.


Başkan demişti;
“Festivali ekonomik sebeplerden dolayı yapamıyoruz.”
.
“İmar gelirlerimiz azaldı,
Vatandaş vergi yatıramıyor,
İller Bankası payları gelmiyor ve
Vergi gelirlerimiz ödenemiyor.”
.
Böylece belediye gelirleri oldukça düştüğünden bizim festival “Güme” gitti.
.
Daha önce de;
“Belediyenin sigortaları, fazla mesaileri ödeyemediğini” söylemişti.
Atta bazı kaynaklarımız “İşçilerin ikramiyelerinin ödenemediğini” söylemişlerdi.
.
Geçtiğimiz çarşamba günü STK temsilcileri ile bir araya gelen Başkan, daha sonra biz basın mensuplarına bir açıklama yaptı.
.
Haberlerini okuduğunuz üzere ana başlıkları şöyleydi;
.
Festivalin yapılıp yapılmayacağı hala belli değil.
.
Yapılırsa bile zaman darlığından ağustos ayında değil, eylül ayında belirlenen bir tarihte yapılacak.
.
Festival için bir komite belirlenecek ve bu komite çalışmasına ve raporuna göre karar verilecek.
.
Sadece bu yıl için değil, gelecek yıllar için de festival kararı verilecek.
.
Başkan;
“Festival Programını sadece belediye kültür birimi değil, herkesin katılım sağlayacağı komite yapsın” dedi.
.
Bence haklıydı.
Değişik fikirler,
Beyin fırtınaları festivali daha cazip hale getirebilir.
.
Güçlü sponsorların desteği ile yapılacak festival, Çanakkale’mizi en iyi şekilde temsil edecektir.
.
Öyleyse beklenen şey şu;
Güçlü sponsorlar bulmak.
Küresel,
Ulusal ve
Yöresel sponsorlarla bu iş çözüme kavuşturulacak.
.
Özel İdare, GESTAŞ, Vakıf gibi kurumlar destek verebilecekler.
.
Zaten Başkan Ankara’ya gittiğinde, AK Parti Grup Başkan Vekili Bülent Turan “Festivalin yapılmasını” istemişti.
.
Halk da bu işin olmasını istediğinden Festival neden olmasın?
.
Bence bal gibi de olur.
 
***
Temcit pilavını bilirsiniz.
.
Özelliği ise;
“İftardan kalan pilavın sahurda tekrar ısıtılarak sofraya gelmesi.”
.
“Sürekli aynı şeylerin yapılması, tekrarlanması” anlamında kullanılan deyim.
.
Şu Atikhisar mevzuu da aynı temcit pilavı gibi;
“ÇED raporu verildi, verilmedi,”
“195 bin ağaç kesildi, kesilmedi,”
“Siyanür suya karıştı, karışmadı,”
“Çıkarılan altından Türkiye’nin payına yüzde 1 düştü, düşmedi,”
“Kazdağları talan edildi, edilmedi…”
.
Halk ile işletmecileri karşı karşıya getiren bunca soru ortada dururken,
Açıklamalar peşpeşe gelirken,
Ruhsatı veren iktidardan bir Allah’ın kulu çıkıp;
“Durum şöyle değil, böyle… Yanlış bilinen noktalar şunlardır” demiyor.
.
Çanakkale milletvekili olmayan biri(!) mecliste “Araştırma önergesi” veriyor.
“Hah” diyorum, “en azından araştırılır, gerçekler su yüzüne çıkar ve bu kavga biter” diye düşünüyorum,
Önerge “İktidar ve MHP” oyları ile “Şakkadanak” reddediliyor.
.
Bu sefer aklıma bin türlü soru geliyor.
“Nedir bu telaş, bu korku?”
.
Bugün çevreciler meydanlarda toplanıp bir dolu slogan atacaklar.
Ortalık ayağa kalkacak.
Hâlbuki ne gerek vardı, bu işi mecliste çözmek varken?
Sen mecliste çözmezsen,
İnanların en doğal hakkı olan gelecek ile olan kaygılarını kapsayan sorularını cevaplamazsan,
Onlar da meydanlarda çözmeye kalkar.
Durum bu.
Öyleyse;
Hiç müdahale etmeye, insanları baskı altına almaya kalkmayacaksın.
.
Not: Çevrecilerin iddialarının hepsini hedef haline gelen şirketlere sormak istiyorum. Sorularınızı bana ulaştırın…