Tarihler 1818 yılını gösterdiğinde Paris’de insanların ilk defa gördükleri iki tekerlekli bir aracı yollarda gördüklerinde çok şaşırmışlardı.
Tarihler 1818 yılını gösterdiğinde Paris’de insanların ilk defa gördükleri iki tekerlekli bir aracı yollarda gördüklerinde çok şaşırmışlardı. İnsanlar bu garip aracın üzerine binip ayaklarıyla iterek ilerlediklerini gördüklerinde binek hayvanlarından başka bir nesnenin üzerine binilerek de gidilebileceğini gördüler.
Bu garip araca Fransızlar velespit dediler. Velespit öyle bir yaygınlaştı ki kısa sürede değişik birçok modeli üretildi. Biryandan da teknolojik olarak gelişen velespit önce pedallı bir mekanizma ilave ile daha kullanışlı hale geldi. Yeni yeni modeller geliştirilirken çok garip velespitler ortaya çıktı. Ön tekeri büyük arka tekeri küçük garip modellerden başka iki üç kişilik modeller arka arkaya ortaya çıktı.
İnsanoğlu doğası gereği hiçbir şeyle yetinmediği için velespit yani bisikletlerin mevcut haliyle yetinmeyip motorlu hale getirmeye çalıştı. Bu konudaki ilk deneme 1869 yılında Roper isimli bir mucit buharlı bir motoru bisiklet ön tekeri üzerine yerleştirdi. Ama çok kullanışlı olmayan bu araç çok rağbet görmedi.
Başka bir modeli ise Felix Millet isimli bir mucit akar yakıtlı motoru1893 de yine ön tekerlek üzerine yerleştirerek ilk motosiklet denemelerine ışık yaktılar. Daha sonra yine Fransız iki mucit bugünkü motosikletlerin atası olan motosiklet modelinde; motoru bisikletin ortasına koyarak insanlığın hizmetine sundular.
Yaşanılan iki büyük dünya savaşında da belki de en çok kullanılan motorlu araçların başında gelen. Günümüzün trafik sorunu yaşanan büyük kentlerinde olduğu gibi kırsalda da en çok kullanılan belki de en pratik motorlu araç motosiklettir.
Gelişen teknoloji ile görünümleri tarzları değişmekle beraber genel yapısını muhafaza eden motosikletler bazen arabaları aratmayan lükse kavuşmuşlardır. İki ve dört zamanlı motorları ile bazen akıl almaz güç ve hıza kavuştular. Hatta son zamanlarda daha çok scoter tiplerinde elektrikli motosikletler şehir içi kullanımına sunuldu.
Çanakkale’miz de de gerek akaryakıt fiyatlarının her an zam görmesi nedeniyle, gerekse otomobillerin pahalı oluşu gerekse çözülmeyen trafik ve otopark sorunu nedeniyle motosikletlerin çok kullanıldığı bir şehir.
Her an yanınızdan vız diye geçiveren bazen de homurtusuyla biranda gürültüsüyle aklımızı başımızdan alan çocukları korkutan büyük motosikletlerle karşılaşmanız mümkün. Hatta kendilerini trafiğin asli unsuru olan motosikletçilerin trafik içerisinde zikzaklar çizdiğini. Ya da siz kırmızı ışıkta sıranızı beklerken araçlarınıza sürte sürte öne geçmeye çalışan bazen arabanızı çizen motosikletçilerle sık sık tartışırsınız.
Bazen de gecenin bir saatinde yaptığı hız ve gürültüsüyle uyandırıldığınız ya da çocuğunuzun bu gürültüden ağlayarak uyandığında arkasından saydırdığınız kural tanımaz motosikletçiler.
Son zamanlarda üzülerek görüyor ya da haberlerden duyduğumuz motosiklet kazalarını öğreniyoruz. Üzülüyoruz. Bazen hafif bazen ağır yaralanmalı bazen de hiç arzu etmesek de ölümlü motosiklet kazalarını duyuyoruz. İnşallah motosiklet kazaları da dahil hiçbir kazayla karşılaşmayız.
Ama şapkamızı önümüze koyalım, eğri oturup doğru konuşalım. Bu istenilmeyen kazalarda motosikletçilere sorsanız hep suçlu araçlardır. Peki ya gerçek hep böyle midir?
Dikkatsiz araç sürücüleri maalesef var. Ancak nasıl trafikte sürekli zikzak çizen bir araç kusurlu diyorsak; trafik de de zikzak çizen hem de bu zikzakları hızlı şekilde yapan motosikletler. Birçok kuralı görmezden gelip araçların arasından hızla gelip geçiyorlarsa ya da ben aralardan geçerim kameralar nasıl olsa plakamı okuyamaz deyip hızla kavşaklara dalıyorsa. Sağa yanaşmaya çalışan aracın bile sağından hızla geçmeye çalışıyorsa. Ya da şehirlerarası yolda araçlara hızla sağından solunda teğet geçerken hız rekorları kırıyorsa en sağdan en sola en soldan en sağa kaskını takmamış ya da taktığı kaskın kayışını bağlamayı kendine zul gören motosikletçiler mi kusurlu yoksa araç sahiplerimi?
Lütfen siz motosikletçiler tüm trafik unsurları gibi zikzaklar çizmek yerine sıranıza razı olunuz, kurallara uyunuz bizler nasıl emniyet kemeri takıyorsan sizde kaskını takıp kaskınızın kayışını bağlayınız kurallara ve çevreyi (gürültü yapmadan ) rahatsız etmeden motosikletlerinize bininiz. Trafik sorumlularına da çağrımdır Sadece biz araba sahiplerini değil Lütfen trafiğe çıkan tüm unsurları istisnasız kontrol ediniz.
Sözümüz sadece motosikletlere değil kuralları hiçe sayan herkese. Ne üzüntülü kaza haberleri duyalım ne üzülelim nede kural tanımayanlara sinirlenelim. Hepimiz hayırlı yolculuklar.