Gazeteci Fatih Altaylı’ya soruyor.

“Ülkeden çıkarken de bir ücret ödüyoruz. Bunu sürekli artırıyorlar. Şimdi Bozcaada’dan da çıkarken ödüyoruz. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?” diye.

.

Fatih Altaylı cevaplamış; “Bozcaada küçücük bir ada. Ada’nın fazla bir gelir kaynağı da yok bildiğimiz kadarıyla. Nüfusu az olduğu için, geliri az ve CHP’li olduğu için az pay alıyordur. Şimdi ön binlerce insan buraya gidiyor,  yemek yemeye, tatil yapmaya, çadır kurmaya, denize girmeye filan. Girmesi de kolay, ulaşımı kolay. Buraya çöp bırakıyorlar, suyunu kullanıyorlar, imkânlarından faydalanıyorlar, otomobillerini park ediyorlar ve bir sürü imkânlarından faydalanıyorlar. Diyeceksin ki bedava değil. Tamam, yemek yiyorlar ama sonuçta burası bir Ada. Küçük de bir Ada. Şimdi burada 200 lira dediğin nedir ki? Şimdi gel gidelim şu aşağıdaki valeye bakalım, 300 lira alıyor kardeşim. E gidip orada bir gün kalmışsın, üç gün kalmışsın, bir hafta kalmışsın, bir ay kalmışsın… Bir kereye mahsus 200 lira alıyor. Bence bunda bir acayiplik yok. Belediye bu parayı resmen alıyorsa Adanın bakımlı, temiz olması için. Katkıda bulunmak istiyorsan 200 lirayı da ver yani. Nihayetinde 200 lira. 2 bin değil, 20 bin değil… İstanbul’da benim mahallede bir günlük park 750 liraydı. Ada’ya gitmişsin, 2-3 gün kalmışsın 200 lira da veriver ne var yani…”

.

Bu konunun özellikle sosyal medyada oldukça fazla gündeme gelmesi neticesinde Bozcaada Belediyesi şöyle bir açıklama yapmış.

“Gazeteci Fatih Altaylı, Youtube kanalında Bozcaada'da araçlardan alınan 200 lira konusunda görüşlerini dile getirdi.”

.

“Bu ücretin neden alındığını sosyal medya yoluyla, Adada belli noktalardaki tabelalarımızla, afişlerle ve çeşitli yollarla sık sık açıklamaya çalıştık. Gazeteci Altaylı’ya da yorumları için teşekkür ederiz.”

.

“Ayrıca bir kez daha belirtmeliyiz ki; alınan bu ücretin ‘Ayakbastı parası’ veya ‘Çıkış harcı’ olarak tanımlanması gerçeği yansıtmamaktadır.”

.

“Bu video vesilesiyle neden araçlardan 200 lira alındığını yeniden açıklamak isteriz:

Değerli misafirimiz;

* Bozcaada’daki otoparklardan herhangi bir ücret alınmamaktadır.

* Birçok yerleşim yerinde olanın aksine yol kenarına park eden araçlardan otopark ücreti alınmamaktadır.

* Misafirlerimizin merkez içindeki Ada sokaklarında rahatça yürüyebilmesi için motorlu taşıtlardan arındırılan trafik uygulaması sebebiyle ek personel istihdam edilmektedir ve bunun ciddi bir maliyeti vardır.

* Ayrıca uygulanan rezervasyon sisteminin sağlıklı yürüyebilmesi için kurulan sistemin bir maliyeti vardır. Dönüş rezervasyon sisteminin kullanılabilmesi için bu sistemin kurulması şarttır.

* Tüm bunların karşılığında adamıza gelen araçlardan 03/05/2024 tarihli 36 numaralı Meclis kararında, revize edilen bütçe raporu ile 200 TL bir bedel alınmaktadır.

Anlayışınız için teşekkür ederiz.”

.

Meşhur bir laf vardır; “Yok öyle otuz beşe beş köfte…” diye.

Benim Ada damadı olmadığımı bilmeyen yoktur.

Her bayramın yanı sıra sair günlerde de zaman zaman Ada’ya gider, büyüklerimizi ziyaret ederiz.

Son 15 senedir tatil için hiç gitmedik, gidemedik.

.

Sebebi ise yerli turist işgali.

Ada’da adım atacak yer, denize girecek sakin yer yok da ondan.

.

Arabamızla bile kayınpederin (rahmetli) evine gitme lüksümüz bile yok.

Yollar kapalı veya kapan var.

.

Tüm bunların yanında gelen turistlerin çöplerini, gece yarılarına kadar gürültülerini Ada halkı olarak çekmek zorundayız.

