.
Ah bu Kazdağları.
“Neler oldu neler?”
Hepsi senin yüzünden.
.
Allah özene, bezene yaratmış.
Milyonlarca senede meydana gelmiş.
Endemik bitkileri,
Kendine has hayvanları ile meşhur.
.
Yedi düveli besleyen su kaynakları,
Ormanları,
Oksijeni ile hayat veren:
Kazdağları.
.
Bahse konu olan ağaç kesilecek olan yerin büyüklüğü,
ÇED raporuna göre tam tamına;
220,6 hektarlık orman alanı.
(Yaklaşık 300 futbol sahası.)
.
“Kazdağları talan ediliyor” diyor biri,
Cevap milletin vekilinden geliyor;
“Orası Kazdağları değil…”
.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılan resmi açıklama da zaten şu şekilde;
“Maden bölgesi Kaz Dağlarında değil, Kaz Dağları'na yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Kirazlı Balaban Tepesi’ndedir. Orman izin sınırları dışında herhangi bir faaliyet söz konusu değildir.”
.
“195 bin ağaç kesildi”
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, “Bölgede kesilen ağaç sayısı 195 bin değil 13 bindir. 2 yıldır ağaçlar kesilirken eylem yapılmadı, kesim bitince tepki verdiler” dedi.
.
“26 bin ton siyanür ne olacak?” sorulan bir soruya şirket yetkilisi şöyle cevapladı:
“Çevreye bulaşmayacak, zararsız o… Çift katmanlı olacak, birisi yırtıldı mı erken uyarı sistemi ile çevreye bulaşmadan halledeceğiz…”
“İyi ama Romanya’da öyle olmamış. 2000’de (bir patlama sonucu) meydana gelen ve ‘Avrupa'nın Çernobil’den sonra yaşadığı en büyük çevre felaketi’ olarak adlandırılan siyanür sızıntısı bölgede binlerce canlının yok olmasına sebep olmuştu…”
.
Profesör açıklıyor;
“1 metreküp organik toprağın fiyatı 10 bin dolar.”
Bizim maden sahasından 27 milyon metreküp toprak uçurulacak.
Ben hesap bilmem, siz hesaplayıverin.
27 milyon çarpı, 10 bin dolar.
Sonra bir 30 milyon metreküp daha,
Gerisini siz düşünün…
.
Milletin vekili elinde mikrofon yapılacakları savunuyor;
“Siz tahta masalara otururken iyiydi, kâğıt kullanırken sesiniz çıkmıyor…”
Yani “Ormanları kesersek bir şey olmaz” demeye getiriyor.
(Alman ormancılık uzmanı Peter Wohlleben: “Bir ormanın yeniden oluşumu en az 500 yıl sürer, ki başarı garantisi yok. Almanya'da ağaçlandırma çalışmalarının üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen doğru düzgün bir orman oluşmadı.” Diyor)
.
“Teyit.org” sitesi var.
Sosyal medyada çıkan haberlerin “Doğru olup olmadığına oradan bakıyorsun.”
Adamların işi bu.
Araştırmak, doğruyu bulmak.
(Adrese girip bakın. Çok uzun bir yazı var)
.
Onların sonucuna göre kesilen fidan sayısı:
En az 69 bin 595 adet,
En fazla 115 bin 992 adet fidan kesilmiş.
.
İstanbul Cerrahpaşa Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Twitter üzerinden yaptığı bir açıklamada kendisinin hesaplamaları sonucunda bölgede 198 bin ağacın kesildiği bilgisini paylaştı.
.
Tüm bu hesap yöntemlerinin farklı çıkmasının sebebi ise şu;
“ÇED raporunda bölgedeki ağaç türlerine göre ekilebilecek fidan sayısının hesaplama yönteminin net bir şekilde anlatılmamış olması.
Ayrıca belirsizliğin başka bir nedeni de bölgede proje çalışmalarından önce hâlihazırda olan ağaçların net bir sayısını veren 2007 orman envanterinin kamuya açıklanmaması.”
.
Tolunay, sayılardaki farklılığın nedenini “bazı küçük ağaçların ağaçtan sayılmaması” olarak açıklıyor ve “Yerden 1,3 metrelik yüksekliğe tekabül eden ‘göğüs yüksekliklerindeki’ çap ölçümü 8 santimetreden küçük olan ağaçlar ‘kesilirken ağaç yerine konulmuyor…” diyor ve ekliyor;
“Bu ağaçlar dikilirken sayılmakta ancak kesilirken nedense görmezden gelinmektedir…”
.
