.
Gerek nüfus artışı gerekse köyden kente göç, Türkiye’de konuta olan ihtiyacı her geçen gün artırıyor. Ancak alım gücü ise sürekli düşüyor. Diğer yandan, depreme dayanıksız konutların yeniden inşası da devam ediyor.
Konut müşterilerinin çoğunluğunun öteden beri yatırımcılar olduğu da biliniyor. Yatırım araçları içinde en çok kazandıran alanlardan birinin emlak olması da dikkat çekiyor. Bu denklemleri bir araya getiremeyen idareciler, konut üretim projeleri yapıyor.
Tüketicinin düşen alım gücü ve yatırımcının geleceğe yönelik endişeleri neticesinde gerileyen konut fiyatları ve faiz oranlarında yaşanan artışlar, konutu yatırım önceliklerinden çıkarmaya devam ediyor. En fazla istihdam yaratan inşaat sektöründeki gerileme işsizliği de körüklüyor.
2018 yılında inşaat sektöründeki tek olumlu gelişme yabancılara konut satışlarında görülüyor. Türk lirasının değer kaybetmesi, dövizin önlenemeyen yükselişi yabancıların konut alımını destekliyor.
2018 yılında yabancılara satılan konut sayısı yıllık bazda % 78,4 gibi yüksek oranlara çıkarken, bir yılda satılan konut sayısı 40 bine yaklaşmıştır. Geçmişte konut alımı için tatil bölgelerini tercih eden yabancıların, özellikle Arapların İstanbul’a yöneldikleri de dikkati çekiyor.
Türk vatandaşlığı hakkı elde etmede, gayrimenkul alımındaki sınırın 1 milyon ABD dolarından 250 bin ABD dolarına indirilmesinin etkisiyle yabancıların konut alımı daha cazip hale gelmiştir.
İnşaat sektörü 2018 yılının ilk çeyreğinde % 8, ikinci çeyrekte % 1,5 büyürken, döviz krizi ve faizlerin artışıyla birlikte büyüme tersine dönmüş, yıllık bazda inşaat sektöründe % 2 civarında bir daralma meydana gelmiştir.
TÜİK tarafından açıklanan Yapı İzinleri 2018 yılı sonuçlarına göre, bir önceki yıla göre belediyeler tarafından Yapı Ruhsatı verilen yapıların bina sayısında % 36,7, alan itibariyle % 48,9, mali değer alanında ise % 35,8 ve daire sayısında ise % 53 azalış meydana gelmiştir. Bunun dışında 2018 yılında geçmişten gelen inşaatların tamamlanması da azalma göstermiş, yapı kullanım izinleri sayısında da önemli azalışlar meydana gelmiştir.
Hal böyle iken, inşaat sektörü krize girerken TOKİ, 250 bin konut yapacağını ilan etmiştir. Bir yandan da, belediyeler geri dönüşüm için projeler üretmeye çalışmaktadır.
Yap-sat şeklinde üretilen konut sayısı, diğer şekillerden oldukça yüksek düzeylerdedir. Bu alanda müteahhitlik hizmetleri veren sektörün esas aktörleri, konut satamamaları nedeniyle işlerini yavaşlatmış veya tasfiye yoluna gitmiştir. Üretim sektörleri içinde konkordato ilan eden inşaat şirketi sayısı az değildir. Çoğunluğu ellerindeki daireleri satamadıkları için borçlarını ödemede güçlük çekmektedirler.
Hâlihazırda inşaat sektörünün elinde, TOKİ’nin ve belediyelerin üretmeyi planladıkları daire sayısından çok daha fazla daire bulunmaktadır. Hem de her il, ilçe ve beldede olduğu gibi her keseye uygun olanı da bulunmaktadır.
Peki, bu daireleri TOKİ ve belediyeler alıp ihtiyaç sahiplerine verse, inşaat sektörü tekrar canlanmaz mı?