Mevsimler iyice değişti. Batı bölgeleri kuraklıktan kırılırken, doğuda aşırı yağışlar, dolu ve sel tarım alanlarına ciddi zararlar veriyor. Kurak bölgelerde, kuru tarım alanlarında topraktaki suyu sağlıklı bir şekilde tutmak gerekiyor.
Atalarımız çapalamaya ciddi önem vermişlerdir. Hatta bu konuda ‘iki çapa bir su, üç çapa bir gübre yerine geçer’ özdeyişi ile çapanın önemini pekiştirmişlerdir. Eski dönemlerde çapanın ne kadar zor ve zahmetli bir iş olduğunu, buna rağmen verimde oynadığı rol nedeniyle kaçınılmayan bir uğraş olduğu bilinen bir gerçektir.
Çapalama mısır, şeker pancarı, pamuk, domates, biber, gibi sıraya ekilen bitkilerde yabancı ot mücadelesi için öncelikli bir uygulamadır. Eskiden çapalama için ciddi işgücüne ihtiyaç duyulurdu. Günümüzde havalı mibzerlerle sıraya ekilen çapa bitkilerinin yetiştiriciliğinde sıra araları çıkıştan itibaren freze çapa veya modifiye kültivatörlerle çapalanabiliyor. Makine çapasından sonra gerekli olduğunda elle bir ince çapa yeterli geliyor. Sulama yapıldığı için çapalama ve boğaz doldurma işlemlerinden sonra araziye makine girmesi söz konusu olmuyor. Ancak çapalama maliyetleri arttıkça, yabancı otlarla mücadelede artık ilaç kullanılıyor. Ekim sonrası ve çıkış öncesi ilaçlarla yabancı otlar kontrol altına alınabiliyor. Yıllık bitkilerin yetiştiriciliğinde çapalama faaliyetleri önemli derecede azaldı. Haliyle verimler de düşmeye başladı.
Bağ ve bahçelerde yabancı otlarla mücadelenin dışında bir de toz çapası olarak nitelendirilen bir çapalama işi vardır. Kurak ve yarı kurak bölgelerde, bağlarda ve zeytinliklerde toz çapası ciddi önem taşır.
Toz çapasının en önemli fonksiyonu yaz aylarında toprağın havalanmasıyla ve kapilar borucukların kırılmasıdır. Yabancı ot mücadelesi amacıyla başlatılan çapalama işlemlerinde suyu tüketen yabancı otların öldürülmesi önemli su tasarrufu sağlamaktadır.
Ot olmasa da çapa yapmak gerekmez mi? Elbette gerekir. Özellikle sulama imkânı olmayan bahçelerde ve bağlarda ot olmasa da yapılacak çapalamanın topraktaki suyun muhafazasında büyük önemi vardır. Aynı zamanda toprak havalandığı için kökler daha derine inebilmektedir. Haliyle bitkiler çok daha geniş toprak kitlesinden su temin etmektedir. Sulamadan veya yağmurdan sonra yapılacak çapalama kökleri havalandırmakta ve kökler çiftçimizin deyimiyle derinlere çalışabilmektedir. Derinlerde daha bol su bulabilen bitkiler çapadan sonra yeşilliğini yaz boyunca koruyabilmektedir.
Bahar yağışlarından sonra toprak oturmakta ve içerinde kılcal damarlara benzeyen ince kapilar borular oluşmaktadır. Kapilar boruların ucu hava ile temas ettikçe su buharlaşmakta ve yüzeyde oluşan emme kuvveti adeta sifon gibi toprak içindeki suyu çekmekte ve buharlaşmasına neden olmaktadır. Kapilar borucukların suyu çekme mesafesi kumlu topraklar dışında 1 metre derinliğe kadar ulaşmaktadır. Dolayısıyla yaz başında yapılan toz çapası toprağın üst kısmında kapilar boruların ucunu kırmakta ve hava ile temasını kesmektedir. Neticede toprakta bulunan su muhafaza edilmekte ve sadece bitkiler tarafından kullanılmaktadır. Bağlardaki, zeytin ve meyve bahçelerindeki toz çapasının da temelini su tasarrufu oluşturmaktadır. Toz çapası yapılmadığında, topraktaki su hızla buharlaşmakta ve su stresi başlamaktadır.
Çapalar da el şişirmiyor artık. Biraz mazot yakıyor. Ama hem sudan hem de gübreden tasarruf sağlıyor. Yaktığı mazotu geri veriyor. Hangisi önemli demeye gerek yok. Hem verimi artırıyor hem de kaliteyi.