S-400 ve F-35 isimlerini ezberledik artık. Günlerdir süren tartışma programları, Trump’ın seçime giderken eski yönetimi eleştiren konuşmaları, gündemden düşürmeyen gelişmeler, gitti gidiyor.
Dünyadaki en iyi hava savunma sistemlerinden biri olarak nitelendirilen S-400, savaş uçakları, radar tespit ve kontrol uçakları, keşif uçakları, stratejik ve taktik uçaklar, taktik, operasyonel-taktik balistik füzeler, orta menzilli balistik füzeler, hipersonik hedefler ve diğer gelişmiş hava saldırısı araçlarını imha etmek üzere tasarlanmıştır.
S-400 füzeler adı üzerinde 400 kilometre menzile sahiptir. Farklı modelleri farklı mesafelerdeki hedefleri vurabilmektedir.
Bu sistemler, 600 kilometre uzaklıktaki hedefi algılayabilmekte ve saniyede 4.8 kilometre hızla füze gönderebilmektedir.
Türkiye, günümüzde en önemli askeri teknolojilerin başında gelen S-400 sistemlerini satın alarak, hava sahasını muhtemel tehditlerden korumayı ve modern savunma sistemlerini güçlendirerek güvenliğini sağlamayı hedeflemektedir. Peki, müttefiki ABD’den Patriot alması gerekmez miydi? Zaten öyle olmuştu. Ama müttefiki vermemişti. Neden vermediği de ortaya çıktı zaten. Güney sınırımızda bir terörist örgüte neredeyse orduya yetecek silah verdi.
Aslında bu süreç Türkiye lehine gelişti. Çünkü S 400 savunma sistemleri Patriotlardan çok daha yetenekli.
ABD, S 400 alımı gerçekleştikten sonra, ilk eylem olarak F 35 eğitiminde bulunan Hava Kuvvetlerinin pilotlarına eğitim vermeyi durdurmuştur. Sonraki gelişmeler aldı başını gitti.
F-35 müşterek saldırı uçağıdır. Savaşlarda her amaç için farklı uçak geliştirmenin masraflı olmasından dolayı tek bir uçağın tüm görevleri yerine getirmesi amacıyla tasarlanmıştır.
ABD, F 16, A-10 gibi uçakları, İngiltere ise Harrier'ları bu uçak ile değiştirmeyi hedeflemiştir. Uçağın geliştirme projesinde 9 ülke yer almıştır ve bu ülkeler içinde Türkiye de bulunmaktadır. Türkiye elindeki F-16'ları bu uçak ile takviye etmeyi planlamıştır. Uçak F-22’de kullanılan teknolojilerden faydalanılarak üretilmiştir. Radardaki izi F-22 kadar küçük olamasa bile günümüz uçaklarından düşüktür. Bunu sağlamak için silah istasyonları gövdenin içine saklanmıştır. Dikine inip kalkabilmesi için bir modeli de vardır.
Dikine inip kalkabilme özelliği önemlidir. Savaş gemilerine inip kalkabilme özelliği önem taşımaktadır.
Aslında bu uçak 1960’larda Ruslar tarafından tasarlanmış, geliştirilmiş ve verimli olmadığı için üretiminden vazgeçilmiştir. Yeni versiyonu bilişim teknolojileriyle donatılmıştır.
Türkiye’ye bu uçakları ABD’nin satmama ihtimali neredeyse bulunmamaktadır. Yaptırımda bulunma ihtimali çok tartışılmaktadır.
ABD sanayisinin % 70’i silah sanayidir. Bir yerde geçimlerini silah satışından sağlamaktadırlar. Dünyanın değişik yerlerinde savaş çıkarıp, silah satmak adeta geleceklerini oluşturmaktadır. Türkiye’nin 25 milyar dolarlık F-35 alım talebi yabana atılacak cinsten değildir.
Türkiye’nin S 400 sistemlerinden tedarik etmesi, ABD’nin planlarını az da olsa bozmuştur. Yaptırım için ellerinde çok fazla koz bulunmamaktadır. Tersine Türkiye’nin üsleri kapatma gibi çok daha güçlü kozları bulunmaktadır.