İslam’ın 5 şartı olduğu bize ilkokuldan itibaren öğretilmiştir.
Müslüman olacaksan bu şartları yerine getirmen gerekiyor.
.
Ama buna itiraz edenler var.
Mesela İhsan Eliaçık.
.
Kendisini tanımayanlar için şöyle diyeyim;
Devlet anlayışı için şu deniyor;
“Medine Sözleşmesi örneğindeki gibi yerinden yönetim ve çoğulcu demokratik cumhuriyet öngörüyor.
Nihai noktada öngördüğü ise cennet idealinde ortaya çıkan devletsiz, ulussuz, sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız bir dünya yani evrensel adalet ve barış yurdudur…”
.
Yazdığı “Yaşayan Kur'an Türkçe Meal-Tefsir” adlı kitabı sakıncalı bulunarak yasaklanmıştır.
İnternette şöyle diyor;
“İhsan Eliaçık, bu çalışması ‘İslam Dininin temel nitelikleri açısından sakıncalı unsurlar içerdiği’ gerekçesiyle İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından yasaklanmıştır.”
Ancak daha sonra bu yasak kaldırılmıştı.
.
İhsan Eliaçık diyor ki;
“İslam’ın 5 şartı diye bir şey yok aslında.
Kuran’da İslam’ın 5 şartı şudur diye diye bir liste yok.
Peki bunu nereden çıkarmışlar?
.
Mesela İslam’ın 5 şartı diye;
“Öldürmeyeceksin,
Çalmayacaksın,
Yalan söylemeyeceksin,
Zina etmeyeceksin,
İftira atmayacaksın,
Faiz yemeyeceksin” diye neden dememişler de,
“Namaz kılacaksın,
Oruç tutacaksın,
Hacca gideceksin,
Kurban keseceksin,
Kelime-i Şehadet getireceksin,
40’ta bir zekât vereceksin” demişler.
.
Niye onu demişler de bunu dememişler?
.
Tamam daha uzun bir liste var da, onları saymamız uzun sürer.
“Bir elin parmaklarını geçmeyecek bir şey söyle”,
“En önemlilerini söyle”,
Çarp, böl, çarp böl
En önemlilerini söyle,
Bir elin parmağı kadar söyle.
5 Tane…”
.
Böyle dersen bunun birincisinin;
“Öldürmeyeceksin” olması gerekir.
İkincisinin;
“Çalmayacaksın” olması gerekir.
Üçüncüsünün;
“Yalan söylemeyeceksin, iftira atmayacaksın” olması gerekir.
Dördüncüsünün;
“Zina etmeyeceksin” olması gerekir.
Beşincisinin;
“Faiz yemeyeceksin ve yedirmeyeceksin. Yani kimseyi sömürmeyeceksin, başkasının da seni sömürmesine izin vermeyeceksin” demiş olması gerekir.
.
Dolayısı ile:
“Niye bunu söylememişler de, diğerini söylemişler?”
.
“Bunlar geçmişte yaşamış dini idarelerin düşündüğü formülasyonlardır.” Diyor İhsan Eliaçık.
Sebebi için şöyle diyor;
“Benim anladığım kadarı ile İslam tarihinde yaptığım analizlere göre; Emeviler, Abbasiler ve Selçuklular (ki hepsi aynı) geçmişte yaşamış askeri ve tarım imparatorlukların başında bulunan kişileri aklamaktır…”
.
“Onların Müslüman olduğunu, dini bütün insan olduğunu, öldürmenin, çalmanın, zina yapmanın fazla önemli olmadığını, bunları sonuç itibari ile Allah’ın affedeceğini…
Önemli olanın namaz kılmak olduğunu, oruç tutmak, zekat vermek, Hacca kervanlarla gidip gelmek, başını örtmek… Önemli olanın bunlar olduğu bunların esasında din olduğu…”
“Onlar aslında sürekli öldürüyorlar, çalıyorlar, sürekli cariyelerle zina ediyorlar, sürekli iftira ediyorlar… Bunları önemsizleştirip Kuran’ı Kerimde haklarında hiçbir ceza olmayan, insanların gönüllü yönelişlerine bırakılmış olan bir takım ritüelleri abartıp, şart haline getirip dinin asası budur demek bir imparatorluk formülasyonudur, projesidir diyelim…”
.
“O zaman asıl olan gerçek İslam’dır. Gerçek İslam nedir? Kuran’da olandır. O zaman Kuran’da namaz kılmamanın cezası nedir birisi bana göstersin… Kimse gösteremez, yok çünkü…
İçki içmenin cezası nedir? Yok.
Başını örtmemenin cezası nedir? Yok. Hacca gitmemenin, oruç tutmamanın cezası? Yok… Hiç birisi yok…”
.
“Kuran’ı Kerim’de görünür kul hakkı ihlalleriyle ilgili ceza vardır… Öldürmek, çalmak, iftira etmek, zina etmek, taciz tecavüz etmek bunlardır nihayetinde…”
.
“Bir malı çalmak, birine vurmak yaralamak, görünür, somut, fiziki, hak ihlallerinin cezası vardır.”
