Aynı banka şubesi, aynı adam tarafından dördüncü kez soyulunca polisler kadın veznedarı sorguya almışlar:
Aynı banka şubesi, aynı adam tarafından dördüncü kez soyulunca polisler kadın veznedarı sorguya almışlar:
-“Adamın senin dikkatini çeken bir özelliği var mı?”
-“Olmaz mı? Var!” diye yanıt vermiş veznedar gülümseyerek, “Her seferinde biraz daha yakışıklı geliyor gözüme!”
***
Yorgun işadamı gece yarısı otele gelip tek kişilik bir oda istemiş, resepsiyon memuru giriş işlemlerini yaparken adamın gözü lobide kendisine bakıp gülümseyen harika kadına takılmış, görevliye: “Bir dakika bekler misiniz?” diyerek koşmuş lobiye ve kısa bir müddet sonra kolunda o kadınla dönmüş resepsiyona; “İnanılmaz tesadüf, karıma rastladım… Odayı çift kişilik yapalım lütfen” demiş nazikçe.
Ertesi sabah otelden ayrılırken kendisine resepsiyondan 3000 dolarlık fatura uzatılınca:
-“Neee? Ama bir gece kaldım ben?” demiş müthiş şaşırarak.
Görevli gülümseyerek; “Haklısınız efendim” demiş kabul yeri görevlisi saygılı bir ifadeyle,
-“Ama eşiniz hanımefendi beş kuruş vermeden tam 3 haftadır bu otelde kalıyordu!”
***
Adamın biri bir gün yolda giderken bir dilenciye rastlar ve dilenciye sadaka verirken; “Al bununla bir sigara alırsın” der.
Dilenci; “Beyim ben hiç sigara içmem” der.
Bunun üzerine adam; “O zaman bir bira içersin” der.
Dilenci “Ben ağzıma içki koymam” der.
“Sen de o zaman bir altılı oynarsın.”
Dilenci “Beyim ben hiç kumarda oynamam" deyince adam; “O zaman al bu parayı ve bizim eve gel” der.
Dilenci “Nedenmiş o?” diye merakla sorar.
Adam; “Karım sana baksın, içki ve sigara içmeyen, kumar oynamayan bir adamın hali nasıl oluyormuş görsün…”
***
Adamın biri çok şişmanmış.
Diyetisyene gidip zayıflamak istiyormuş.
Doktora gitmiş.
Doktor başlamış saymaya;
-“Kibrit kutusu büyüklüğünde peynir, 2 zeytin, bir dilim ekmek ve çeyrek domates…”
Sayması bitince azarlar gibi parmağını sallayarak; “Dediklerimi aynen uygulayacaksınız…” demiş.
Adam merakla sormuş:
-“Herhalde uygularım. Yalnız anlamadığım bir şey var. Ben bu saydıklarınızı yemekten öncemi yoksa yemekten sonramı yiyeceğim?”
***
Adam ölüm döşeğinde...
Üç oğlu başucunda nemli gözlerle beklemektedir.
Büyük olan doktor oğluna dönerek zorlukla konuşur;
-“Bak yavrum bunca yıl okudun doktor oldun, hastalarına iyi bak, onların vebalini alma, paragöz olma…”
Sonra avukat olan ortanca oğluna döner.
-“Bak oğlum girdiğin davalarda adil ol. Müvekkillerinin haklarını iyi savun…”
Son olarak bir baltaya sap olamamış küçük oğluna döner;
-“Sende baban gibi iki elden fazla okeye dönme eşşoğlu eşek…”
***
Kadın psikoloğa, kocasının kendisi ile sevişmediğini anlatmaktadır.
Psikolog: -“Yarın ki seansa kocanızı da getirin...” der.
Ertesi gün kadın kocasıyla gelmiştir.
Doktor kadına soyunmasını ve yatağa uzanmasını söyler.
Kendisi de soyunarak kadının yanına yatar ve adamın gözünün önünde kadınla halvet olur.
Sonra kadının kocasına dönerek;
-“Gördün mü? Haftada en az 3 defa böyle olacak…”
Kocası pek anlamış vaziyette sorar:
-“İyi de her defasında benim de gelmem gerekiyor mu?”
***
Orta yaş üzeri bir İtalyan, son derece ateşli genç bir bayana âşık olmuş, aşkının karşılığını da aynı şekilde almış.
Birbirlerini çok sevmişler, birlikte olmaktan çok mutlu olmuşlar ve evlenmeye karar vermişler.
Evlenmişler, ama dışarıda olağanüstü giden işler, yatağa gelince sorun olmaya başlamış.
Karısını çok seven, onu her anlamda ve her alanda mutlu etmeyi isteyen adam, geceleri bir türlü istediği sonucu alamıyormuş.
Sevgileri onları çözüm arayışına itmiş.
Bir gün konuşurlarken, “Papaza danışalım” fikri çıkmış ortaya.
Gitmişler papaza durumlarını anlatmışlar, ne yapabileceklerini sormuşlar.
Biraz düşünen papaz, karı kocaya ilginç bir öneride bulunmuş:
-“Genç bir delikanlı bulun. Eline bir havlu verin. Siz işinizi hallederken, havluyu sağa sola sallasın hafif bir rüzgâr yapsın.”
Karı koca büyük heyecanla havlu sallayacak genci aramışlar, bulmuşlar.
Vermişler gence havluyu, kendileri de işe koyulmuş…
Ama işler istedikleri gibi gitmemiş.
Gitmişler yine papazın yanına, papaz sorunun çözülmediğini öğrenmiş, düşünmüş taşınmış ve kocaya dönüp demiş ki:
-“Siz şu delikanlı ile bir yer değişin, havluyu sen salla bakalım ne olacak?”
Karı-koca papazdan aldıkları son öneri ile evin yolunu tutmuşlar, koca almış eline havluyu sallamaya başlamış, genç adam da onun yerine geçmiş.
Tabi sonuç müthiş.
Havlu sallayan koca giyinmekte olan genç adama dönmüş ve küçümseyici bir tavırla bağırmış:
-“Gördün mü koçum? Havlu böyle sallanır!”