Geçtiğimiz 4 ay sıcaklık rekorları kırıldı. Yakın coğrafyada, batı bölgelerinde ilkbahar kuraklığı kendini gösterdi. Kışlık ekinler erken hasada geldi. Yeterli yağış alan Trakya dahi daha erken arpa hasatlarına girdi. Sıcaklık uzun süredir mevsim normallerinin üzerinde gidiyor. Aslında yeni normaller oluşacak gibi görünüyor.
Küresel ısınmayla mücadele çalışmaları, iklimin normale dönmesi konusunda pek bir işe yaramıyor. Kömür ve petrol şirketleri işlerine devam ediyorlar.
Yeni bir araştırmaya göre, iklim değişikliğini hafifletme çabaları olmadan, Kuzey Yarımkürede yaklaşık altı ay süren yazlar 2100 yılına doğru yeni normal olabilir. Araştırma ekibine göre değişikliğin, ısınmanın büyük olasılıkla tarım, insan sağlığı ve çevre üzerinde geniş kapsamlı etkileri olacak.
1950'lerde Kuzey Yarımkürede dört mevsim öngörülebilir ve oldukça eşit bir düzende hüküm sürüyordu. Ancak iklim değişikliği şu anda mevsimlerin uzunluğu ve başlangıç tarihlerinde dramatik ve düzensiz değişikliklere yol açıyor ve bu, her zamanki gibi işleyen bir iklim senaryosu altında gelecekte daha aşırı hale gelebilme potansiyeli taşıyor.
Küresel ısınma nedeniyle yazlar daha uzun ve sıcak, kışlar kısalacak ve daha ılıman geçecek gibi görünüyor. Bunun yanında yanlış bahar veya Mayıs ayında kar yağışına şahit olmak da olasılık dahilinde bulunuyor.
Araştırmacılar, Kuzey Yarımkürede dört mevsimin uzunluğu ve başlangıcındaki değişiklikleri ölçmek için 1952'den bu yana kaydedilen günlük iklim verilerini kullanarak elde ettikleri sonuçlara göre, yaz mevsiminin 78 günden 95 güne çıktığı, kış mevsiminin 76 günden 73 güne düştüğü görülüyor. Aynı çalışmada ilkbaharın 10 gün, sonbaharın ise 3 gün kısaldığı dikkati çekiyor. Aslında birçok bölgede baharların kısaldığı ayan beyan görülüyor. Araştırmaya göre kuzey yarımkürede Akdeniz bölgesi ve Tibet Platosu, mevsim döngülerinde en büyük değişiklikleri yaşıyor.
Araştırmacılar, iklim değişikliğini hafifletmek için herhangi bir çaba göstermeden bu eğilimler devam ederse, 2100 yılına kadar kışın iki aydan daha az süreceğini ve geçiş dönemindeki ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinin daha da küçüleceğini tahmin ediyorlar. Buna bağlı olarak da göçmen kuşlar göç modellerini değiştirecek ve bitkilerin de yaşam döngüsü tarihsel olarak kayacak.
Mevsimsel değişiklikler, özellikle yalancı yazlar veya geç kar fırtınaları tomurcuklanan bitkilere zarar verdiğinde, meyvecilikte ciddi problemler ortaya çıkacak. Tür veya çeşit değişimine gidilmesi zorunlu olacak. Aynı zamanda hastalık ve zararlı döngüleri de mevsimsel değişimler nedeniyle tarım takviminden farklı zamanlara kayacak. Yeni tarımsal uygulama takvimlerine ihtiyaç duyulacak.
Daha sıcak ve daha uzun bir yaz, daha sık ve yoğunlaşan yüksek sıcaklık olayları, sıcak hava dalgaları ve orman yangınları daha fazla gündeme gelecek gibi görünüyor.