Gelelim Avusturya maçına.

Hazırlık maçında 6-1’lik skoru yakalayan Avusturya, yine aynı şeklide galip geleceğinden emin olarak sahaya “Kovalak kovalak” çıkınca, başına gelmeyen kalmadı.

.

Oynadığı futbolla dünyanın dikkatini çeken Avusturya’nın, turnuvanın gizli favorisi olarak gösterilmesi ise ayrı bir alaycılık katmıştı kendilerine.

Maç önü stadyum dışındaki Avusturyalı seyircilerle yapılan röportajlarda hazırlık maçına atıfta bulunarak parmaklarıyla “6”’yı gösteriyorlardı.

.

“Hatasız kul olmaz” şeklindeki deyimi, kendi kalesine Samet ile gol atarak yaşamış takımımız karşısında ilk saniyelerde aynısını yaşayan Avusturya, neye uğradığını şaşırdı.

.

İlk 20 dakikaya kadar geliştirdikleri ataklar karşısında “Çanakkale Geçilmez” savunmasıyla karşılaşan Avusturyalıların moralleri iyice çöktü.

.

Hele hele korner başta olmak üzere duran toplardan gol yememekle ünlü takım, Merih’in iki korner golüyle geriye düşünce, Avusturya’yı aldı bir düşünce.

.

Bu araya içime dert olan birkaç düşüncemi de yazmam lazım.

.

O saatten sonra zeki davranıp yapılacak oyuncu değişiklikleri ile farkı daha da açmamız beklenirken, Montella hocanın aklı neredeydi ayrıca sormak lazım…

.

Üzerimize saatte 120 kilometre hızla fütursuzca ve dağılmış bir vaziyette hırsla gelen Avusturya takımının arkasına sarkacak “Hızlı bir santraforu” düşünmemesi akıl tutulmasıydı sanki.

.

6-1’in rövanşını bu şampiyonada alacak fırsat elimize geçmişken hocanın, “Ayıp olur” düşüncesi kafasında belirmiş olabilir.

Ne de olsa Avrupa’dan hemşerileri olur kendileri.

Rezalet istememiştir belki de.

.

Neyse bırakayım şimdi bunları.

.

Allah’tan sahada tüm yüreğini ortaya döken ve milli bir ruhla oynayan takımımız, bir gol yemesine rağmen kafayı fazla takmadan maçı bitirmeyi başardı.

.

Bu yenilgiyi Avusturya içine sindiremeyip “Hazmedemez” diye beklenirken, ses Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser’den geldi; “Aşırı sağcı Türklerin sembollerinin stadyumlarımızda yeri yoktur. Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ırkçılık platformu olarak kullanılması kesinlikle kabul edilemez. UEFA’nın konuyu araştırıp yaptırımları değerlendirmesini bekliyoruz” dedi.

.

Sayın bakan!

Sen nereye bakıyorsun?

Belli ki maçı izlemişsin.

Mağlubiyet içine sığmamış, patlamışsın.

Hayırdır?

.

Acaba finalde karşına böylesine zafere odaklı bir takım çıkmasından mı korktun da sesini yükselttin?

.

Siz ki; Yıllardır terör örgütlerine yandaşlık eden, onları kollayan ve onlara destek vermiş bir politikayı yürütmüş olarak nasıl böyle bir itham da bulunabilirsiniz?

.

O işaret elbette “Bozkurt” işaretidir.

Ama “Türklere ait” bir işarettir.

Sadece Ülkücülere ait olmayıp, tarihimizde Bozkurt ile yolları kesişmiş Türklerin baş sembolüdür.

Her Türk vatandaşı bunu kullanabilir.

Sakıncası da yoktur.

.

Almanya olarak bu işretten pay çıkarıp galibiyeti gölgelemek de ancak size yakışırdı zaten.

Onu da yaptınız.

.

O sahada, o işareti üzerine “Irkçılık” olarak alacak tek bir kişi dahi olmazken, sesin Almanya’dan gelmesi de manidardır.

.

Zaten Dışişleri Bakanlığımız, Avusturya maçında yaptığı gol sevinci nedeniyle hakkında soruşturma açılan Merih Demiral’a tepki gösteren “Alman siyasilere ve UEFA” ya tepki göstererek şu açıklamayı yaptı bile;

“Alman Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın Eylül 2023’te yayımladığı raporda, her ‘Bozkurt’ işareti yapanın aşırı sağcı olarak nitelendirilemeyeceği vurgulanmışken ve ‘Bozkurt’ işareti Almanya’da yasaklı bir simge değilken, Sayın Demiral’a Alman makamları tarafından gösterilen tepkilerin bizatihi kendisinin yabancı düşmanlığı içerdiği değerlendirilmektedir.”

.

Cevap verilmiş konu kapanmıştır.

Sevgili Merih, canın sağolsun kardeşim bir daha gol atarsan lütfen yine yap…

Bunlar hep kendileri kazansın ister, başka biri ortaya çıkınca da karalamak için ellerinden geleni yaparlar.

Sen müsterih ol, yoluna devam et!

