Arabası olanlara soruyorum;

Şahsınıza kayıtlı HGS var mı?

Yoksa dünyanın en şanslı kişisi sizsiniz.

.

Eğer varsa yandınız.

Nasıl mı?

.

Diyelim;

“HGS aldınız.”

Arabanızın plakasına kayıt yaptırdınız.

.

Köprülerden, otoyollardan “Çatır, çatır” geçiyorsunuz.

Otomatik ödeme yoksa HGS’ye kayıtlı telefonunuza mesaj geliyor.

Siz de gecikme faizi uygulanmadan gidip ödüyorsunuz.

.

Peki yanma kısmı nerde?

Diyelim;

“Arabanızı sattınız.”

Ama HGS’yi iptal etmeyi veya plakanızı değiştirmeyi unuttunuz.

.

İşte o an yandınız.

.

Başıma gelen olayı yazıyorum.

.

Üzerime kayıtlı arabam için HGS almıştım.

Daha sonra arabamı sattım.

Ancak HGS’yi iptal ettireceğimi bilmediğimden bu işlemi yapmadım.

.

Arabamı sattığım adam Bursalıydı ve kendisi yeni bir plaka alarak benim plakayı iade etmiş.

Daha sonra bir vatandaş benim plakayı alarak arabasına takmış.

HGS geçişlerinde plaka benim üzerime kayıtlı olduğundan her otoyol, köprü gibi geçiş ücretleri bana yazmış.

.

Bana iki de bir mesaj geliyor.

“Şu plakalı araç ile Ege Otoyolu geçişinizde HGS bakiyeniz yetersizdir. Ceza uygulanmaması için şu tarihe kadar bakiyenizi uygun hale getiriniz…”

.

Ben de diyorum ki,

“Ben arabamı satalı 4 yıl oldu. Bana ne!”

.

Ama kazın ayağı öyle değilmiş meğer.

.

Hemen iptal ettirdim.

Ancak bana rücu eden borç duruyor.

.

O halde bu plakayı kullanan kişiye ulaşayım ve kendisini uyarayım.

“Mümkünse kullandığı bu geçişlerin ücretini kendisinden alayım” dedim.

.

Ama nasıl bulacağım?

Resmi olarak bulmam mümkün değil.

.

“Ben şimdi elalemin kullandığı arabanın geçiş ücretlerini tıpış tıpış ödeyeceğim.”

Sonrası Allah kerim…

.

Diyeceğim o dur ki;

Siz siz olun; “HGS’nize sahip çıkın.”

.

Bu arada ben; “HGS sistemi için e-mail yolladım, cevap bekliyorum.”

 

İSTİFALAR

Şu vekil istifalarına, belediye başkan istifalarına aklım basmadı gitti.

.

Seçilmek için kapı kapı dolaşarak ortalığı ayağa kaldıran, “Beni seçin” diyerek adeta yalvaran, hatta aday olmak için parti kapısını aşındıran, genel başkana yakın durmaya çalışanlar.

.

Seçildikten sonra yaptıklarını unutmuş halde “Üyesi bulunduğum partimden istifa ediyorum” şeklindeki kısacık bir notla çekip gidiyorlar.

.

E hani o partiden seçilmek için en ön saftaydın?

Ne oldu?

.

Son günlerde İYİ Parti içinde başlayan istifa furyası hala devam edecek gibi.

“Yakacağız, yıkacağız, gelirsek parçalayacağız” şeklinde meydanlarda oy isteyenler davadan vazgeçip, “Oturacağız” şekline dönüşüyorlar.

.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinden istifa eden iki genç vekilin ardından şöyle diyor;

Neden istifa ettiklerini anlamadım. ‘Hizmet etme imkânı bulamadım’ diyor.

Siyasette milletvekili olmak için “Kimlerin hangi çabayı sarf ettiğini” biliyorsun.

Bu arkadaşlar da “Bir kalemin ucuyla hiçbir çaba sarf etmeden, hiç ter akıtmadan, emek sarf etmeden milletvekili olmuşlar.”

Önemli görevlere gelmişler.

“Kendisine oy veren ve peşi sıra koşup, onu milletvekili yaptırmak için emek sarf eden arkadaşların haklarına ve hukuklarına saygı göstermemişler.”

Bunu makul karşılayabilmek mümkün değil.

.

Haklı mı?

Bence haklı.

.

Bir davaya çıkmışsınız, bir bakıyorsunuz arkada kimse yok.

Neden?

Çünkü arkadakiler hiç emek sarf etmemiş.

Sırf genel başkana yakın diye listelerin en başına konularak, vekil olmuşlar.

.

O halde sistem değişmeli.

Partisinden istifa eden milletvekili, vekillikten de istifa etmiş sayılmalı ve onun yerine yedek gösterilen vekil devreye girmeli.

Var mısınız?

 

ZEYTİN

Dünyada zeytin üretimi şöyle;

%26’sı İspanya,

%23’ü İtalya,

%15’i Yunanistan,

%9’u Türkiye,

%8’i Tunus ve

%5’i Fas’ a ait.

.

9.8 milyon hektarlık alanla dünya zeytin üretim alanının %95’i Akdeniz’in çevresindeki ülkelerde toplanmıştır.

.

Zeytin için şu bilgiler veriliyor:

.

