.
AB tarafından desteklenen Üniversitemizin ortak olduğu ‘Yetişkin Eğitimi’ projesi çerçevesinde, toplantılardan arta kalan zamanda Lubliana kentine kısa bir ziyaret yapma fırsatı oldu.
Slovenya, malum Yugoslavya’dan ayrılmış ve Avrupa Birliği üyesi olmuş küçük ülkelerden biri. 2 milyon nüfusu var ve 50 milyar doların üzerinde milli gelire sahip. Kişi başına düşen milli gelir 30 bin doların üzerinde görünüyor.
Slovenya’nın başkenti Lübliana, 275 bin nüfusuyla ülkenin en büyük şehri. Tarihi dokusu çok sayıda saldırıya maruz kalmasına rağmen korunmuş görünüyor.
Şehrin isminin kökeni hakkında bir netlik yoktur. Bazı tarihçiler ismini, Laburus" denilen antik Slav şehrinden aldığını kabul ederler. Bazı tarihçiler ise şehrin ortasından geçen nehrin yarattığı taşkınlar ve şehre doldurduğu alüvyallerden isim aldığını iddia ederler.
Özetle, şehrin ismi sevilen şehir anlamına gelmektedir. Bir Yunan efsanesine Kahraman Jason ve Argonotlar Tuna nehri boyunda altın postu bulduktan sonra, Ege Denizine dönmek yerine Tuna Nehrinde ilerleyerek kuzeye doğru gitmişlerdir. Yollarına devam etmişler ve Tuna nehrinin kolu olan Slovenya ovalarını sulayan Sava nehrine ulaşmışlardır. Gemilerini batıdaki Adriyatik denizine taşıyarak karaya çıkmışlardır. Argonotlar, günümüz Ljubljana yakınında bir göl bulmuşlardır. Burası Jason'un bir canavarı devirdiği yer olarak bilinmektedir. Bu canavar, şehrin arması ve bayrağı üzerinde bulunan ejderhadır. Ejderha heykelleri şehrin hemen bütün bölgelerinde bulunmaktadır. Aynı zamanda bu çok kanatlı ejderhalar Ejderha Köprüsü'nü de süslemektedir.
Efsaneler bir yana, birinci ve ikinci dünya savaşlarında ciddi hasarlar alan şehir, tarihten gelen güzelliğini korumaktadır.
Düşük nüfusu, geniş cadde ve sokakları, tarihi alanlarıyla önemli turizm merkezlerinden biri haline gelen Lubliana, ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Ejderha köprüsü ve çevresi, ziyaretçileri ağırlamak için mükemmel alt yapıya sahiptir. Zenginler ülkesi olduğu için fiyatlar yüksek olsa da, rahatlık ve huzur, insanları cezbetmektedir.
Şehrin en çok ziyaretçi alan bölgesinde, yerel ürünlerin ve el işlerinin müşteriyle buluştuğu bir Pazar oluşturulmuş. Dükkânların yanında, açık pazar oluşturulması ve kira alınmaması, sosyal anlamda, üreticileri de desteklemiş ve daha ucuza ürün satmaya başlamışlar. Bu uygulamada sosyalist sistemden gelmelerinin de önemli etkisi bulunuyor.
Her ne kadar bazı küresel şirketler köşe başlarını tutmaya başlamış ise de, yerel ve yöresel ürünler doğal olarak daha fazla ilgi görüyor ve tercih ediliyor.
İlginç bir yapı daha var şehir özellikleri açısından. Şehre yaklaşık 15 km mesafede bir köye süper market alanı oluşturulmuş. Bütün büyük marketler orada. Şehirdeki bakkallar başta olmak üzere esnaf korunmuş böylelikle.