 

STENOCARA BÖCEĞİ

“Tam teşekküllü bir su toplama ünitesi” şeklinde açıklaması yapılan bu böceğin sistemi, esas olarak “Sırtının özel tasarımına” dayanırmış.

.

Dünya’nın en kurak alanlarından biri olan Güney Afrika’daki Namib Çölü’nde yaşayan bu böcek, 60 dereceyi bulan gündüz sıcaklıklarının yanı sıra, sert esen rüzgârlarda da yaşamayı öğrenmiş.

.

Neredeyse yağmurun hiç görülmediği bu çölde yaşayan canlılar için tek su kaynağı, ayın sadece 6 günü ve yalnızca sabahları ortaya çıkan sis damlacıklarıymış.

.

Yüksek ısı ve rüzgârlar sebebiyle su çok çabuk buharlaşsa da “Stenocara Gracilipes” adlı bu böcek, özel bir tasarımla yaratılan vücut yapıları sayesinde, su damlacıklarını rüzgârlardan ayrıştırarak içebilmekteymiş.

.

Sırtı yer yer küçük tepeciklerden oluşan bir yüzeye sahip olan böcek, bu tepeciklerin aralarındaki boşlukların yüzeyi bir tür balmumu ile kaplıymış.

.

Sırt yapısı elektron mikroskobu altında incelenmiş ve bilim adamları böcekteki bu yapının su soğutucularında, su motorlarında ve bina kaplamalarına mükemmel bir model oluşturacağını belirtmişler.

.

Böcek, ihtiyaç duyduğunda su damlacıklarını taşıyan rüzgâra doğru (neredeyse amuda kalkarak) arka ayaklarını 45 derece kaldırıp sırtını vererek, ağırlığı bile olmayan ve yere paralel olarak uçuşan bu su damlaların sırtına çarpmasını sağlıyormuş.

.

Bu damlacıklar mükemmel tasarım sayesinde sırtındaki tepelere çarparak aralara giriyor ve balmumu ile kaplı olan kanallar suyu tutmayıp, aşağıya doğru akıtarak böceğin ağzına getiriyormuş.

.

Su damlasının böceğin ağzına yönlenmesinde, özel bir matematiksel denklem olduğu ispatlanmış.

Buna göre; “Rüzgârın hızı, su damlacığının ideal büyüklüğü ve tepenin eğimindeki açı arasında” özel bir denge kurulmuş.

.

İnsanın bu böceğe bakarak susuzluğa çareler aradığı da verilen bilgiler arasında…

 

AİLE VE ARKADAŞLIK

Sosyal medyadan bulduğum bu yazı bazılarımıza iyi gelir diye düşündüm.

.

“Kuş yaşarken karıncaları yer ama kuş ölünce onu yiyen karıncalardır.”

Zaman ve koşullar her an değişebilir.

Bu nedenle, etrafınızdaki hiçbir şeyi değersizleştirmeyin.

Bugün gücünüz olabilir ama unutmayın:

Zaman hepimizden çok daha güçlü!

.

Bilin ki;

“Bir ağaç bir milyon kibrit yapar ama bir kibrit milyonlarca ağacı yakmaya yeter.”

Öyleyse

İyi ol!

Daima iyilik yap!

.

Zaman bir nehir gibidir.

Aynı suya asla iki kez dokunamazsınız, “Çünkü geçen su bir daha asla geçmeyecektir.”

.

Hayatınızın her dakikasının tadını çıkarın ve şunu unutmayın:

Asla güzel görünüm aramayın,

Çünkü zamanla değişirler.

.

Mükemmel insanları aramayın,

Çünkü onlar yok.

Ama her şeyden önce gerçek değerinizi bilen birini arayın.

.

Üç şey önemlidir:

*Hayat,

*Aile,

*Arkadaşlar.

.

 Hayat kısa;

“Aile benzersiz ve arkadaşlar nadir” oldukları için onlara önem ve özen göstermek gerekir!

 

KARPUZ SEÇMEK

Yaz geldi, karpuz kabuğu denize düştü.

Plajlar açıldı, etrafa neşe saçıldı.

.

Ama benim konum yaz değil,

“Karpuz…”

.

20 lira ile sezon açılışını yapan karpuz, Aşağı Okçular Karpuzunun çıkması ile 15 liraya düştü nihayet.

.

10 kiloluk bir karpuz için 150 lira ödeyecek olmanız sizi haliyle “İyi bir karpuza” yönlendirecek.

Nihayetinde o kadar para verdiğiniz karpuzun kelek çıkması sizi üzecek ve aynı zamanda aile fertleri karşısında alay konusu olmanızı sağlayacaktır.

.

Bu sebeple ya satıcının insafına kalacak, ya da kendiniz karpuzunuzu seçeceksiniz.

.

İyi ama nasıl?

.

Ben karpuzu seçmesini bilmem, “Biliyorum” diyerek hiç de hava yapmam.

Ama bu yazıdan sonra rastladığım ilk karpuzcuda, burada yazılanlara bakarak bir karpuz seçeceğim.

.

Siz de benim gibi karpuz seçmesini bilmiyorsanız işte ipucu.

Buna göre gönül rahatlığı ile kendinize nefis bir karpuz seçebilirsiniz.