Bizler turistlerden para kazanmayan mütevazı aileleriz.

.

Bozcaada Belediyesi kışlık nüfusu ile Devlet bütçesinden kendisine düşen payı almaktadır.

Bu cüzi para ile Adanın yazlık nüfusu olan 10 binlerin üzerine hizmet vermeye çalışmaktadır.

.

Feribot kuyruğundaki düzeni sağlamaya çalışan elemanların ücret almadan mı çalıştığını zannediyorlar acaba?

Maliyetlerini bir düşünün.

.

Belediye bence az bile para almaktadır.

Hatta 500, 1000 lira almalıdır.

.

Sen tonlarca lira para harcayıp, köprülerden, oto yollardan geçeceksin (ki bu paraları hiç sorgulamayacaksın), feribota onca parayı dökeceksin sonra Bozcaada’da eğlenip tatil yaptıktan sonra beş kuruş park parası vermeden gezeceksin ve giderken Belediyenin aldığı 200 lirayı çok göreceksin.

.

Size Erbakan’ın şu hitabıyla cevap vereceğim;

Hadi oradan!

Hadi oradan!…

.

Bozcaada Belediyesi’nin sosyal medyadaki bu açıklamasının ardından yapılan eleştirilere bakıyorum hepsi bu paranın alınmasına karşı çıkmış ve ağır eleştiriler yapmış.

.

Yahu bir kişi de çıkıp “Ey İktidar! Bu turizm beldelerine bütçeden fazla para ayırın da bol bütçeyle bize iyi hizmet versinler. Bizler de 200 lira vermek zorunda kalmayalım” dememiş.

.

Mesela biri çıkıp, “Biz daha çok vergi verelim de Adaya fazla bütçe ayrılsın” dememiş.

.

Biri çıkıp, “Şu altımdaki son model arabanın vergisi kadar, geçiş parası ödesem Bozcaada kalkınır” dememiş.

.

Birisi de çıkıp, “Bu pahalılıkta, millet yemek için ekmek bulamazken biz tatil için Adaya geldik ‘Allah’a şükür’ diyerek 200 lira da Bozcaada’ya katkımız olsun, helal olsun” dememiş.

.

Oradan biri de; “Ey iktidar!

Bizi 200 lira vermek zorunda bıraktırdığın için sana bir daha oy filan yok” dememiş…

.

Şimdi size te uzaklardan Bozcaada’ya gelip, konuyu pek anlamadan ahkâm kesenlerin yorumlarıyla başbaşa bırakayım.

.

“Yazdığınız tüm işler zaten belediyenin görevi değil mi? Sizler İstanbul’a geldiğinizde biz de sizden aynı kalemlerle 5000 TL ayakbastı ve belediye hizmetleri parası mı alalım? Malûm İstanbul Büyükşehir ve çalışanı daha fazla... Kesinlikle ikna edici bir açıklama değil, herkes işini adil şekilde yapsa şu kadar tartışmaya gerek kalmaz... Popüler oldukça daha fazlasını isteyen esnafınızdan şikayet ettikçe insanlar, belediye de altta kalmamış görülüyor ki… Yazık oluyor... Ülke cennet ama…”

.

“Asos da yazlığım var ve her yaz Bozcaada’ya gelirim. Bu bahsettiğinizi zaten yapmak zorundasınız. Bu bir hizmet. Turizm denilen şey yani. Gelen araçlardan otopark ücreti alın. Kim size almayın diyor. Bunlar için ayakbastı parasına gerek yok. Bu adanın bir belediyesi ve bütçesi var değil mi? Kaynakları verimli kullanmak sizin elinizde. Kaynak yaratmak belediyenin işi değil mi? Bugün hangi adadan çıkışta para alınıyor. Ayrıca uygulama da çok kötü. Arabanızda Adadan ayrılmak için beklerken birileri gelip sizden ücret istiyor ve saçma bir makbuz veriyor. Niye diye sorunca cevap doğru dürüst değil. Vermiyorum diyorsunuz zorunlu deniliyor. Yapmayın Allah aşkına milletten para koparma yolu bulunmuş böyle gidiyor. Bu uygulamayı Ak partili bir belediye yapsaydı Altaylı böyle konuşur muydu?”

.

