Eskiden Voltran diye bir çocuk dizisi vardı. Çocukları şiddete yönlendiriyor diye çok eleştirilmiş ve yayından kaldırılmıştı.
Her bölümde, tek başlarına uzaylılarla savaşamayan arkadaşlar mutlaka voltran oluştururlar ve büyük işler başarırlardı. İnsanları uzaylılara karşı korurlardı. Aslında çizgi filmin özünde parçaların bir işi başarmak için birleşip, yenilmez bir güç oluşturmaları yatardı. Çocukların birlikte hareket etmelerini, gurup hareketiyle büyük işler başarabileceklerini öğütlüyordu belki de.
Ekibin içinde ben yoktur. Kaç kişi olursa olsun ekip daima tektir. Yapılan iş ekibe aittir. Başarı da başarısızlık da ekibindir. Ekip takım ruhuyla bir aradadır. Ekip içerisindeki her birey ekibin vizyonuna uygun hareket eder. Motorun parçaları gibidir. Eşgüdüm önemli bir özelliktir. Duygu ve düşün dünyası ekibin misyonuna uygundur. Ekibin her bir ferdi ‘ben sizin içinim’ duygusuyla hareket eder.
Ekip olmak, birlikte hareket etmek kaybolan değerlerimiz arasına girmeye başladı. Topluluklar, sendikalar, dernekler, birlikler, özetle sivil toplum örgütleri gibi bir amaç özdeğinde bir araya gelişlerde ciddi sorunlar yaşanmaya başladı. Ben faktörünün gelişmesi maalesef ortak hareketliliği böldüğü gibi engellemeye de başladı.
Ekibi oluşturan bireyler, ekiple birlikte çalışırken benliklerini bir kenara bırakırlar. Tasvip etmedikleri olgularda sessiz kalırlar. Ama veya fakat ifadesi pek kullanılmaz. Bununla birlikte, ortak akıl toplantılarında belirlenen alternatif eylem planları değerlendirilerek tek bir hareket benimsenir ve uygulanır. Hareket planına karşı görüş bildirenlerin, kerhen hareketleri, eylem planına isteksiz iştirakleri ekibin başarısını düşürür ve zararına neden olur.
Kişilerin yetenekleri ve becerileri birbirinden çok farklı olabilir. Farklı yetenek ve karakterleri bir arada tutmak güçtür. Bu nedenle ekip oluşturmak oldukça güçtür. Ancak doğru bir şekilde oluşturulmuş ekibin gücü ve yeteneği, bireylerin ayrı ayrı yetenekleri veya güçleri toplamından çok daha fazladır. En yeteneksiz birey dahi doğru bir ekipte üstün başarılar elde edebilir.
Ekibi oluştururken, yapılacak işin boyutları detaylı bir şekilde irdelenmeli ve yetenekler buna göre bir araya getirilmelidir. Benzer yeteneğe sahip çok kişi yerine, her bir iş parçasına uygun yetenekte bireylerin ekibe katılması verimliliği kat be kat artırır.
Her ekibin, ekibi oluşturan bireylerden daha çok bilgi, deneyim ve zamana sahip bir lideri vardır. İşin koordinasyonu ve eşgüdümün sağlanması, geride kalanların toparlanması ve ütopyanın geliştirilmesi lidere aittir. Bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi ve karar alınmasında son derece etkilidir. İşin aksayan yönlerini görebilme, ekip elemanlarının çalışma isteğini artırabilme yeteneğinde olmalıdır.
Ekibi oluşturan bireylerin yaşam standartlarının artırılması, başarılarına bağlıdır. Başarı arttıkça, ekibin birbirine bağımlılığı da artar. Sosyal bir fert haline gelinir sonuçta. Başarı herhangi bir bireye ait olmadığından, ekibin başarısı her bireyi mutlu eder, ekibe aidiyet duygularını geliştirir. Yıllar sonra bile olsa, ekip dışında bile olsa ekibe aidiyet hisleri devam eder, mutluluklarıyla sevinir, kendi başarısı kadar güzellikler sunar bireylere.
Ekibin yıllarca aynı bireylerden oluşması, aynı bireylerle işine programına devam etmesi mümkün değildir. İş ve eylem planlarının değişmesine bağlı olarak, ekibin şekli, ekibi oluşturan bireylerin durumları değişecektir. Ekiplerde başarı sağlamış bireyler, yeni iş ve programlarda, yeni ekiplerle yine aynı başarılara koşacaklardır. Önemli olan benliğini küçülterek ekibin vizyonu ve misyonuna uygun bir hareket tarzını yakalamaktır.