.
“Düşünce suçlarının, inançsızlıkların, ritüelleri yapmamanın hiçbir cezası, ödülü filan yoktur… Bunlar sadece insanlara bırakılmıştır, Allah bunlardan hoşnut olacağını söylemiştir ve Cennet’te ödüllendirileceklerini söylemiştir…”
.
“Bunlar düzenlemenin tamamen insan hakları esas alınarak yapıldığını gösteriyor.
Önemli olan dünyada yaşarken bize lazım olan inanç değildir, ritüel filan da değildir. Önemli olan Hak’tır… Kimin hakkı yeniyor, kim kime zulmediliyor? Budur yani…
Hak, adalet ve hukuk söylemi Kuran’da bunun üzerine kurulduğu için diğerleri şart olarak sıralanmamış…”
.
“Kuran’da nelere ceza öngörülüyor ve neler tekrar ediliyor sürekli…
Buradan yola çıkarak İslam’ın esasen ne olduğunu daha iyi öğrenebiliriz.
Bunlara şart demenin de manası yok tabi.
Mesela; Sürekli tekrarlanan şeyler var.
Yedi cümle var ki Kuran’da sürekli tekrar edilir. O halde İslam’ın özü bunlar diyebiliriz.
Mesela;
Birincisi;
Mülk Allah’ındır.
İkincisi,
Allah’tan başka ilah yoktur.
Üçüncüsü,
Sadece Allah’a ibadet ediniz. Ona şirk (eş) koşmayınız.
Dördüncüsü,
Allah’tan sakınınız, takvalı olunuz.
Beşincisi,
İman edip, salih ameller işleyiniz.
Altıncısı,
Salat (namaz) edip, zekatı veriniz.
Yedincisi,
Eğer bunları yaparsanız iyiler Cennet’e, kötüler Cehennem’e gidecek.”
.
“Diğer şey ise Kuran’da nelerin cezası var… Ne yaptığınız zaman ‘Bunu cezalandırın’ diyor. Çünkü bir söylem bir şeye ceza veriyorsa onu kötü görüyor demektir. Vermiyorsa insanlar bunu yapabilir. İnsanların eğilimine, yönelimine bırakıyordur.”
.
“Bunlar;
Öldürmek,
Çalmak,
İftira atmak,
Zina etmek…
Bu dördünün Kuran-ı Kerim’de cezası var”
.
“Öldürmeye ceza vermek;
Hayatı korumak için, yaşamı korumak için.
Çalmayı cezalandırmak;
Emeği korumak için. Alınterini korumak için.
İftiraya ceza vermek;
İnsanın şerefini, onurunu, haysiyetini korumak için.
Zinaya ceza vermek ise;
Aileyi, dürüst ilişkileri korumak için…
İnsana ait insanca bu durum Kuran tarafından koruma altına alınmıştır.
Dolayısı ile başka bir şeyin cezası yoktur…”
.
“Bir beşinci ceza daha var; O da sembolik.
Fiziki değil.
Demin saydığım dört tane direkt fiziki ceza gerektiriyor.
Beşincisi ise; İhtiyaçtan fazla mal biriktirmek. Bunlar sırtlarına vurulacak ve onlara ‘Tadın biriktirdiklerinizi’ denilecek. Böylece onun faizci, karaborsacı olduğu ilan edilecek…”
.
“Böylece sürekli tekrarlanan 7’den ve ceza verilen 4’ü fiziki beşincisi sembolik cezalardan yola çıkarak İslam’ın özünün, ruhunun ne olduğu ve Kuran dilinin temellerinin ne olduğu anlaşılabilir.”
.
İhsan Eliaçık konuşmasını şöyle bağlıyor;
“Diğerleri geçmiş çağlarda üretilmiştir ve artık zamanı geçmiştir. (İyi niyetli de üretilmemiştir) Bir tarafın insanlarını koruma, kollama amacıyla üretildikleri için artık onları kullanmamamız gerekir…”
DİKKAT RADAR
MEDAR Trafik Denetleme Sistemi nihayet hizmete girdi.
Bu alet bildiğimiz eski radarlar gibi değil. Çünkü içinde hem Radar hem de Lidar var. Yani hem elektromanyetik dalgaları hem de lazer ışınlarını kullanıyor. Gece de, gündüz de, hareketli de, sabit de olunması fark etmiyor. Yağmur, kar, tipi, sis hiç önemli değil. Ayrıca aynı anda 2 kilometre mesafeden karayolundaki bütün taşıtları aynı anda algılayabiliyor. İsterse yolda aynı anda 100 araç olsun. Ayrıca karşıdan gelen taşıt kamyon ise hız sınırını ona göre, otomobil ise ona göre hesaplıyor. Videoya alıyor ve GPRS'i kullanarak, Trafik Denetleme Sistemi üzerinden, Adrese Dayalı Nüfus Sistemine bakarak cezayı anında e-devlet'ten size gönderiyor. Yani ceza suçu işlediğiniz an devreye giriyor.
Siz siz olun trafik kurallarına mümkün olduğunca uyun.