
Abidin Dino, “Biz kendimizi ilerici aydın zannederdik, bir kalaycının oğlu bale yapıyor. Bu bir devrim” diye bağırıyor.
.
6 yıl boyunca Abidin Baba bana Fransa’dan her yıl iki tane bale çorabı gönderdi. Herkesin ressam olarak taptığı adam, bana yılda iki kere bale çorabı göndermeyi ihmal etmiyordu.
Onun gönderdiği çoraplarla bale yaptım yıllarca.
Soru: “Babanız sizi bale yaparken seyretti mi?”
“Hiç izlemedi ama hep ‘Benim oğlum balet ya’ diyormuş. Ama annem bir kere ‘Mavi Tuna Balesi’nde izledi.
Annemin koltuk numarasının yanında Nejat Eczacıbaşı oturuyordu.
Annem başörtülü, yazmalı Dersimli bir kadın.
Nejat Bey’i tanımıyor, ona, “Meraba gardeş nasılsın” dedi.
Nejat Bey, “Buyurun efendim” diye annemi oturttu, bana da “Hiç merak etmeyin ben yanındayım” dedi, ben kulise döndüm.
.
Oyun bitti, annemi almaya gideceğim, bir baktım Nejat Bey annemi getiriyor kulise.
Nejat Bey tam gidecek, annem, “Senin durum ne, çoluk çocuk var mı, sana bakan var mı?” diye sordu.
“Anne Nejat Eczacıbaşı o, holding sahibi, sayısız çalışanı var” dedim yavaşça.
“Her şeyi olabilir oğlum, ben bir nasılsın diyeni var mı onu merak ettim” dedi.
.
Aradan zaman geçti, Şakir Eczacıbaşı ile karşılaştım, “Senin annen Dilber mi?
Ya o kadın yüzünden biz sürekli fırça yiyoruz abimden (Nejat Eczacıbaşı). Çıkarsız bir şekilde ilk defa halimi hatırımı soran Dilber Hanım oldu” diye.
NEDEN 7?
İstanbul niye 7 tepe?
Türkiye niye 7 bölge?
Dünya niçin 7 kıta?
Zindan niye 7 kule?
Soyumuz 7 göbek,
Gülümüz 7 veren
Dünyanın niye 7 harikası var?
.
Ejderhanın 7 başı?
Büyükayı, Küçükayı takım yıldızlarının sayısı neden 7?
Oteller 7 gece, 7 gündüz,
Gökyüzü 7 kat,
Yeryüzü niye 7 kat?
.
Cehennem niçin 7 kapı?
Gökkuşağı neden 7 renk?
Hafta 7 gün,
Yahudilikte kutsal şamdan niye 7 mum?
Kâbe de tavaf niçin 7?
Şeytana atılan taş niye 7?
Kuran’ın kapısı kabul edilen Fatiha’nın ayet sayısı neden 7?
.
Neden 7 düvele meydan okuruz?
Müzikte nota sayısı niçin 7?
Prematüre doğan çocukların 8 aylık olanları çoğu yaşamazken, 7 aylıklar nasıl yaşıyor peki?
.
Bazıları niye 7 canlı?
Pamuk Prensesin 7 cücesi var?
Hürmüz'ün neden 7 kocası var?
Temel renkler 7,
.
Topkapı Sarayı’nın 7 büyük kapısı vardır.
7 tane baş melek vardır.
Mitolojide 7 esas tanrının var olduğu düşünülür.
Tibet’te 7 Buda vardır.
.
İnsan yüzünde 7 delikli nokta bulunur.
Roma rakamı sisteminde 7 harf vardır.
İstanbul, Roma ve Kudüs’te 7 tepe vardır.
Antik Dünyanın 7 harikası vardır.
Kızılderililere göre mevsimler 7 tanedir.
.
Bir uğur böceğinde genellikle 7 leke bulunur.
Memelilerin boyunlarının çoğunda 7 kemik bulunur.
Periyodik cetvel tablosundaki satır sayısı 7’dir.
Dijital cihazlar 7 segmentli bir ekran kullanır.
Çıplak gözle görülebilen gök cisimlerinin sayısı 7’dir.
.
Mevlana’nın mesnevisi 7 cilttir.
Mevlana’nın 7 öğüdü vardır.
İnsanın 7 çakrası vardır.
Eski Yunan uygarlığında 7 akıllı adam varsayılmıştır.
Mısır’da Güneş tanrısı Ra 7 ruhludur.
Çin’de kutsal 7 element vardır.
.
Feng shui’de iletişim sayısı 7’dir.
Afrikalıların Kwanzaa Bayramı 7 sembollüdür.
Zulu süsleri 7 renklidir.
Eskimolarda kar 7 isimlidir.
Tatil, haftanın 7. günündedir.
Japonlarda rakamların en uğurlusu 7’dir.
Tarot falında 7 zafer vardır.
.
Harry Potter serisinde 7 kitap vardır.
Okyanusların sayısı 7’dir.
Boyunda 7 adet omur vardır.
7 adet yön vardır.
.
Bir Küp’te 7 boyut vardır (iç boyut dâhil)
Bebeklerin dişleri ortalama 7 aylıkken çıkmakta ve 7 yaşında dökülmektedir.
At nalında bulunan delik sayısı 7’dir.
.
Neden acaba?