Bilim dünyasındaki keşifleri, ilerlemeleri izlemeye zaman yetmiyor. Birbiriyle yarışan araştırmalar her gün yeni buluşlar ortaya çıkarıyor.

Danimarka’da yapılan bir çalışmanın sonuçları çok geniş alanlarda kullanılma potansiyeli içeriyor.

İklim değişikliği, kuraklık, artan sıcaklık ve diğer stres faktörleri tarımsal sürdürülebilirliğe meydan okuyor. Bitkisel ve hayvansal üretimde stres faktörleri daha şiddetli hale geliyor. Artan sıcaklık ve kuraklıklar bitkisel üretimde önemli verim kayıplarına neden olabiliyor.

Araştırma ekibi çinko elementinin, bitkinin abiyotik strese verdiği tepkide önemli bir rol oynadığını keşfetti. Bu çığır açan keşif, yalnızca bitki büyümesinin karmaşık mekanizmalarına ışık tutmakla kalmıyor, aynı zamanda özellikle baklagillerin stres koşullarına dayanıklılığını artırmada devrim niteliği taşıyor.

Araştırmacılar, çinkonun baklagillerin azot fiksasyon sürecinde önemli bir rol oynadığını keşfettiler. Bu bulgu, aynı zamanda baklagillerin köklerinde simbiyotik olarak yaşayan bakterilerin azot bağlama performansını da artırıyor.

Çinko ve azot fiksasyonu arasındaki ilişkilerin çözümlenmesiyle azota olan ihtiyacın da azalacağı tahmin ediliyor. Bu şekilde kimyasal azot kullanımının da azaltılabileceği ve yer altı sularında nitrat birikiminin önüne geçilebileceği ifade ediliyor.

Çinko hakkındaki yeni bilgiler, özellikle bitkilerin stres koşullarına toleransını artırmaya yönelik bilgiler, bitkisel üretimde ürün desenini de değiştirebilecek potansiyele sahip bulunuyor. Bu gelişme, bitkiler aşırı hava koşullarına karşı daha fazla tolerans kazanabileceği anlamına geliyor. Diğer yandan baklagillerin zorlandığı, kuraklıktan zarar gördüğü alanlarda da yetiştirilebileceği araştırmanın sonucunda yer alıyor.

Azot bakteriler, baklagillerin köklerinde nodül oluşturarak havanın serbest azotunu bağlıyorlar. Ancak nodüller sıcaklık, kuraklık, su baskını, toprak tuzluluğu ve topraktaki yüksek azot konsantrasyonları gibi çevresel etkilerden olumsuz etkileniyorlar. Çinko bu tür stres koşullarına toleransı artırıyor ve nodüllerde daha fazla azot depolanabiliyor.

Çok sayıda bitki türüyle çalışan araştırma ekibi, çinkonun bu fonksiyonunu baklagillerde daha belirgin olduğunu belirtiyorlar. Özellikle azot fiksasyonundaki rolü bariz olarak ortaya çıkıyor. Bu nedenle baklagillere çinko verilmesi, her türlü stres ortamında azot fiksasyonunu normal şartlardaki gibi sürdürüyor ve baklagiller kuraklık, sıcaklık, su baskını gibi olumsuz hava koşullarından etkilenmiyor.

Çinko besin elementinin bu rolü Anadolu toprakları için daha büyük önem taşıyor. Kurak ve yarı kurak bu coğrafyada, topraklarda yeterli çinkonun bulunmadığı da hesap edilirse, ürün verimliliğini çok daha yukarılara çıkarmak mümkün olacak.

Çinko eksikliğinin giderilmesiyle beslenme konusunda da çinko eksikliği giderilmiş olacak. Kim bilir Anadolu insanının bu kadar agresif ve asabi halleri çinko eksikliğinden kaynaklanıyordur.