Üzerlik, geçmişi oldukça eskiye dayanan ve geleneksel tıp uygulamalarına yardımcı olmuş bir bitkidir. İçeriğindeki bileşenler ve çeşitli alkaloidler sayesinde birçok hastalığa ve probleme fayda sağlaması ile bilinmektedir. Üzerlik otunun tarihi bir geçmişe sahip olması birçok inancı da peşinde getirmiştir. Ayrıca üzerlik otu yakmak kötü ruhları uzaklaştırdığı düşünülür ve nazar otu olarak da bilinir. Bazı bölgelerde nazar gitsin diye evlerin kapılarına asılır.

Üzerlik otu antifungal ve antibakteriyel özelliklere sahiptir. Bu özellikleri sayesinde birçok hastalığın tedavisine yardımcı olur. Cilt enfeksiyonları, mantar problemleri ve cilt yüzeyinde bulunan yaralar üzerinde olumlu etkileri bulunur. Sinir sistemini doğrudan etkileyebilen üzerlik otu öğrenme ve hafıza problemlerini de azaltabilecek bir etkiye sahiptir. En çok bilinen özelliklerinden biri ise regl düzensizliği, regl sancılarının hafifletilmesi ve hormon dengeleme etkisidir. Üzerlik otunun faydalarından en iyi şekilde yararlanabilmek için uygun dozda ve koşullarda kullanılması önemlidir.

Üzerlik otu kullanımı için kişinin bulunduğu yaşı ve tıbbi öyküsü önemlidir. Her birey üzerlik otunu kullanmamalıdır. Üzerlik otunun birçok kullanım şekli mevcuttur. Toz formunda kullanımı, tablet formunda kullanımı, yağ formunda kullanımı ve buhar formunda kullanımı bunlara örnek verilebilir. Üzerlik otu günümüzde tablet formunda takviye olarak bulunabilir. Buhar formuna getirilerek bu buharın solunmasının alerjilere iyi geldiği bilinir. Üzerlik otu kullanımına ve dozuna dikkat etmek gerekmektedir. Fazla tüketim istenmeyen sonuçlar doğurabilir.

Üzerlik otu oldukça faydalı bit bitki olmasının yanı sıra zararları da bulunan bir bitkidir. Aşırı tüketim, yanlış kullanım ve dozu ayarlayamama gibi durumlar üzerlik otunu zararlı bir besine çevirebilir. Üzerlik otunun fazla tüketimi özellikle sinir sitemi, böbrekler, kalp ve karaciğere ciddi hasarlar verebilir. Hamile bayanların özellikle kullanmaması tavsiye edilir.

Üzerlik tohumlarında bulunan harmin etken maddesinin önemli bir rolü keşfedildi. Araştırmayı yapan uzmanlar patent almak üzere başvuru yaptılar.

Dünyada yetişkin nüfusun %10'dan fazlası, yüksek kan şekeri seviyeleriyle tanımlanan bir hastalık olan diyabet hastasıdır. Hem tip 1 hem de tip 2 diyabette, insülin üreten beta hücrelerinin hem niceliğinde hem de niteliğinde azalma meydana gelir ve bu durum yüksek kan şekerine neden olur. Ne yazık ki, yaygın olarak kullanılan birçok diyabet tedavisinin hiçbiri insan beta hücresi sayısını artıramaz ve bu nedenle diyabeti tamamen tersine çeviremez.

ABD’de New York ve Los Angeles’tan güçlü bir araştırma ekibi, farelere bir miktar beta hücresi aktararak harmin uyguladılar ve beta hücresi sayısının %700 oranında arttığını tespit ettiler. Üzerlik tohumlarında bulunan harmin maddesinin bu uygulamada son derece etkili olduğunu, gönüllü hastalarda harmin dozu testlerine başladıklarını dile getirdiler. Bu gelişmeler şeker hastalığı tedavisinde devrim sayılabilecek sonuçlara gebe görünüyor.