.
Propolis sözcüğü Yunancadan türemiştir. Pro ve polis sözcüklerinin birleşmesiyle oluşturulmuştur. Yunancada pro "savunma", polis ise "şehir" anlamına gelmektedir. Buradan da şehrin ya da şehre benzer yaşam mekânı olan kovanın savunması gibi bir anlama ulaşmak mümkündür.
Propolisin bilinirliği bal kadar eskidir. Eski Mısırlılar, Persler ve Romalılar tarafından kullanıldığını gösteren arkeolojik kayıtlar bulunmaktadır. Balın bulunduğu hemen her yerde propolisin kullanıldığına dair kanıtlara rastlanmaktadır.
Çatalhöyük’te yapılan kazılarda M.Ö. 7000’li yıllara ait çanak ve çömleklerde balmumu ve propolisin gözenekliliği gidermek için kullanıldığına dair bilgiler bulunmaktadır. Nature Dergisinde yayınlanan makalede, Çatalhöyük’te bulunan 6 bin parça malzemede yaptıkları incelemede, insanların arı ve arı ürünlerinden yararlandığı belirtilmektedir.
Eski Mısırlılar M.Ö. 5500 yıllarında vazo başta olmak üzere değişik süs eşyalarında propolis kullanmışlardır. Mısırlılar, “mumyalama” yapmayı arılardan öğrenmişlerdir. Arıların kovan içinde öldürdükleri, fakat dışarı atamadıkları fare, kelebek, böcek gibi düşmanlarını propolis ile kapladıklarını ve kaplamanın çürümeyi önlediğini fark etmişlerdir. Mısır piramitlerinde bulunan mumyaların tamamında bal mumu ve propolis kullanılmıştır. Mısırlılar propolisin tedavi edici özelliklerinden de yararlanmışlardır.
Yahudiler eski çağlarda propolisi tzori olarak adlandırmışlar ve tedavi amaçlı kullanmışlardır.
İncil’de, içeriğinde propolis bulunan, reçineli bitkilerden yapılan Gilead Balsamının, Sheba Kraliçesi tarafından Kral Süleyman’a verildiği belirtilmektedir. Gilead balsamı Kudüs’te bulunan dünyanın en eski tapınağında tütsü olarak kullanılmıştır.
Hipokrat (M.Ö. 460-377), propolisin deri hastalıkları, ülser ve sindirim sistemi rahatsızlıklarının tedavisinde kullanıldığını belirtmektedir.
Milattan Sonra 50 yıllarında yaşayan Pedanios Dioscorides, başyapıtlarından De Materia Medica'da, propolisin tıbbi kullanım şekillerini, aynı zamanda, bal, balmumu ve çeşitli bal şaraplarının tıbbi etkilerini açıklamıştır. Dioscorides kitabında, propolisi arı tutkalı olarak tanımlamakta, sakız kıvamında olduğunu ve yaşlılarda öksürüğü önlemede, diken batmalarında, deri yüzülmesi ve sıyrıkların iyileştirilmesinde, deri hastalığı olan temrenin (temriye) önlenmesinde çok etkili olduğunu ifade etmektedir. Temrenin tedavisinde propolis günümüzde de en etkili destekleyici ürünlerden biridir.
Ünlü Yunan filozofu Aristo, arıların çalışmasını saydam kovan kullanarak incelemek istemiş, ancak kovanın saydamlığı koyu renkte mumsu maddeler ile kapatılmıştır. Bu koyu renkli maddenin propolis olduğu tahmin edilmektedir.
Milattan Önce 79-23 yıllarında Roma'da büyük bir okul olan "Pliny the Elder" da propolisin ağrı azaltıcı, yara iyileştirici aktiviteleri anlatılmıştır.
Milattan Sonra 1. yüzyılda ünlü bilim insanı Cornelius Celsus, canlılığı teşvik etmek, yaraları iyileştirmek ve apselerin tedavisi için bir ilaç olarak propolis hakkında bilgiler vermiştir.
Arapların propolisi tanıdıklarına dair bilgiler bulunmaktadır. Yazılı kayıtlarında balmumuna benzer maddenin güçlü kokusuyla insanı hapşırttığından bahsedilmektedir.
Farsça el yazmalarında propolisin, egzamalara, kas ağrılarına ve romatizmaya karşı bir ilaç olarak kullanıldığı belirtilmektedir.
Propolis, bilimsel çalışmalarla gelecekte çok daha geniş alanlarda kullanılacaktır. Tarihi buluntular onu gösteriyor.