Sürekli olarak sosyal medyada dolaşan bu paylaşımı ne zamandır yayımlamak istedim.

Kısmet bugüneymiş.

.

Cemil Ünlütürk’ün gözlemlemiş;

1-Suudi Arabistan’da türbe, yatır yoktur, yasaktır.

Bunlar olmayınca doğal olarak ziyaretleri de yoktur.

Böyle davranışlar gericilik, cahiliye devrinden kalma putperestlik sayılır.

.

2-Suudi Arabistan’da Peygamberimize ait olduğu söylenen “Sakal-ı Şerif, Hırka-i Şerif” gibi ziyaretler de yoktur.

Böyle davranışlar gericilik ve şirk sayılır.

.

3-Suudi Arabistan’da imam, müezzin gibi din görevlileri, ülkemizdeki gibi devlet memuru değillerdir, devlet bütçesinden bu kişilere maaş ödenmez.

Allah rızası için yapılan görevin karşılığında para almak ayıp sayılır ve yasaktır.

Para alan imamların arkasında namaz kılınmaz.

.

4-Suudi Arabistan’da biri çıkıp da “Medyum” olduğunu iddia ederse, kellesi hemen gider.

.

5-Suudi Arabistan'da Nakşilik, Nurculuk, Fethullahçılık gibi tarikatlar yoktur.

Onların Şeyhleri De, Müritleri De, Cemaatleri de yoktur.

Tarikat şeyhleri, müritleri televizyonlara kanaat önderi olarak çıkmaya kalkarsa hemen kelleleri alınır.

.

6-Suudi Arabistan'da Kız İmam Hatip Lisesi yoktur. Bu komik bulunur.

Çünkü İslamiyet’te kadından imam olmaz.

.      

7- Suudi Arabistan’da camilerin altında ticarethane açmak İslam’ı ticarete alet etmek olarak görülür ve izin verilmez.

.      

8- Suudi Arabistan camilerinde; derneklerin, kişilerin para toplaması yasaktır.

Buna yeltenenlerin mahkeme kararına gerek olmadan elleri kesilir.

.

Cemil Ünlütürk diyor ki: “Elbette size bir şeriat ülkesinin övgüsünü yapmadım. Bir şeriat ülkesinde bile yasaklanan bazı şeylerin ülkemizde serbestçe nasıl uygulandığını hatırlatmak, güzel dinimizin nasıl sömürüldüğünü vurgulamak istedim. Ayrıca Suudi Arabistan’da nüfus yoğunluğuna göre cemaat sayısının yeterli olmadığı bölgelere cami yapılmasına izin verilmiyor.”

.

İslamiyet hakkında hep şöyle denmiştir;

“Bir din akıl ve mantığa aykırı olamaz…”

Gerçekte de böyle.

Bizlere aktarılan hurafelere inanmamak lazım.

Her hocanın anlattığının peşine düşmemek lazım.

Aklın yolu birdir, dinimiz de öyle bir şeydir.

.

Diyanet İşleri Başkanlığı kendisini Hacı, hoca ilan eden şahıslarla ilgilenip, “Halkı, dinen yanlış söylem ve davranışlarıyla bilgilendirme ve yönlendirmelerine” müsaade etmemelidir.

Bugün sosyal medyada başına takke takan, üzerine cübbe giyerek Hoca adı altında yüzlerce insan var.

Anlattıklarının İslam’la alakası yok.

Ama bizim cahil halkımız bunlara inanıyor, yanlış bilgileniyor.

.

Bence bunların hepsi yasaklanmalı.

.

Camilerde ise Kuran-ı Kerim insanımızın anlayacağı dilden olan Türkçe okunmalıdır.

.

Meşhur hikâyedir;

Hoca camide tüm konuşmalarını, dualarını Arapça yapmış.

Ancak Camiye yardım isterken Türkçe konuşunca cemaatten biri “Hocam neden yardımı Türkçe istediniz?” diye sormuş.

Hoca gülerek cevaplamış;

“Arapça isteseydim kimse anlamazdı da ondan…”

.

Cübbeli anlatıyor;

“Cariyeler peygamberin idrarını içerdi. Sahabeler peygamberin sümüğünü üzerlerine sürerdi.”

Bir akıllı çıkıp da; “Peygamber buna müsaade eder miydi?” diye sormuyor ve Cübbeli’ye körü körüne inanıyor.

.

Cübbeli Ahmet Hoca Efendi hurmanın yarısını ısırarak şifa dağıtıyor, sakalına el sürdürerek şefaat sağlıyor.

.

Bizim dinimiz ne hallere geldi ya Rabbim.

.

Bir de tebliğciler var.

Bize İslam’ı tebliğ ediyorlar.

Birisi de sormuyor;

“Kardeşim siz bu yetkiyi nereden aldınız?

Kime göre tebliğ yapıyorsunuz?

Neden siz?”

.

Dini ele geçiren kendi çıkarları için istediği gibi kullanıyor.

Aslında o kadar zor değil Müslüman olmak,

Ne diyor Hoca;

“Başkasının malına göz koymayacaksın, çalmayacaksın.

Başkasının namusuna göz koymayacaksın, zina etmeyeceksin.

Başkasının canını almayacaksın öldürmeyeceksin.

Bozgunculuk, fesatlık, dedikoduculuk yapmayacaksın.

Faiz yemeyeceksin.

Yalan söylemeyeceksin.”

Gördünüz mü aslında dinimiz ne kadar kolay…

Hacıya hocaya gerek yok.

Bunları yap yeter…

.

“Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.”

