.
Malum yaz geldi. Bayanların bikini giyebilmeleri için kilo vermeleri gerekiyor. Mayo ile de denize giriliyor ama nedense hep deniz ve zayıflama kurgusu yapılan tv programlarında bikini giymek zorundalar gibi bir intiba yaratılıyor. Bütün kurgular da sağlıklı kilo verme üzerine odaklanmış durumda. Haber kanallarına bile prime time dedikleri saatlerde memleketin siyaseti evlere şenlik iken konu olabilen bu zayıflama ve sağlık konularında birbirinden kuvvetli uzmanları izlerken insanlar şaşırıp kalıyor. Bilişim dünyası sonuçta, ağızdan çıkan her kelime iki dakika sonra tüm dünya tarafından algılanabiliyor.
Sabah saatlerinde henüz bayan programları başlamadan Amerika’daki ünlü doktorumuzun uzun uzun tariflerini ve ürün tanıtımlarını izliyorduk. İlgi çekmiş olmalı ki mevsimlik de olsa ticaret dünyası konuları irdeleme ve ürünleri akla getirme çalışmalarını layıkıyla gerçekleştiriyor. Hemen her gün bir kanalda bir uzman zayıflama ve bitkilerle tedavi hakkında geniş izahatlarda bulunuyor. Her biri Lokman Hekim maşallah. Mutlaka bilgi ve deneyime dayalı olarak söylenen tariflerin kıymeti vardır. Sağlığa zararlı olanlar da yararlı olanlar da vardır. Bazen azı zarar olduğu gibi, çoğu zaman da fazlası mutlaka zararlıdır gıdaların.
Aslında en basit zayıflama formülü ölmeyecek kadar aç durmaktır. Bunu kimse başaramayacağına göre, kimisi çok yedirip kilo verdirecek önerilerde bulunuyor kimisi de az yedirerek zayıflatacak önerilerde bulunuyor. Hiç kimse nefsin yasakların üstüne üstüne gitmeye çalışmasına bir kolaylık çıkarmaya çalışmıyor.
Dereotu, maydanoz, kirazın sapı, brokolinin çiçeği, kırmızıturpun kabuğu, üzümün çekirdeği derken, insan şaşırmadan edemiyor.
Kahvaltıda tereyağı, bal, zeytin, reçel, bir bütün ekmek yerine tarhana çorbası ekmeksiz, öğle yemeğinde duble adana kebap veya Tekirdağ köfte, üzerine peynir helvası yarım kilo yerine susam yağlı domates salatası, akşam yemeğinde kuru fasulye, üzümlü pilav, hoşaf ve Kemalpaşa yerine hafif bir şeyler önerilse elle tutulur zayıflama reçetesi olur. Oysa tarhana çorbasını artık yiyen yok nerdeyse. Ama tarhana çorbası kıymete biner. Aranan ürün haline gelir. Hâlihazırda yetiştiriciliği yapılan bütün ürünler insanın sağlığına zarar verdiği için kültüre alınmamıştır. Oysa üç beyazlar, on beyaza kadar çıkmıştır. Un, şeker, yağ derken yeni renkler de eklenmiştir zararlı maddeler sınıfına. Bu kadar çok program yapılması insanımızın sağlığına verilen önemden ileri gelmektedir mutlaka. Ancak bütün bu emekler bilgi kirliliğinden öteye gitmemektedir. Temel unsur insan iradesi ise, zayıflamada, sigarayı bırakmada, tığ gibi olmada verilen tariflerin çoğunluğu boşa gitmektedir.
Türkiye’de obez oranı her geçen gün artmaktadır. Bunun için ciddi eğitim çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Denize girmese de olur insan. Bikini giymese de elbette. Obezlik artık tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık olarak görülüyor.