İlk açıldığında milletimize pahalı gelmişti. Son zamanlarda epey de kullanılmaya başlanmıştı.
Ancak son yapılan zamlar yine pahalı hale getirdi. Malum İstanbul-İzmir otobanı en çok kullanılan otobanlardan. Avrupa standartlarının üzerinde bir yol olduğu söyleniyor. Doğrudur. Hemen birçok arabanın yaktığı akaryakıttan daha fazla maliyetli bir geçişi var.
Yeni araçlar epey az yakıyor. İstanbul’dan İzmir’e otobanı kullanan orta sınıf bir araç, 650 TL’lik mazot veya benzin yakar. Yeni zamlarla otobana ödediği ücret 1.000 TL’yi buluyor. Kamyonlar da aynı şekilde. Neredeyse yaktığı mazottan çok daha fazla geçiş ücreti ödüyor.
Osmangazi Köprüsünden taksi ve benzeri araçların geçiş fiyatları da çok arttı. Zamanı çok kısaltıyor. Feribot kuyruğuna girmiyorsunuz. Feribotta yarım saat yol gitmiyorsunuz. Kolaylıyor epey yolu.
Çanakkale 1915 Köprüsü yapılırken devletin cebinden para çıkmadı. Milletin cebinden katlanarak para çıkıyor. Son zamlarla taksi geçiş ücretleri 420 liraya dayandı. Malkara’dan çıkarsanız daha fazla ödüyorsunuz. Aslında fark etmiyor. Devlet 45.000 araba taahhüt etmiş günlük. Geçmesiniz de ödediğiniz vergilerden devlet paşa paşa ödüyor. Taksi mi TIR mı ödendiği de belli değil.
Peki, bu köprü ve otobanlar bu kadar kolaylıkları varken neden istenilen düzeyde kullanılmıyor? Cevabı basit. Kullanmak ekonomik değil. Kullananlar genelde zengin sınıfı sayılabilir. Zaten otobanda seyrederken geçen araçlardan anlaşılıyor.
Hal böyleyken, otobanın parası nasıl ödeniyor? Vatandaşın cebinden çıkan vergilerle. Diğer bir deyişle hemen herkesin payı var. Neden birileri kullanırken, birileri kullanamıyor? Cevabı yok.
Otoban ve köprü geçiş ücretleri hemen bütün vatandaşların kullanabileceği seviyeye çekilmek zorundadır. Gelir dağılımının zaten sakat olduğu bir memlekette, kamu kaynaklarından yararlanmada da eşitsizlik yaratan uygulamalar sağlıklı değildir.
Peki, köprü ve otoban geçiş ücretleri makul seviyelere çekilirse daha iyi olmaz mı? Elbette daha iyi olur. Hem daha fazla araç geçişi ve buna bağlı olarak günlük tahsilat miktarı artar, hem de herkes yararlanmış olur.
İstanbul-İzmir otobanı, aynı güzergâhtaki yolları neredeyse hiç rahatlatmadı. Yoğunluk olduğu gibi duruyor. Yakın gelecekte araç sayısının artması da düşünülürse, otobanın avantaj sağlamayacağı açıkça görünmektedir.
Türk tırlarının Avrupa’da en fazla kullandığı güzergâh Sofya-Belgrad-Viyana-Berlin hattıdır. Bu otobanda bir haftalık ücretler, Sırbistan’da 12 avro, Bulgaristan’da 9 leva civarındadır. Arada bir otoban harcını yenileseler de, 10-15 avroyu geçmemektedir.
İstanbul-İzmir otobanına 1000 lira ödeyen bir araç, devamında Aydın otobanına sadece 12,5 lira ödemektedir. 12.5 lira ödediği mesafe, 1000 lira ödediği mesafenin üçte biri kadardır. İzmir-Aydın otobanını herkes kullanmakta, diğer otobanı ise sadece çok zenginler kullanabilmektedir. Bu uygulama açık bir adaletsizliktir.
Uygulamaya başka türlü bakanlar da olabilir. Otobanın maliyetini zenginlere çıkartalım diye de düşünenler olabilir. İyi de, halen geçen araç sayısı, otobanın taahhüt edilen maliyetinin çok uzağındadır. Farkı devlet, bütün vatandaşların ödediği vergilerle ödemektedir. Sonuçta iki kere adaletsizlik yapmaktadır.
Avrupa’ya giden TIR’ların çoğunluğu Lapseki-Gelibolu feribotlarını kullanıyor. Neden? Kuzey Marmara otoyolu ve köprüsü çok pahalı. Bu gidişle otoyolu kullanmayanlar, yapan şirketlere para ödemeye devam edecek. Demokrasi olsaydı başta kamyoncular eylem yaparlardı değil mi? Geçiş ücretler düşürülsün diye.