Şimdi gelelim işin püf noktasına.
Maden şirketi olan Kanadalı Alamos ve ortağı Doğu Biga Maden şirketi Türkiye Cumhuriyeti’nde kanunsuz bir iş yapmıyor.
Nihayetinde devlete müracaat ederek bu bölgedeki Altını çıkarmak istemiş.
(Aktivistlerin ‘Alamos Defol’ sloganları bir işe yaramıyor. Bugün şirket pılını-pırtısını toplayıp gitse başka firma aynı şartlarda gelebilir. Geçenlerde maden sahası yolundaki iş kamyonunun durdurulması kanuna aykırıdır ve asıl hedefe zarar verecek niteliktedir. Kazdağları’nı ve diğer kıymetli ormanlık bölgelerimizi) korumak istiyorsak akıllı davranılmalı, kanunla karşı karşıya gelinmemelidir)
.
Devlet elindeki maden kanununa bakarak bu müracaatı işleme koymuş.
Uzun bir süreçten sonra hazırladığı tüm raporları onaylayarak:
“Buyur kardeşim gel, işe başla” demiş.
(ÇED sürecine itirazlar var)
.
Hatta CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan şu iddiada bulunarak:
“Kaz Dağları’nda altın aramak için 200 bine yakın ağaç kesen Kanada firması Alamos Gold’un yerli ortağı Doğu Biga Madenciliğe Süper Teşvik belgesi verildiğini ve bunu vermeye de tek yetkilinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.” Dedi.
.
Bu iddia üzerine Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan konuyla ilgili bir açıklama yapıldı.
“Teşvik mevzuatındaki şartları sağlayan ve Bakanlığımız dışındaki diğer kamu kurum ve kuruluşlarından alınması gereken gerekli izin, ruhsat, lisans, ÇED Belgesi ve benzeri bilgi ve belgeleri ibraz eden tüm yatırımcılara ayırım yapılmaksızın aynı destekleri ihtiva eden teşvik belgeleri, şeffaf ve öngörülebilir bir süreç içinde düzenlenerek Resmi Gazetede yayımlanmaktadır.”
.
Peki herkese verilen teşvike göre kanunen ne kadar alacaklar?
Bu firma 7 yıl boyunca sigorta teşviki alacak.
% 80 vergi indirimi alacak.
Gümrük vergisinden muaf olacak,
KDV'den istisna tutulacak.
Bunların toplamı toplam 865 milyon lirayı bulacak.
.
Tüm olayların sonucunda CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan ve 25 CHP’li vekil Atikhisar Su Havzası’nda maden şirketleri eli ile yaşanan doğa katliamının araştırılması için komisyon kurulmasını içeren araştırma önergesi verdi. Bu şirketler: Altın, gümüş ve diğer metalik maden projeleri olan;
Alamos Gold, TÜMAD, Eczacıbaşı, Bahar Madencilik, Cengiz Holding, Koza Maden, Orta Truva (Pilot Gold ve TECK), Koza, Pumice.
.
Bu konuda mecliste konuşan Ceylan:
“Çanakkale ve Balıkesir’de tarımla uğraşan 800 bin kişi var,
Siyanür madenciliğine izin verilerek insanların temiz su kaynaklarının ve gıda güvenliği yok edildi.
Yine şirket eliyle 196 bin ağaç katledildi.
Atikhisar’daki altın madeninde 26 bin ton siyanür ve arsenik gibi ağır metaller kullanılacaktır.
Bölgenin tek su kaynağı Kaz Dağları’nın dereleri, yeraltı suları, tarım alanları ve ormanları zarar görecek,
Türkiye’deki 7 bitki türü yok olacaktır.
Danıştay’ın ÇED raporunu hukuksuz bulmuştur ama katliam durmamıştır.”
Sonuç mu?
Araştırma önergesi talebi, AKP ve MHP’li vekillerin oylarıyla reddedildi.
.
CEO’nun açıklamasına göre 3 milyon ons altın bulunmuş.
Şimdiki değeri 4 milyar dolar.
Yani, 22 milyar 640 milyon lira.
Yapılan yatırım ise: 100 milyon dolar.
Üretime 2020 yılında başlanacakmış.
15 sene sürecekmiş.
.
