Sağlıkta Okur Yazarlığın Arttırılması projesi çerçevesinde bulunduğumuz İspanya’da, elbette tarımsal yapının gelişimi de merak konusuydu.
Sağlıkta Okur Yazarlığın Arttırılması projesi çerçevesinde bulunduğumuz İspanya’da, elbette tarımsal yapının gelişimi de merak konusuydu. Tarımsal değişim süreci itibariyle Türkiye’ye benzerlikler gösteriyor. Bilim ve bilginin ağırlığı biraz daha öne çıkıyor.
Arazi varlığı itibariyle Güney Avrupa’nın en büyük ülkesi olan İspanya’da kurak ve yarık kurak bir iklim hüküm sürmekte, tarımsal üretim de buna göre şekillenmektedir. Doğayı zorlayacak uygulamalardan uzak durmaktadırlar.
Kışın aşırı soğuktan yazın yanmaya kadar değişen sıcaklıklara sahip olan ülkede, yağış yetersizliğine göre tarımsal yapı ortaya çıkmaktadır. Yaz kuraklıkları sık görülmektedir.
İspanya'nın 50,6 milyon hektarlık arazi varlığının 20,6 milyon hektarı, diğer bir deyişle toplam arazinin % 40’ı tarımsal üretimde kullanılmaktadır.
Toprak genellikle kireçli, düşük kalitededir ve tarım arazilerinin sadece % 10'u mükemmel olarak kabul edilebilir. Arazinin engebeli oluşu, tarımsal mekanizasyona ve diğer teknolojik gelişmelere engel teşkil etmektedir. Yağışların ağırlıklı olarak kışın düşmesi de, Türkiye’de olduğu gibi ciddi erozyon sorunu oluşturmaktadır.
Avrupa Birliği ülkeleri arasında İspanya, tarımsal üretim değeri açısından Fransa’nın arkasından ikinci sırada yer almaktadır. 1980'lerde, yaklaşık 5 milyon hektarlık arazi zeytin, bağ ve meyveliklere tahsis edilmiştir. Ülkede çayır ve mera varlığı 14 milyon hektar civarındadır ve verimleri düşüktür. Orman varlığı ise ağırlıklı olarak makilik arazilerden oluşmakta, yaklaşık 12 milyon hektar alan kaplamaktadır.
1980’li yıllarda yapılan tarım sayımında tarım arazilerinin % 62’sinin 50 dekar ve altında arazi sahibi olan çiftliklerden oluştuğu tespit edilmiştir. Sanayi ülkelerine genç nüfusun göçmesiyle küçük aile işletmelerinin sayısı önemli derecede azalmıştır.
İspanya'nın ekili alanlarının yalnızca % 17'si sulanmasına rağmen, tarımsal ürün üretiminin brüt değerinin yüzde 40 ila 45'inin ve tarımsal ihracatın yüzde 50'sinin bu alanlardan sağlandığı tahmin edilmektedir. Sulanan alanların yarısından fazlasında mısır, değişik sebze türleri ve meyve yetiştirilmektedir. Sulanan alanlarda pamuk, şeker pancarı ve yonca yetiştiriciliği de dikkati çekmektedir.
Turunçgiller, sebze türleri, hububat üretimi, zeytinyağı ve şarap üretimi İspanya’nın geleneksel üretim sistemleri olarak kabul edilmektedir.
Artan refah düzeyine bağlı olarak et üretiminde ciddi artışlar meydana gelmiştir. Domuz eti üretimi 2 milyon tona ulaşmaktadır. Sığır ve koyun eti üretimi ise düşük düzeylerdedir. Hayvancılığa artan ilgi, İspanya'yı net tahıl ithalatçısı ülke haline getirmiştir.
Kuzey Avrupa pazarına yakın oluşu, İspanya’yı narenciye ihracatında dünya lideri yapmıştır. Zeytin ve zeytinyağı üretiminde de önemli bir yere sahiptir. Şarap üretiminde dünya üçüncüsüdür.
Birçok tarım ürününü nüfusun talebi doğrultusunda üretebilmektedir. Gıda güvenliği yüksek olan ülkelerden biridir.
Çeşit geliştirme konusunda ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Türkiye’de yetiştiriciliği yapılan, İspanya orijinli çok sayıda buğday, mısır, nohut, şeftali, badem ve zeytin çeşitleri bulunmaktadır. Gen kaynakları ihracatından önemli gelirler elde etmektedir.