Tolstoy

 

 

4 HALİFE KİMLERDİR?

Hulefa-yi Raşidin adıyla da bilinen 4 halife dönemi, Hz. Muhammed'in vefat ettiği yılda (632) başladı.

.

Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali, Hz. Peygamberin yolunu izlemiş, Kuran ahlakının hakim olduğu adil düzeni daha geniş bir coğrafyaya yayarak devam ettirdiler.

Bu nedenle Dört Halife Dönemi, "Doğru Yolda Giden Olgun Halifeler Dönemi" anlamına gelen "Hulefa-i Raşidin Dönemi" olarak adlandırılır.

.

4 Halife de çift dereceli seçim yöntemi ile bu göreve gelmişlerdir.

Halife Müslümanların bir bölümü tarafından seçilmiş (belirlenmiş), bu seçimden sonra diğer Müslümanlardan biat (onay, kabul) alınmıştır.

.

İlk halife Hz. Ebu Bekir'dir.

Sonraki yıllarda sırasıyla:

Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali halife oldu ve bu dönem, 661 yılında Hz. Ali'nin öldürülmesi ile birlikte sona erdi.

.

Halifelerin en önemli görevi İslamiyet'i yaymak ve Kuran'ı Kerim'i korumaktı.

Hz. Muhammed'in vefatından sonra, Arabistan'da iç karışıklıklar baş gösterdi Bazı kabilelerin zekât vermek istemediklerini beyan etmesi bu karışıklıkların daha da artmasına neden oldu.

Tüm bunlara rağmen Kuran-ı Kerim Mushaf haline getirildi ve İslamiyet hızla yayılmaya devam etti.

.

4 halife döneminde Hz. Muhammed'in vekil olarak atadığı isimler halife olarak görev almıştır.

Halifelerin temel görevleri arasında fıkıh ve alanlarında yapılan çalışmaları düzenlemek ve denetlemek yer alıyordu.

29 yıllık süreçte İslam hukuku ve sünneti hakkında birçok eser kaleme alınmıştır.

.

Hz. Ebu Bekir

27 Ekim 573 tarihinde Mekke'de doğdu.

Tam adı Ebû Bekr Abdullah bin Ebî Kuhâfe'dir.

Lakaplarından biri Ebu Sıddık'tır.

Kuran'ı Kerim'de de dört kez geçen ''Sıddık'' kelimesi güvenilir, dürüst demektir.

Hz. Ebu Bekir'in bir diğer lakabı ise Yâr-ı gâr'dır.

Mağara arkadaşı anlamına gelen bu lakap, Hz. Muhammed ile Sevr mağarasında saklandıktan sonra kendisine verilmiştir.

Hz. Muhammed'in vefatından sonra halife olan Hz. Ebu Bekir, Zeyd ile birlikte Kuran-ı Kerim Mushaf haline getirilmiştir.

Ebû Bekir, yatağında vefat etmiş tek halifedir. Bununla birlikte dönemin anlayışını yansıtacak şekilde Hz. Peygamber için zehirlenerek şehit edildiği rivayetlerine uygun olarak, onun için de benzer rivayetler ortaya çıkmıştır.

.

Hz. Ömer

Hz. Ömer 634-644 yılları arasında halifelik yaptı.

Her zaman adaleti gözeten biri olduğu için kendisine Faruk-ı Ekber ismi verilmiştir.

Hz. Ömer'in 10 yıllık halifelik döneminde başta Mısır ve Irak olmak üzere birçok ülke fethedildi.

Fethedilen ülkelerde kimsenin dini inancına ve yaşam tarzına karışılmadı.

Sasani Devleti’nin yıkılması ile birlikte İslamiyet hızla yayıldı.

Kendisi, Hz. Muhammed'in izinden giderek fakir bir yaşam sürdü.

Halife olmasına rağmen en düşük maaşı kendisi aldı.

Savaş ganimetlerini ise ihtiyaç sahiplerine dağıttı.

O dönem içerisinde vergi ve zekat vermek istemeyen birçok devlet lideri vardı.

Mugire Bin Şube'nin kölesi tarafından saldırıya uğrayan Hz. Ömer, 644 yılında vefat etti.

.

Hz. Osman

574 yılında doğdu. Tam adı Osman Bin Haffan olan halife cennetle müjdelenen on sahabeden biridir.

650 yılından sonra halifeye karşı muhalif bir grup oluşmaya başladı.

Hz. Osman, 656 yılında evine giren saldırganlar tarafından öldürüldü. .

.

Hz. Ali

Hz. Osman'ın ölümünden yaklaşık bir hafta sonra Hz. Ali halife oldu.

Savaşlarda gösterdiği kahramanlıklardan dolayı kendisine Haydar-ı Kerrar yani Allah'ın Aslanı lakabı verilmiştir.

Aynı zamanda Hz. Muhammed'in damadı olan Hz. Ali, Kufe Mescidi’nde iken Haricilerin saldırısına uğradı.

Zehirli bir kılıçla yaralanan 4. halife, 661 yılında vefat etti.

.

Daha sonra Muaviye, Yezid, II. Muaviye, Mervan, Abdülmelik, Velid, Süleyman bin Abdülmelik şeklinde devam eden Halifelik Osmanlı döneminde Yavuz Sultan Selim ile Türklere geçmiş ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde Padişah olmadığı halde TBMM tarafından göreve atanmış halife olarak bir Osmanlı Hanedanı üyesi atanmıştır.

Bu kişi son halife olacak olan Abdülmecid Efendi’dir.

Daha sonra Halifelik kaldırılmıştır.

.

Tarihte tam 115 Halife görev yapmıştır.