.

Pazar gazetemiz için özel yazılarımdan birini yazmaya hazırlanırken, gözlerim İnternetteki gazetemizin başlığına takıldı;
“Çeyrek altın 415 lira”
.
Birden nefesim tutuldu,
Öksürük tuttu peşinden ciğerimdeki havanın dışarı atmak üzere.
.
“415 mi?” deyivermişim.
.
Düşündüm düğüne giden bir insan çeyrek alsa?
.
Düşünemedim sonra.
.
Asgari ücret 2020 lira.
Beşte biri 400.
Al bakalım sıkıysa bir çeyrek.
Mümkün mü?
Sıkar.
Yani bütçeyi.
.
Yaz geldiğinde günde 3 düğün dolaşanı biliyorum.
Aylık 8 düğün olsa.
Hesap ediyorum…
Edemedim.
Moralim bozuldu.
.
Kuyumcular bu işe derhal çözüm bulmalılar.
Çeyrek yerine takı olarak kullanabileceğimiz 150 lira dolaylarında bir altın çeşidi yaratmaları lazım.
.
Bazıları 50 lira takıp “Allah bir yastıkta kocatsın” diyor ama işin kolay tarafı bu.

Bazıları 4 kişi geliyor düğüne, 2’si davetsiz.
Yiyor, içiyor takıyor bir 100 lük.
.
Dışarıda bir lokantada yese en az 200 kâğıt verecek.
İşin kolay yolu bu;
“Git düğüne ye, iç, eğlen.
Oh ne ala memleket…”
 
***
Yaz geliyor.
Çoğu evde düğün telaşları başlamıştır bile.
Gelinlikler, damatlıklar,
Salon kiralama,
Çeyizler falan, filan.
.
Adetlerimiz gereği her işin düzgün yapılması gerekiyor.
Düğün için alınan elbiselerin,
Ev eşyalarının çoğu kullanılmıyor.
.
Geçen evde konuşuyor komşular;
“Bende hiç kullanılmamış yorgan var…” dedi “Çeyizimden kalma…”
.
Haklı kaloriferli eve gelin gelince yorganı kullanmak için şartlar oluşmamış ki.
.
Hele o banyo liflerinin,
Keselerin,
Sehpa örtülerini,
Çarşafların,
Nevresimlerin haddi hesabı yok.
.
AVM deposu gibi evin içi.
.
Geçenlerde bir şey aramak için çeyizler karıştırıldı, tekrar yerine yerleştirilemedi.
O derece yani.
.
İşin en ilginci şu;
Anneler kullanmadıkları çeyizleri kızlarına veriyor;
“Al bak bu babaannemden kaldı” diyerek.
.
Bunlar birike, birike dağ gibi oluyorlar.
Kullanan da yok.
İşin sonu nereye varacak bilmem.
 
***
İnternette gezinirken bir haber dikkatimi çekti;
Adam arılarına bakmaya giderken üzerine özel dikilmiş elbise giymiş, maske takmış.
Eyvallah.
.
Fakat düşüncesine kurban olduğum adam, eşeğine de aynı elbiseden giydirmiş.
Üstüne üstlük eşeğe de maske takmış.
.
Resme dikkatli bakmazsanız eşeği görünce;
“Marsa gönderilmiş robot zannedersiniz.”
.
Burada adamın eşeğini düşünmesi.
“Helal olsun” demekten başka bir şey denmez.