PAZARTESİLİK

AKILLIM

2 bebek battaniyelerin altında oturuyormuş biri diğerine sormuş;

-“Sen erkek bebek misin yoksa kız bebek mi?”

Öteki;

-“Bilmiyorum, nasıl anlarız ki?”

Diğeri;

“Ben biliyorum akıllım” demiş ve

Ötekinin battaniyesinin altına kafasını sokuvermiş 2-3 saniye sonra kafasını dışarı çıkarmış ve gülümseyerek;

-“Sen kız bebeksin, bende erkek!”

Öteki;

-“Ama nereden anladın?”

-“Çok kolay akıllım… Senin patiklerin pembe, benimkiler mavi…”

 

ELBİSE

Fadime kızını evermiş, düğünden sonra bir hafta geçmiş

-“Ula ha punların sesi soluğu çıkmayi? Pugün bi dolanacağum” demiş ve yeni evlilerin kapısını çalmış...

Kızı kapıyı açmış ki ne görsün kadın, kızı çırılçıplak:

-“Uyyyy! Ha pu halun nedur uşağum? Ayuptur da!”

Kızı:

-“Aaaa! Ne kadar geri kafalısın anne, bu aşk elbisesi...”

Fadime olanlara bir akıl erdirememiş ve bir koşuda almış soluğu evde.

Almış bir düşünce. “Acaba?” demiş, “Gerçekten ben geri kafalı mıyım?”

Düşünmüş, düşünmüş…

Bu iş yatmış aklına.

Üstünde başında ne varsa soyunup dökünmüş.

Başlamış evde çıplak dolaşmaya. Akşamüstü kapı çalınmış.

Camdan bakmış ki Temel…

Hemen saçını başını düzeltmiş ve açmış kapıyı.

Fadime'yi çırılçıplak halde gören Temel'in gözler yerinden fırlamış:

-“Ula bu halin nedur? Gafayı mı yedun da?”

“Hıhh” demiş Fadime cilvelenerek,

-“Ne gadar geri gafalusun, ha bu aşk elbisesidur da…”

Temel şaşkın cevaplamış:

-“Ula ütüleseydun bari…”

 

BUNUNLA MI?

Cenaze arabasının şoförü araç boş iken yoldan geçen kıza laf atmış:

-“Yavrum gel gezdireyim seni arabamla…”

Kız umursamaz bir tavırla cenaze arabasına bakmış ve:

-“Hıhhh…! Bununla mı gezdireceksin?

Şoför alaylı bir şekilde:

-“Kızım… Millet bu arabaya binmek için ölüyor…”

 

NE AKIL AMA

Yetmişlerinde bir çift doktora giderek;

-“Doktor, sevişirken bizi izler misiniz? Acaba bir sorun var mı?”

Doktor şaşkın bakmış...

“Demek bir sorunları var” diye düşünmüş.

Tıp adamı olarak yardım etmek zorunda...

“Olur” demiş...

Çift yatağa uzanmış…

Doktor izlemiş ve teşhisini bildirmiş:

-“İkiniz de gayet sağlıklısınız. Sevişmeniz fevkalade... Merak edecek bir şey yok... Viziteniz 32 dolar. Bu da faturanız…”

Ertesi hafta çift yine gelmiş doktora…

-“Sevişirken bizi izleyin” diye...

Yine izlemiş doktor...

Yine sorun yok. “Vizite 32 dolar.”

Her hafta çift randevu alıyor, geliyor, sevişiyor, parayı ödüyor ve çıkıp gidiyormuş.

Bir gün doktor dayanamamış sormuş:

-“Bana biraz yardımcı olun ve sıkıntınız ne, söyleyin lütfen…”

Yaşlı adam cevap vermiş:

-“Herhangi bir sıkıntımız yok doktor bey... Bir şey bulmanızı da istemiyoruz. Bu kadın evli... Onun evine gidemiyoruz. Ben de evliyim... Benim evime de gidemiyoruz. Güzel bir otel geceye 78 dolar istiyor, başka otel 82 dolar... Buraya ise 32 dolar ödüyoruz. Onun 28 dolarını da sigortamızdan fatura karşılığı ‘Doktor muayenesi’ olarak geri alıyoruz!..”

 

TANIMIŞ

Yaşlı Alman çift tatil yaptıkları otelden çıkarak bir taksiye binmişler ve tutmuşlar havaalanı yolunu.

Meraklı taksi şoförü sormuş:

-“Hangi ülkeye gidiyorsunuz?”

İhtiyar adam “Almanya’ya” demiş.

İhtiyar kadının da kulakları pek duymadığından kocasına sormuş:

-“Ne diyoor?”

-“Nereye gittiğimizi soruyor”

Taksi şoförü tekrar sormuş:

-“Almanya’nın hangi şehrine?”

İhtiyar adam: “Hamburg” diye cevaplamış.

İhtiyar kadın yine sormuş:

-“Ne diyooor?”

İhtiyar adam:

-“Hangi şehirde kaldığımızı soruyor” demiş hafiften sinirlenerek...

Taksi şoförü:

-“Ben hayatımın en kötü seksini Hamburg’ta yaptım” demiş

Yaşlı kadın yine “Ne diyooorrr?” diye kocasına sorunca ihtiyar adam patlamış:

-“Seni tanıdığını söylüyooorrr...”

 

DUYULMUYOR!

Kilisede zangoç, papazın değerli kutsal şaraplarını içip duruyormuş.

Papaz bir gün bakmış ki şaraplar eksiliyor. Kısa bir takipten sonra bu işi zangoçun yaptığını öğrenmiş.

