.
Biz YSK’nın seçimlerin yenilenmesi kararı ile uğraşırken,
İstanbul’u dünyada bir numara yapacağını söyleyen Binali’nin adaylığını bile tartışırken,
Bahçeli’nin kankası gibi davrandığı Apo ile ilgili hoş sözlerine hayret ederken,
HDP’ye küfredenlerin ‘Sayın Apo’ demesiyle 180 derece dönmelerini izlerken,
Ekonomi bakanımız doların yükselişini hiç üzerine almayıp, enflasyonun sebebini ise dış güçlere bağlarken,
60’a tank fabrikası satıp, 110’a cami yapan iktidarı alkışlarken,
.
Elin adamı nelerle uğraşıyor hayret etmemek mümkün değil.
.
İnsanın ruhunu başka birisine aktarılıp, aktarılmayacağı konusunu gündemdeymiş.
.
“Yok artık!” derken küçük dilimizi yutuyorduk.
.
Ancak bir sinema filmine konu olduğunu anlayınca “oh be!” dedik.
.
Böylesi bir durumda Hitler’in tekrar yaşadığını düşünsenize.
.
Belki artı kısımları da var.
Misal;
Atatürk…
Tekrar başka bir bedende dünyaya geldiğini düşünün.
.
İsmet İnönü’nün,
Mesela,
Alpaslan Türkeş’in,
Necmettin Erbakan’ın…
.
Sabahattin Ali’nin, Deniz Gezmiş’lerin.
.
Hz. Ömer’i çok isterdim misal.
Hem de kılıcıyla beraber…
.
Ben şöyle bir düşündüm de,
Bazıları ne düşünür bilemem...
***
İnsan vücudu asırladır bize ilginç gelmiş ve sırlarını çözmek için aklımızın erdiğince araştırma yapmışız.
.
Doğa mucizelerinin en başında gelen vücudumuzdaki organların hepsi bizim için kıymetli olsa da bilim adamları bazılarının olmasına gerek duyulmadan yaşanabileceğini söylüyor.
.
7 adet olarak saptanan bu organlardan bir tanesi Dalakmış meğerse. Sürekli şişerek canımıza okuyan dalak, aslında önemsizmiş. Fakat kendisini kıymetli hissettirmek için varlığını korumak amaçlı şişinip duruyor sanırım.
.
Diğeri ise bize sürekli kapris yapan, hayatımızı zorlaştıran mideymiş.
Elbette olmaması ile yenilecek birçok lezzetten mahrum kalabiliriz ancak, yemek borusunun direkt olarak ince bağırsağa bağlanması ile özel sıvı gıdalarla işi götürebilirmişiz.
.
Üreme organları bizim için her ne kadar hayati önem taşısa da vücut için “Çok ta ‘tın’ mış” meğer. Hem kadınlarda, hem erkelerde alınması ile yaşam değişmiyormuş.
Hatta erkelerde yaşamın süresi bile uzuyormuş.
Düşünsenize, hayatta önem verdiğiniz organ yaşamınızdan bir parça çalabiliyor.
Buna “Sevginin fedakarlığı” diyebiliriz.
.
Kalın Bağırsak, bağırmasak ta işe yaramıyormuş.
Şaka tabi.
Her organın bir işlevi muhakkak var.
Yaşamımıza kolaylıklar sağlıyor.
Ne zamana kadar?
Onlara iyi davrandığımız sürece.
Kalın bağırsak yani kolon dediğimiz organ bir takım hastalıklar sebebi ile alınıyor zaten. Belki tuvalet alışkanlıklarımız değişebilirmiş ama hayatımız onsuz asla değilmiş.
.
Safra kesesini bilmeyen yoktur.
Bazı vücutlarda sürekli arıza çıkaran bu organı olmayan bir dolu insan var dünyada.
İşi gücü taş yapmak olan bu organ için rekor Hindistan’da yaşayan bir kadındaymış.
Zira safra kesesinden tam 12.000 taş çıkarılmış.
.
Apandis ise klasik alınanlardan.
Aldırmayan yok neredeyse.
Genelde patlamasıyla ünlü bu organın vücutta olmaması bir şey fark ettirmiyormuş.
.
Böbrekler günümüzde diyaliz olgusuyla sürekli gündeme gelen bir organ.
Böbrek mafyasının bile dünyamıza girdiği yaşamımızda, nakli ile ilgili bir haber duymadan geçemeyiz.
Aslında vücutta olmasa bile diyalizlerle yaşamın devam edeceği biliniyor.
.
Belki evrim sonucu bu organlar zaman zaman vücudumuzdan yok olacaklar.
Uzay yaşamına geçildiğinde kullanılacak kapsül gıdalar neticesinde birçok organımıza veda etmek zorunda bile kalacağız.
Bunu zaman gösterecek.
.
Gündelik yaşamımızda dünyamızı da bir vücuda benzetirsek,
İnsanları da bir organa benzetirsek;
Dünyada gereksiz ne kadar insan olduğunu fark ederiz...
Onlarsız yaşamın hiç değişmeyeceğini varsayıp, ileride toplumun geçireceği evrim ile kaybolacaklarını düşündükçe içim açılıyor zaten.
.
Tek isteğim evrimin erken olması…