Beslenme ve Sağlık:

Zeytin ve zeytinyağı, sağlıklı yağlar içerir ve Akdeniz diyetinin önemli bir parçasıdır. Antioksidanlar, omega-3 yağ asitleri ve diğer besleyici bileşikler açısından zengindirler. Kalp sağlığını destekleyebilirler ve kanser riskini azaltıcı etkileriyle bilinirler.

 

Ekonomi:

Zeytin ve zeytinyağı, özellikle Akdeniz ülkeleri için önemli bir ekonomik gelir kaynağıdır. Türkiye gibi ülkelerde zeytin ve zeytinyağı üretimi ve ticareti büyük ölçüde ekonomiye katkı sağlar.

 

Çevre ve Ekosistem:

Zeytin ağaçları, erozyonu önleme, toprak stabilizasyonu ve biyoçeşitliliği destekleme gibi çevresel faydalar sağlarlar.

Ayrıca sürdürülebilir tarım uygulamaları için de önemli bir model oluştururlar.

 

Kültürel ve Tarihsel Değer:

Zeytin ağacı ve zeytin, Akdeniz kültürlerinde binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir. Geleneksel olarak zeytin hasadı ve zeytinyağı üretimi, bu kültürlerin önemli bir parçası olmuştur ve yerel kültürler için sembolik bir değer taşır.

 

Endüstriyel Kullanım:

Zeytin ağacının odunu, mobilya yapımında ve diğer el sanatlarında kullanılır.

Zeytin yaprağı ve yağı, kozmetik ürünlerde ve sabun yapımında da kullanılır.

.

İşte bu nedenlerle, zeytin ve zeytinyağı sadece beslenme için değil, ekonomi, çevre ve kültürel açıdan da büyük bir öneme sahip olduğu bir gerçektir.

.

Peki biz ne yapıyoruz?

Maden yeri açmak için hepsini katlediyoruz.

Yakıyoruz, yıkıyoruz.

Kısaca ayağımıza sıkıyoruz…

.

Sosyal medyadan zeytin ağaçları ile ilgili bir yazı:

Antik dönemde bile zeytin ağacının önemi büyüktü.

Herifler o devirde bile anlamışlar değerini, biz şu halimizle anlayamadık.

.

O devirlerde zeytin ağacının kesilmesinin cezası ölüm idi.

Çünkü zeytin “Hayatın ta kendisiydi...”

.

Zeytin sıkılır, yağından yaralar iyileştirilirdi...

Meyvesi yenilir, şifa bulunurdu...

Sıcak havalarda gölgesinde oturulur, serinlik bulunurdu...

Kuruyan dalları yakılır, insanlar ısınırdı...

.

Zeytin hep kutsal bir meyveydi...

Yağı karanlık gecelere ışık olurdu...

Olimpiyat sporlarını kazanan sporcuların başına zeytin dalından taçlar takılırdı...

İmparatorlar, halk içine çıkarken zeytin dalından taç takardı...

Yeni doğan çocuklar, zeytinin yağıyla ovulur ve kutsanırdı...

Zeytinyağı için “Sıvı altın” derlerdi...

Zeytin ekmeğe katık olurdu...

Kırgınlar, dargınlar barışmak için birbirine “Zeytin dalı” uzatırlardı...

Zeytin dalı her zaman “Barışın sembolü” oldu...

Bu insanlar, “Hiç bir zaman ne savaşın sembolü yaptılar, ne de zeytin ağaçlarının kesilmesine izin verdiler.”

Oysa günümüz zihniyeti binlerce yıl önce yaşayan insanlardan daha geri.

Hiç bir değerli maden yüzlerce, binlerce yaşta olan o ağaçları yok etmeye değmez.

 

MANTIK NEREDE?

İktidarımız, canımız ciğerimiz yurtdışı çıkış harcını 500 lira yaptı.

Peki kaç paraydı?

150 lira.

.

Ne kadar zam geldi?

Yaklaşık 3 katı.

.

Peki neden?

Çünkü hayat o kadar pahalanmış.

.

Peki bizim maaşlara kaç para zam geldi?

Yüzde 24.7.

.

Hayat bize pahalı değil mi?

Değil.

.

Aslında en düşük maaş 12 bin lira teklif edilmiş ancak gönül razı olmamış ve 500 lira daha verelim demişler.

12 bin 500 olmuş.

Sizi gidi nankörler.

.

Bakın mesela;

“Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı enflasyon verilerine göre memur maaşlarına indeksli milletvekili maaşları da yüzde 49,25 oranda zamlanacak.”

.

Meclis’te hem emekli olan, hem de vekil olarak görev yapan yaklaşık 300 milletvekilinin maaşı, 147 bin liradan 230 bin liraya yükseltildi.

.

Sadece milletvekilli olanların maaşı ise 73 bin 329 liradan, yaklaşık 110 bin liraya yükseldi.

.

Maaşları 51 bin 970 lira olan emekli milletvekilleri ise yeni artışlarla birlikte 77 bin 565 lira alacak.

.

Siz sürekli ağlıyorsunuz, bakın onların sesi çıkıyor mu?

Hiç itiraz ediyorlar mı?

.

İşin en garip tarafı şu;

110 bin lira alan kişi, bizim aldığımız 12 bin lira maaşı belirliyor.

Azıcık mantık yahu!