Son günlerde medyada çıkan haberlerde memleketin istatistiklerini tutan, ayakkabı bağcığından maydanoza kadar her şeyin miktarını ve fiyatını bildiren TÜİK, adamakıllı sahtekarlık yapmış. Aslında tuttuğu bu istatistikler memleketin geleceğiyle de oynamak anlamına geliyor. Yatırımlar, üretim politikaları, memleketin geleceğiyle ilgili projelerin hepsi bu sahte istatistikler üzerinden gerçekleştiriliyor. Asgari ücret ve maaşlar, bu tutulan istatistikler üzerinden belirleniyor, yenileniyor.
Sağlıklı rakamlar olmayınca da arz ve talep dengeleri bir türlü tutturulamıyor. Mandayı çok dikkate almazsak, sağmal sığır sayısı yaklaşık 6,5 milyon, anaç koyun sayısı 20 milyon, anaç keçi sayısı 5.5 milyon, toplam sığır sayısı 16 milyon, toplam koyun sayısı 42 milyon, toplam keçi sayısı ise 10 milyon görünüyor.
Et açığı veren memleket, bir yandan da süt fazlası veriyor. Nasıl bir iştir anlamak zor. Kesilen hayvan sayıları da bir garip. Yılda kesilen sığır sayısı 5,8 milyona yakın. Koyun ve keçi sayısı da 31 milyona yakın görünüyor.
Şimdi bir ülkede 6.5 milyon inek varsa, normal olarak 6 milyon civarında buzağı olması gerekir. Ancak bu rakamlara pek ulaşılamıyor. Buzağı kayıplarının yüksek olduğuna dair kayıtlar epey fazla. Bu kayıpların önüne geçmek için yetkililer epey uğraşıyor. Diyelim ki, altı milyon buzağı alınıyor yılda. Düz hesap giderseniz damızlık dışında 13-15 aylık hayvanların kasaba gitmesi gerekir. Yine uzmanlara göre % 15-20 oranında sürü yenileme ve yaşlı hayvan tasfiyesi hesap edilirse yılda 6 milyon büyükbaş hayvan kesilmesi gerekir ki, bu rakamın 1 milyona yakınının üretimden düşmüş inek olması gerekir. Bu memlekette kurban bayramları dışında inek eti yiyen yoktur. Halen üretilen büyükbaşa ait kırmızı etin en aza % 15’inin inek eti olması gerekir.
Koyunlar çok verimsiz. Toplamda 42 milyon koyun varlığı var ama et üretiminde yerlerde sürünüyor bu koyunculuk. 20 milyon anaç koyun yılda bir kuzu verse 20 milyon kuzu eder. Sürü yenilemek ve yaşlı verimsiz koyunları ayıklamak için damızlık gereksinimi 5 milyon civarında olması gerekir. Bu genç toklular sürüye dahil olurken, aynı sayıda yaşlı koyunun kasaba gitmesi gerekir. Oysa yılda kesilen koyun sayısı 25 milyon civarında görünüyor. Kaldı ki kuzu kesimleri doğum yılı içinde gerçekleşmektedir. Bu durumda koyun sayısının hızla azalması gerekiyor. Çünkü kesilen koyun sayısı ile damızlık sayısını düştükten sonra 15 milyon gibi çok büyük bir rakam ortaya çıkıyor. Gerçek anlamda yılda kesilen koyun sayısının 20 milyon civarında olması gerekir.
Her yıl 25,5 milyon koyun ve 6,7 milyon keçi kesimi görünüyor. Ortalama 20 kg karkas çıksa 600 bin ton et eder ki memleketin et açığı kalmaz.
Gerçek anlamda mevcut anaç hayvanlardan, az kayıpla yararlanmanın yolları bulunabilirse, Türkiye et açığını kısa sürede kapatabilir. Bununla birlikte, istatistiklerde problem varsa ki, var görünüyor, yoksa bu et krizi ikide bir hortlayıp durmaz. Hortladıkça ithalata başvuruluyor ve içerdeki üretici zarar görüyor.