Ağaç kesim işinde ise “Ben yapamam, elemanım yok” diyerek Orman Bakanlığına tam 5 milyon lira para yatırmış.
.
Orman bakanlığı “Sen merak etme biz bu ormanı keseriz” demiş ve başlamış işe koyulmaya.
.
Yukarıdaki hesapların hangisi doğruysa artık, o kadar ağaç kesilmiş.
.
İşin acı tarafı:
İşçiler ağaç keserken yoruldukları zaman kesmedikleri ağacın gölgesinde mola vermişler.
.
Kirazlı maden alanına sözleşme gereği ağaçlandırma yapılacağı şirket tarafından söylendi.
Fakat sadece ağaç dikerek bir orman oluşturulmayacağını,
Ve bir ormanın sadece ağaçlar oluşmadığını ilkokul bilgilerimizden biliyoruz.
Orman bir ekosistemdir, bir ormanın yenilenmesi ve ekosisteminin oluşması yüzyıllar sürer.
.
İktidar bu konuya açıklık getirmek istedi ve AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan;
“Altın madenine ilk izin, 25 Nisan 2001 tarihinde dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer döneminde verildi” dedi.
.
Bütün millet “Aaaa!” diye hayret nidaları atarken Mustafa Ersümer’den cevap geldi.
“Bülent beyin kendini savunma telaşı içinde bana atfetmeye çalıştığı gibi dönemimde verilmiş bir ruhsatın olmadığı ekte sunduğum Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Dairesi Genel Müdürlüğünce düzenlenmiş ‘Mahallinde Tetkik ve Değerlendirme Raporunda’ açıkça belirlenmiştir.
Bu raporda, bu resmi belgede ruhsat sahibi ve sahası hakkında bilgiler bölümünde:
Erişim no: 1 ruhsatının ilk müracaat tarihi ve sayısı karşılığında 21.01.2002/165 sayılı makam oluru yazılıdır.
Benim görev dönemimden sonradır.
Erişim no: 2 ruhsatının ilk müracaat tarihi ve sayısı karşılığında 04/02/2002 tarih ve 278 sayı yazılıdır.
Bu ruhsatta benim dönemimden sonradır.
Erişim no:3 ruhsatının ilk müracaat tarihi ve sayısı karşılığında 03/05/2002 tarih ve 11237 sayı yazılıdır bu son ruhsatta benim görev dönemimden sonradır.
Bu belgeyi düzenlemek için yapılan görevlendirmede yine 27/09/2012 tarih ve 4793 sayılı olup benim bakanlıktan ayrılmamdan 11 yıl sonradır.” Dedi.
.
Bülent Turan bu cevaba bir yorum yapmadı henüz.
.
Anayasa mahkemesi,
İnsan hakları mahkemesi,
Dünya Çevre Platformu,
Neresi olursa olsun.
İtiraz noktası şu;
Yüzde elli oy almış bir iktidar, diğer yüzde ellinin geleceğini ilgilendiren ve geri dönüşümü mümkün olmayan bir karara referandum yapmadan karar veremez.
Aynı Suriyeli göçmenlerin kabulü gibi.
.
Bu maden kanunu tümden geçersizdir.
Derhal iptal edilmelidir.
Zira;
Kaz Dağlarının tarım ve turizmin ile ürettiği ekonomik değer tüm altın madenlerinin yarattığı ekonomik değerden çok daha fazladır.
Turizmden gelecek olan gelir, taban daha çok yayılmıştır.
.
İşin en acı tarafı şu;
Türkiye’nin 15 yıl sürecek bu maden çıkarma işinden eline geçecek para 160 milyon dolar.
.
Yani Milli takıma Ronaldo lazım olsa bu parayla alamıyorsunuz.
.
“Kaz Dağları 5000 yıllık geçmişi içinde bu bölgenin ‘Altın yumurtlayan tavuğu’ olmuştur. Altına tamah uğruna bu tavuğu kesmemek gerekir. Bu nedenle burada yapılacak bütün çalışmalarda sürdürülebilirlik ilkesi daima ön planda tutulmalıdır.” (Ş.K.)
.
Sonuç;
Fazıl Say konser için gelmiş.
On binlerce kişi buraya akın etmiş.
İş büyümüş ama devlet kanadından “Tık” ses çıkmamış.
.
Hedef olarak;
Bu kanununun iptal ettirilmelidir.
.
Yoksa hepimize geçmiş olsun…