Hışımla kiliseye girerek çanın yanında duran zangoca seslenmiş;

-“Zangoç efendi, kutsal şarapları kim içoor?

Zangoç cevaplamış;

-“Duyulmoor!”

-“Yahu nasıl duyulmaz?“

-“İsa’nın aşkına duyulmoor işte!”

Papaz daha yüksek sesle bağırmış;

-“Zangoç… Papazın kutsal şaraplarını kim içooor!”

-“Yeminle duyulmooor”

-“Nasıl duyulmaz, bağırıyorum işte”

-“Papaz efendi yer değiştirelim. Buraya gelmiyor sesiniz…”

Papaz bunu kabul eder ve zangoç ile papaz yer değiştirince zangoç aşağıdan bağırır papaza;

-“Papaz efendi, Kiliseye yapılan yardım paralarını kim alıyoor?”

Papaz cevap verir;

-“Buradan duyulmuyooor…!”

 

PAYLAŞIM

Minik kız elinde karnesiyle eve gelmiş. Babası bir bakmış baştan aşağı pekiyi, bir iki tane de iyi var.

Öğretmen karnenin altına şöyle bir not düşmüş: “Çok akıllı ve yetenekli bir çocuk fakat bir kusuru var, derste çok konuşuyor. Buna nasıl son verebileceğimiz hakkında fikirlerim var, en kısa zamanda sizinle de paylaşmak istiyorum.”

Baba karneyi imzalamış ve altına bir not düşmüş: “Lütfen paylaşalım çünkü işe yararsa ben de annesine uygulayacağım…”

 

SOR BAKALIM

Temel otobüsün kapısına yanaşır.

İçeride bulunan şoföre:

-“Affedersiniz bütün bilet gişeleri kapanmış, eğer sizce bir sakıncası yoksa biletimi son duraktan alabilir miyim?”

Şoför cevap vermiş;

-“Biletsiz binmeniz mümkün değil. Yolculara sorun bakalım.”

Temel otobüsten içeri girer ve bağırmaya başlar:

-“Ağabeylerim, ablalarım… Biletimi son duraktan alsam olur mu?”

 

HANGİSİ?

Temel telefonda adres söylüyormuş.

-“Bahçe Caddesi...”

Dursun

-“Ya! Şunu bir kodlasana…”

Temel saymış;

-“Bolu’nun ‘B’si, Adana’nın ‘A’sı.”

Der demez Dursun;

-“Ula uşağum, Adana’nın hangi ‘A’sı?”

 

SİRK

Çocuk; “Baba beni sirke götür” diye yalvarıyormuş. Babası ise niyetsiz; “Yavrum inan hiç vaktim yok” demiş

Çocuk; -“Baba ne olur...” diye ağlarken sirki anlatıyormuş bir yandan da; “Çırılçıplak bir kadın, gergedanın üzerine çıkıp parende atıyormuş... ” der demez köşesinde gazete okuyan adam “Hadi ya?” diyerek birden ayağa kalkmış ve gidip paltosunu giyerken; “Vallahi gençliğimiz geçti epeydir doğru dürüst gergedan falan da görmemiştim...” diyerek ayakkabılarını giyiyormuş.

 

NE BİLEYİM?

Temel, karanlıkta yalnız başına yürürken soyguncunun biri üzerine atlamış.

İkili kıyasıya yerde debelenerek bir güreşe başlamışlar.

Dakikalar sonra soyguncu Temel’in sırtını yere yapıştırmış.

Temel’in cebinde 25 kuruş bulmuş ve kızarak söylenmiş;

-“Aptal adam! Hayatını bu 25 kuruş için mi tehlikeye attın?”

Temel yerden kalkıp, üstünü başını silkelerken;

-“25 kuruşla yetineceğini ne bileyim? Bir anda çorabımın içindeki 1000 doların peşinde olduğunu sandım.”

 

KİMSE KALMADI!

Barda deri ceketli kel bir azman, sarışın delikanlıya omuz atınca ani bir gerginlik olmuş.

Sarışın genç;

-“Bana bak manyak herif. Senden hiç korkmuyorum, çünkü ben cesur bir aileden geliyorum. Dedem paraşütsüz olarak bir zeplinden atlamış, büyükbabam paraşütsüz 2000 metredeyken balondan atlamış, annem ve babam da yine paraşütsüz olarak pervaneli bir uçaktan aşağı atlamışlar. Yarın ben de paraşütsüz olarak jetten atlayacağım!” demiş.

Azman şaşkınlıkla;

-“Deli misin? Ölürsün yahu?”

-“Ölürsem öleyim. Zaten hayatta kimsem de kalmadı ki!”

 

DİŞLER

Doksanlı yaşlara yaklaşmış iki yaşlı kadın sohbet ediyorlarmış.

-“Benimki bu sıralarda kötü bir alışkanlık edindi, tırnaklarını yemeye başladı. Ne yaptıysam vazgeçiremedim.”

-“Benimki de bir ara başlamıştı ama ben tırnak yemesini engelledim.”

-“Ne yaptıysan bana da öğret, lütfen”

-“Çok kolay... Dişlerini sakladım.”

 

KORKMA

Genç kız annesine;

-“Bir saat önce Kemal evlenme teklif etti”

-“Peki neden böyle üzgünsün?”

-“Teklifini kabul edip etmemekte tereddüt ediyorum. Çünkü ateist olduğunu söyledi. Hatta Cehennemin varlığını bile inkar etti”

-“Sen korkma evlen kızım... Yanıldığını kanıtlarız biz ona…!”