“Çıkışta alınan ücret o kadar kötü izlenim veriyor ki bizlere, keza açıklamalarınız da öyle. Zaten birçok yerde yazın merkezler araçlardan arındırılıp yaya kullanımına açılıyor ve extra para alınmıyor. İlk kez bunu burada gördüm. Ayrıca otopark denilen yerler zaten otopark değil ve herhangi bir vale, güvenlik hizmeti yok. Ücretsiz olması bir ayrıcalık olmuyor bu durumda zaten. Ufak bir belediye olunması da Adaya gelenlere mal edilmemeli. Diğer bazı belediyeler turist çekmek için farklı yöntemler uyguluyorken, bu tarz ayakbastı parası gibi şeyler turistsavar gibi oluyor. Herkes bu konuda hemfikirken bu kararı devam ettirmek de ayrıca üzücü.”

.

“Ayazma’da park ücreti isteniyor. Biz para vermemek için taa ileri yok kenarına arabamızı çekmiştik. Dönüşte park cezası bulduk. Resmen değnekçileriniz onlara para vermedik diye ihbar etmişler bizi. Yoksa dağ başında ne park cezası olacak?”

.

“Ben bir Türk vatandaşı olarak adaya geliyorum amacım sadece tatil yapmak. Tatil için geldiğimden otele konaklama ücreti ödüyorum, yemek içmek için Ada içindeki esnafa gidiyorum, yine Ada içinde alışveriş yapıyorum, sonuçta bütün harcamamı Ada içinde, Ada esnafına, Ada halkına yapıyorum. Ama Ada haklı için çalışan belediye benden çıkışta para istiyor. Sadece tek övündükleri şey, otoparkın ücretsiz olması. Ada içindeki fahiş fiyatları denetleyen belediye yok, asfalt atılması imkânsız denen Adaya şantiyeler için ikmal noktası bile yapılmış ama asfalt yapılması istenen yerler mi sadece sit alanı? Takılmışsınız haraç kelimesine zorunuza gitmiş, doğru bir iş yaptığınızı düşünseniz zaten zorunuza gitmez. Yaptığınızın yanlış olduğunun o kadar farkındasınız ki. Bir arkadaş Gestaş’a kimse bir şey demiyor demiş, yaklaşık 15 yıldır her yaz en az bir kez bazı yaz dönemleri senede iki kez gelen bir kişi olarak %140 zamdan sonra Adaya ayak basmadım. Sırf bu durumu kendime yediremediğim için. Yazık hem de çok yazık. Kendi ülkemizde kendi tatil beldelerimize bile gidemez olduk.”

.

“Bir kereye mahsus olsa makul olur dediğiniz gibi fakat Bozcaada’da sürekli yaşayan ve yaz boyu adaya sürekli giden yazlıkçıları düşündüğümüzde bu ücretin savunulur yanı yoktur. Konu otopark ise otopark ücreti alın, konu çöp ise arkasında çöp bırakana denetim yapın ceza kesin! Adaletsizliği adaya taşımayın!”

.

“Gestaş firmasının organize ettiği feribot çıkış işlemi için belediyenin personel ayırmasına gerek olduğunu diğer yıllarda olmayıp şimdi mi gelen araçtan ne alırıza bağlandığını anlamak mümkün değil. Ada’nın etrafına otopark koysa buraya personel koyması gerekmiyor mu? İşi ucuza kapatmak için uygulanan bir yol olmuş. Bari yayalar için yazın gece 23:00 ya da 24:00 a sefer koysunlar da insanlar Adada kalmak zorunda kalmasa…”

.

“Bazı ziyaretçileri anlamak mümkün değil çıkarken para ödemek zorlarına gidiyor, bu ücret girişte alınsa bu kadar tepki olmaz. Belediyenin bildirisi Gestaş girişine konulsa daha açıklayıcı olurdu…”

.

“Kimse para vermezse olay kapanır ne yapacaklar hapise mi atacaklar ceza mı kesecekler. Orası TC toprağı, haraç keser gibi para alıyorlar sonra otoparkı bahane ediyorlar. İstediğim gibi girerim, istediğim gibi çıkarım kimseye de para vermem. Yapın düzgün güvenlikli bir otopark sonra para isteyin…”

 

.

Bu yorum yapanlar bakın.

Kimin Assos’ta yazlığı var, kimi her yaz tatile Adaya geliyor filan.

Gariban var mı içlerinde?

Otellere 1500 liradan başlayıp 10 bin liraya kadar uzanan bedel ödeyenlerin 200 liraya laf söylemesi manidar.

.

Adada milyarlık yazlığı olanların 200 liraya laf söylemesi manidar olan.

.

Adada yaşayan yabancılardan biri de çıkıp, “Başkana soralım, acaba bu paraya neden ihtiyaç duyuyor? Bir derdi varsa biz de ilaç olalım. Dernek kuralım, yardımcı olalım” demiyor.

.

Anca bir karış dil, “laga luga…”