.
Her ne kadar relaks bir yaşamı tercih etmeye çalışsam da olmuyor.
.
Sabah sabah;
Ses kirliliği ile başlayan beyin yoklaması, trafik, su faturası, yol bozukluğu, sıcak, rüzgâr, nem, insan davranışları, iş stresi, haberler, toz, ter, iş çıkışı yoğunluk, akşam trafiği, alışveriş pahalılığı, akşam başlayan düğün gürültüsü, esmeyen rüzgâr, kavurucu yatak…
Daha ne olsun, hepsi sözleşmişçesine üzerime yağmur gibi geliyor.
Baş etmek mümkün değil artık, yaşlandık zira.
.
İşte bunlardan sadece bir tanesi;
Kayyumlar atandı.
Ortalık ayağa kalktı.
.
“Neden atandı?” diyene “terörist” dendi.
.
Demokrasi zor bir yönetim şekli.
En iyisi olsa da bazı zorlukları var.
.
Ellerine verilen değerleri bileyenlerin sürekli taşa vurdukları bir sistem.
.
Televizyonda kayyum atanan belediye başkanlarının yaptıklarını dinledim.
“Kayyum atayarak az bile yapmışlar” dedim.
Hani İstiklal Harbi zamanında olsa sonları belliydi.
.
Ancak;
Günümüz yönetim şekillerinde daha sakin düşünerek demokrasi sitemine uygun tavırlar almak ve uygulamalar yapmak gerekiyor.
.
Fevri bir şekilde ortaya atlayarak, halkın tepkisini çekecek davranışlardan kaçınmak siyaset gereği.
.
Kapsamlı bir açıklama yaparak görevden alınma neden olmasın?
Vatanın bölünmez bütünlüğünü sarsacak her türlü hareketin bir karşılığı olmalı tabi.
.
Ancak daha sonraki kayyum atama yerine, meclis içinden seçilecek başka bir başkanın göreve gelmesi daha mantıklı değil miydi?
.
“Kanunu çiğneyen, uymayan, hiçe sayan” her kim olursa olsun cezalandırılacağını bilerek bu göreve gelmeli, en küçük bir suiistimal karşılığında akıbet bir önceki ile aynı olmalıdır.
.
Devletin istihbarat birimleri takibini sürdürmeli ve görevini ihmal edenler için tekrar edilmelidir ki halk, “seçerken, oy verirken” kime nasıl oy verdiğini bilsin.
.
Halkın seçtiğini hiçe sayarak “Ben bilirim” havalarında kayyum ile baskıcı bir idare rejimine giderseniz “Terörün kucağına” bir dolu insanı boca etmiş olursunuz.
(Hoş daha önce iktidarın seçip kayyum atadıklarının da altın kaplamalı banyolarını gördük, o başka)
Seçmenin oylarına saygı göstererek, “demokrasi sitemine uyacak, vatan toprağını benimsemiş kişileri” bulana dek işlem devam etmelidir.
.
Bugün hala savaşı verilen terör belasından dolayı her gün şehit haberleri gelmektedir.
Karşımızda beyinleri yıkanmış, sözde emeller peşinde koşturulan, vatanımız içinden seçilmiş binlerce insan bulunmaktadır.
.
Devlet zafiyeti, yanlış politikalar, aşağılama, öteleme, dışlama ve yanlış teşhis sonucu yıllarca bitirilemeyen bu terör için;
Sadece iktidar değil, muhalefeti, STK’ları olmak üzere herkesin katılımıyla akılcı, mantıklı ve sitemli bir şekilde topyekûn savaş verilmelidir.
.
“Ben bilirim, ben yaparım” mantığı ile
Muhalefetin her eleştirisini, yanlış uygulamalara yapılan her karşı fikri, “Teröristler” diyerek bertaraf etme yoluna gitmek ile bir yere varılamayacağını hala öğrenememiş acemi politikacılar bizi idare etmeye devam ediyor.
.
Meclisi by-pass edilmiş ve tek kişiye bağlı koskoca cumhuriyetin geleceği nokta bellidir.
.
Artık hep birlikte akılcı politikalar üreterek bu işe son verilmeli, sadece terör değil “gemi azıya almış diğer devletlerin” vatanımız üzerindeki kötü emelleriyle;
Hızlıca karar alarak politik olarak topyekûn savaşma zamanımız gelmiştir.
.
Tam istedikleri “Böl, parçala, yönet” şeklindeki sistemle bizleri parçalanmaya hazır hale getirecek azgınların planlarına kenetlenerek karşı çıkmalı ve artık;
Basit, avam ve ilkel politikaları bir kenara bırakarak demokrasi kapsamında akılcı ve çözüm odaklı davranmalıyız.
.
Bir diğer sözüm milletvekillerine;
1980 öncesi sürdürülen ve hiçbir sonuç alınamayan “Mahalle ağzı” konuşmalar ile yapılan politikaları lütfen bırakın.
Gerginlikten beslenmek kısa dönemde işinize yarıyorsa da mütevazı olmak, saygın olmak, temiz ağızla konuşmak hala beklentilerimiz içinde.
.
Halk olarak umudumuzu kaybetmeden;
Davranışlarınızdan vaz geçerek, gerçek Türk efendiliğine dönüp asaleti gösterme günü gelmiştir.
Haydi artık başlayın bir yerden…