Eğer adalet kamu vicdanını rahatlatmıyorsa, birilerinin istediği gibi hareket ediyorsa, insan hakları bir şekilde gasp ediliyor demektir.
Eğer adalet kamu vicdanını rahatlatmıyorsa, birilerinin istediği gibi hareket ediyorsa, insan hakları bir şekilde gasp ediliyor demektir.
Uzun süredir iktidarın Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere, adli kurumların yapısal özelliklerine yaptığı müdahaleler, ne yazık ki sosyal adaleti terazisinden uzaklaştırmaya devam etmektedir.
Ergenekon ve Balyoz davaları daha dün gibi. Ordu komutanının terör örgütü üyesi olmak suçlamasına kadar uzanan davalar, özel yetkili savcılar, fetö terör örgütü mensubu hakim ve savcıların cirit oynadığı davalar adaleti kökünden sarsmıştı.
Çadır mahkemeleri daha dün gibi hafızalarda. Kamu vicdanını sızlatan, eli kanlı teröristlerin salıverilmesi, hatta ordu mensuplarının sanık, teröristlerin tanık yapıldığı davalar.
Adalet bir gün herkese lazım olacaktır. Ama en önemlisi adaletin sağlam ve karakterli duruş göstermesidir. Yönlendirmelerden etkilenmemesidir.
En son yapılan yerel seçimlerde adalet yine yerlerde sürünmüştür. Büyük şehirlerde, özellikle İstanbul’da cumhur ittifakının neredeyse bütün müracaatlarını emir telakki edip gündeme alan, adli kurumların oluşturduğu YSK, millet ittifakının müracaatlarını geri çevirmek ve reddetmek için elinden geleni yapmıştır.
Yürütme organları ne yazık ki adaleti işlerine geldiği gibi yönlendirebilmektedir.
Meşhur rahip Brunson, terör örgütleriyle birlik olup memleketi bölmek için çalışırken yakalandı. 35 yıl hapisle yargılanıyordu. Bir şeyler oldu. Ev hapsine alındı. Bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın naraları atıldı. Amerika’ya, Almanya’ya restler çekildi. Meydanlar okundu. Neticede rahip salındı ve gitti.
En son ana muhalefet partisi liderine, şehit cenazesinde saldırıldı. Evi yakın naraları atıldı. Yumruk atıldı. Hepsi biliniyor. Sonuç hepsi salındı gitti. Üstelik yumruk atan, soldan sağa, yukarıdan aşağı suçlu olan, savunulacak zerre kadar bir özelliği olmayan adam için yüzlerce avukat savunmak için başvuru yaptı. Yumruk atan suçlu ile el öpüp sosyal medyada paylaşmalar da cehaletin Everest tepesinin de üzerine çıktığını gösteriyor. Netice de adaletin de, adalet duygusunun da kaybolmaya başladığı ve memlekette adaletin çivisinin çıktığını gösteriyor bu gelişmeler.
Adalet insanın var olma teminatıdır. Herkese aynı olmalıdır. Sembolü terazidir. Tam aynı hizada olan kefeleri vardır. Hiçbir yere ağdırmaz.
Akşam haberlerinde kap kaç, gasp, soygun, kadın cinayetleri, taciz ve tecavüzlere ilişkin haberler her geçen gün artıyor.
Siyasetin adalet sistemi üzerindeki etkileri adeta bağırıyor.
Adalete siyasi erk müdahale ettikçe, siyasi erke yakın karakterler adli kurumlarda üst mevkilere atandıkça, adaleti mumla arar hale gelecek memleket.
Siyasi erkin adli konularda kanaat belirtmesi, ardından adalete saygımız sonsuzdur ifadeleri inandırıcılığını yitirmektedir.