Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi pandemi öncesi stadyumda çok geniş katılımlı mezuniyet töreni yapıyordu. Çanakkale iki günlüğüne de olsa bayram yaşıyordu. Artık fakülteler ayrı ayrı mezuniyet töreni gerçekleştiriyorlar. Bu sene de son yarıyıl deprem nedeniyle çevrimiçi eğitime geçmiş olsa da öğrenciler imkanları ölçüsünde mezuniyet törenlerine katılmaya çalışıyorlar.

Ülkemizde en uzun süre Rektörlük yapan Çukurova Üniversitesi eski Rektörü, Rahmetli Prof.Dr. Mithat ÖZHAN, mezuniyet törenlerinde konuşmasını ‘Bilim Bacası Tütüyor’ diyerek bitirirdi. Bacasız sanayi olarak adlandırırdı eğitim yatırımlarını.

Üniversiteler bölgelerinin bilim bacaları, aslında bacasız sanayileridir. Hayata hazırladığı gençler kadar araştırma ve geliştirme çalışmalarıyla da bölge kaynaklarının değerlendirilmesine önemli katkılar sağlamaktadır.

Ülkemizde, hemen bütün ilçe merkezlerinde en az iki yıllık bir yüksekokul bulunmaktadır. Yüksekokul açılması taleplerinin temelinde genellikle ekonomik beklentiler yatmakta ise de, sosyal ve kültürel alanlardaki gelişmelere sağladığı katkıları geri planda tutmamak gerekmektedir.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 55.000’e yakın öğrenci ve personeliyle bazı şehirlerimizden daha fazla nüfusa sahiptir. Çanakkale il merkezi ve ilçelerimizde aylara göre değişmekle birlikte, çoğunluğu gıda, giyim, barınma ve hizmet alımları olmak üzere ayda yaklaşık 25 milyon dolar ekonomik katkı sağlamaktadır. Bu katkının boyutları sanayi ve ticaret sektörlerinden çok daha fazladır. Aynı zamanda farklılık arz etmektedir. Bu değer, ilin hemen bütün küçük ve orta ölçekli sektörlerine dağılmaktadır. Eskiden, vatandaşlarımız siyasi mitinglerde fabrika istiyoruz pankartları açarlardı. Oysa kaliteli eğitim veren üniversiteler ekonomik anlamda onlarca fabrikadan daha etkindir.

Üniversitelerin, gençleri hayata hazırlaması ve yaptığı araştırmalarla yöre dinamiklerini daha fonksiyonel hale getirmesi, istihdam ve ekonomik getirilerinden çok daha yüksek değer oluşturmaktadır. Bölge sorunlarının çözümüne yönelik olarak yürütülen bilimsel araştırmalar, elde edilen sonuçlar, üretilen bilgiler ve bu bilgilerin ürüne dönüştürülerek mevcut kaynakların doğru, verimli kullanımı ve yeni kaynakların oluşturulmasıyla daha yüksek ekonomik katkılar sağlamaktadır. Aynı zamanda, gelişime hız kazandırırken, yaşam seviyelerinin yükseltilmesinde de önemli rol oynamaktadır.

Sahip olunan değerlerin daha etkin kullanılabilmesi için bilgi merkezi üniversite ile toplum arasındaki ilişkinin geliştirilmesi gerekmektedir. Üniversitenin bilgi aktarımlı sosyal etkinliklerine toplumun daha fazla katılımının sağlanmasında, bilginin daha geniş kitlelere ulaştırılmasında yarar vardır. Bu anlamdaki buluşmalarda, bireyin ve toplumun tüm kesimlerinin bilgiye dayalı gelişimi kadar, üretilmesi gereken bilgiler, diğer bir deyişle bilim adamları için araştırma konuları da ortaya çıkmaktadır.

Her ne kadar üniversitelerin öncelikli görevi eğitim-öğretim olsa da, araştırma olanaklarının geliştirilmesi ve araştırmaya dayalı bilgi üretimi, üretilen bilgilerin eğitim-öğretim etkinliklerinde kullanımı gençlerin hayata hazırlanmasında daha büyük önem taşımaktadır. Bu şekilde, bilim bacası toplumun değerlerine özgün bilgi ile donatılmış gençlerle daha anlamlı tütmektedir.