.

 
Sağlıkta Okur Yazarlığın Arttırılması projesi çerçevesinde, Üniversitemiz Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Çelik ile birlikte, İspanya’nın Endülüs eyaletinin başkenti Granada’ya geldik. Özellikle beslenmeye bağlı sağlık sorunlarının neden ve sonuçlarının ele alındığı bu bilimsel toplantıda, e-okul programlarıyla aileler ve yetişkinler eğitilmekte, bilimsel yaklaşımlar, deneyimler, edinimler ve güvenilir bilgi kaynaklarının yaygınlaştırılması konuları yoğun olarak TR öncülüğünde tartışıldı. Bilgi kirliliğin önüne geçilmesini amaçlayan bu ÇOMU projesinde (Healthy) yoğun etkinliklerle yeni bilgi sahibi olurken diğer taraftan da İspanya’da yaklaşık 781 yıl süren İslam egemenliği hakkında da bilgi sahibi olduk.
Endülüs, İber Yarımadasında 711-1492 yılları arasında Arapların İdaresi altında bulunan bölgenin Arapça ismidir. Endülüs isminin Vandallardan geldiğini öne süre teoriler bulunmaktadır. Ancak bu teorinin tarihî dayanağı bulunmamaktadır.
Başkenti Şam’da bulunan Emevi Devleti, daha İslamiyet’in birinci yüzyılında Kuzey Afrika’nın tamamını ele geçirmiştir.
Hemen bütün tarih kitaplarında belirtildiği gibi sekizinci yüzyılın başında Emevilerin desteğiyle Berberi Komutan Tarık Bin Ziyad, Cebelitarık Boğazını geçerek İber Yarımadasına çıkmıştır.
Berberi Komutan Tarık Bin Ziyad, askerin geri dönme umutlarını yıkmak için, boğazı geçtikten sonra bütün gemileri yakmıştır. Gemileri yakmak deyiminin kaynağını da bu tarihi olay oluşturmaktadır.
Tarık Bin Ziyad komutasındaki Emevi askerleri İber yarımadasına çıktıklarında, İspanya’nın tamamı Vizigotların elindeydi ve başkentleri Toledo idi.
Tarık Bin Ziyad, Vizigotları ağır bir yenilgiye uğrattıktan sonra, Vizigotlar parçalanmış, dağılmış ve İber Yarımadasının tamamı Müslümanların eline geçmiştir.
Endülüs Emevi Devleti 750 yılına kadar Şam’dan gönderilen valiler tarafından yönetilmiştir. Ancak 750 yılında Abbasiler Bağdat’ta halifelik ilan ettikten sonra, Emevi hanedanından onuncu halife Abrurrahman Bin Muaviye, Endülüs’e kaçmış ve Endülüs Emevi devleti, Emevilerden ayrılmıştır.
İlk yıllarda Kurtuba, başkent yapılmış, ve Müslümanlar 781 yıl boyunca, İber Yarımadasında oldukça ileri İslam Medeniyeti kurmuşlardır.
Endülüs medeniyeti, birçok açıdan çağını ve sonrasını etkilemiştir. Endülüs Emevileri dönemi aynı zamanda İspanya’da Yahudi Kültürünün de altın çağını yaşamasını sağlamıştır. 
Döneminde Dünya'nın en önemli kütüphanelerinden biri hâline gelen Granada'daki bir kopyası olmayan el yazması kitaplar, Emevi döneminin sona ermesiyle, Babü’r-Remle Meydanında yakılmıştır.
Avrupa’da radyolojinin kurucusu olan Madam Curie, “Müslüman Endülüs’ten bize 30 kitap kaldı, atomu parçalayabildik. Şayet yakılan bir milyon kitabın yarısı kalsaydı çoktan uzayda galaksiler arasında geziyor olacaktık. Orada bilim sıfırlanınca, biz yeniden sıfırdan onların yüzyıllar önce keşfettiği şeyleri bulmaya çalıştık ve yüzyıllar kaybettik.” ifadelerini kullanarak, Endülüs’te bilimin ve kültürün ne denli ileri gittiğine vurgu yapmıştır.
Nereden nereye? Günümüz Endülüs’ünde, dağ taş her yer zeytinle kaplı. İnsanlar mutlu ve huzur içinde yaşıyor. Endülüs medeniyetini ortaya çıkaran topraklarda ise kan akıyor. İnsanlar terk etmenin yollarını arıyor. Eskiden de zaman zaman öyleydi. Bir yerde yanlışlık var değil mi? Bütün dünyanın övgüyle bahsettiği bir İslam Medeniyeti oluşturabilen Müslümanlar, dünyanın gözü önünde birbirini yok ediyor.