Eğitime o kadar çok önem verdik ki.
Eğitime o kadar çok önem verdik ki. Eğitim ve eğitim sistemleriyle oynamaktan helak olduk. Öyle zamanlar oldu ki, sistemi çıkaranlar bile izah etmekte önemli zorluklar çekti. Çünkü bir yerden kopyalanmıştı, çevirinceye kadar yıllar geçti. Bu süreç ne yazık ki hep devam ediyor. Daha da devam edecek gibi. Eğitim şart çünkü. Çünkü eğitimsiz bir toplumda her türlü insanlık dışı olaylar yaşanır. İnsanın yaşama hakkına kadar uzanan bütün çirkinlikleri yaşamak mümkündür.
Eğitim şart derken ne kadar tiye aldığımız net bir şekilde ortaya çıkıyor. Son günlerde okunan haberlere bakılacak olursa, memleketin tam bir karambol yaşam sürdüğünü gösteriyor. İletişim çağındayız belki. Hemen her noktada meydana gelen olaylar yarım saat içerisinde önümüze geliyor.
Derse geç gelen öğrenciyi izin kağıdı alması için geri gönderen öğretmen cinayete kurban gidebiliyor. Hem de bu işin olacağı bilinirken. Öğrenci belli ki ne anne babasından ne de okuduğu okulda yeterince eğitim alamamış. Hangi eğitimi alacaktı? İnsani değerlerle ilgili eksik yetişmiş. Cinayeti işleyen öğrenci iki tane eğitim sistemi görmüş. Belli ki sistemler birbirini tamamlayamamış. Yetişkin insan olmada eksiklikler var.
Güvenlikle ilgili sorunlarımız her geçen gün artıyor. Dükkanların, mağazaların, bankaların ve devlet dairelerinin hemen her tarafı güvenlik kameralarıyla doldu taştı. Güvenlik sistemleri için harcanan değerlerin hakı hesabı yok. Köy ve Beldelerde sokaklar güvenlik kameralarıyla donatılıyor. Masraflar bir yana, çok fazla faydası da görünmüyor. Yerel yöneticilerin en sıkıntılı olduğu konular içerisinde güvenlik olgusu olmaya başladı. Köy ve belde girişlerine yasaklı levhalar asılmaya, kameralı güvenlik sistemlerinin bulunduğuna dair tabelalar asılmaya başlandı. Önlem sadece hırsızlığa karşı değil elbette. Bu sorunların üstesinden gelmenin tek yolu olarak hep eğitim şart dedik.
Hırsızlık, darp, cinayet, terör ve benzeri anarşik olaylar her geçen gün tırmanıyor. Eğitim sistemimizi değiştirmek suretiyle hepsinin önüne geçileceğine inanılıyor. Dünyadan örnekler veriyor icat edenler. Ama bir türlü getirilen bütün sistemler eskisini aratıyor.
Kimliğimize, gelenek ve göreneklerimize, kültürel değerlerimize, hatta genetiğimize uymayan bu sistemlerde yetiştirdiklerimiz, sosyal sorunları sürekli tırmandırıyor. Demek ki sistemlerde bir sorun var. Eğitim şart deyip gittiğimiz noktanın ne olduğunu bilen yok. Görünen o ki, daha fazla güvenliğe ihtiyacımız olacak. Güvenli bir toplum oluşturamadıktan sonra, eğitimde nereye gitsek gelecek karanlıktır.
Eğitim sistemi sürekli değiştirilirken, okuduğunu, gördüğünü anlamayan bir nesil oluşmaya başladı. Yapılan araştırmalarda, ilköğretim çağındaki çocuklar okuduğunu anlatamıyorlar. Demek ki ezbere dayalı öğretim veriliyor.
Eğitimde çözümsüzlüğü sürekli artıran sistem değişiklikleri, çalışmayan, üretmeyen bir nesli de çoğaltıyor ne yazık ki.
Çözüm çok zor değil aslında. Eğitmeyi bilen öğretmenlerle eğitimi organize etmek. Kenarından köşesinden karar mercilerine gelmiş beyinleri tasfiye etmek.